bugün

kisa sure once hayatima giren cok onemli bir insanin tavsiye ettigi, benim de cok begendigim kitap. boyle de bir kismi vardi cok hosuma giden:

"Onun bircok hislerinin, dusuncelerinin benimkilere ne kadar benzedigini gordukce, aramizdaki yakinligi daha kuvvetli hissederek seviniyor; fakat onun bir noktada benden ayrildigini, hakikatleri kendi kendisinden saklamayi, ne pahasina olursa olsun, kendisini aldatmayi asla istemedigini anladigim icin korkuyordum. Cunku muphem bir his bana, kim olursa olsun bir insani tamamen gordukten ve gorduklerini kendinden saklamadiktan sonra, ona hicbir zaman busbutun yaklasilamayacagini fisildiyordu."
" bu insanlar dünyada nasıl yaşamak lazımsa öyle yaşıyorlar, vazifelerini yapıyorlar, hayata bir şey ilave ediyorlardı. ben neydim? ruhum bir ağaç kurdu gibi beni kemirmekten başka ne yapıyordu?"
en incesinden en odununa kadar okuduktan sonra mutlaka bir iz bırakan romandır .
başucu kitapları listesinde ilk on'a girebilecek bir başyapıt.
basit bir adamın karmaşık, şaşırtıcı hikayesini ele alan kitaptır.ne kadar basit de olsa sonunda adamın burnuna vurur, gözünü yaşartır.
her cümlesinin altı çizilesi,sindiriminin kolay olmadığı kitap..gerçi şu an yarısına gelebildim ama okumak için okumamak, okuduğun cümleyi bir iki dakika oturup düşünmek gerekir.
bir yazar bu cümleleri nasıl yazmıştır, o an hangi psikolojidedir? o da ayrı bi' merak konusu.
filme çekilmesini beklediğimiz sabahattin alinin ünlü kitabı.

ha o kadar iyi bir prodüktör, senarist, yönetmen var mı?

olsa bile yaptırırlar mı?

hayır.
(bkz: portmantolu madonna)
adını kitaba veren tablonun gerçek olmasını ve görmeyi isterdim. bari biri çıkıp yapsa.
--spoiler--
aşk hiç de sizin söylediğiniz gibi basit sempati veya bazen derin olabilen sevgi değildir. o büsbütün başka, bizim tahlil edemediğimiz öyle bir histir ki, nereden geldiğini bilmediğimiz gibi, günün birinde nereye kaçıp gittğini de bilemeyiz. halbuki arkadaşlık devamlıdır ve anlaşmaya bağlıdır. nasıl başladığını gösterebilir ve bozulursa sebeplerini tahlil edebiliriz. aşka girmeyen şey ise tahlildir..
--spoiler--
aldım uzak bir yere kaldırdım,göremeyeceğim bir yere. bu kadar acı bir insan için fazlaydı...
" bu nasıl bir aşk yarabbi" dedirten, uzun süre hafızalardan çıkmayan ve etksinde bıraktıran sabahattin ali' nin harikulade aşk romanı. okunması şiddetle tavsiye edilir.
iyi kitap, güzel kitap ama sonunu daaaan diye bitirmişler.
raif efendiye biraz üzülebilirsiniz hatta ağlayabilir; aşk, iş ve ev üçgeninde yaşadığı olayları onun başucunda oturan bir misafiri gibi heyecanla okucaksınız. onun dünyasına misafir olmanın tadı bambaşka..çok etkilenmişim sanırım.
okuduklarım arasında beni en çok etkileyenlerden, muhteşem bir aşk kitabıdır. aşk kitabıdır çünkü kadın ve erkek üzerinden, zıtlıkları aşikar, ama ortak bir arayışta kesişen iki insanın bakış açısından aşkla ilgili muhteşem tespitler okuma fırsatı verir bize. gerçeklere dönüp " olmaz böyle aşk, bu sadece bir kitap " diyip ayılmak gerekir. fazla etkileyebilir bünyeyi.

“…o, bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. sevmek ve ve hoşlanmak başka, istemek, bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka. aşk, bence bu istemektir; mukavemet edilemez bir istemek.”

maria puder

" içinde hakikaten sevmek kabiliyeti olan bir insan, hiçbir zaman bu sevgiyi bir kişiye inhisar ettiremez ve kimseden de böyle yapmasını bekleyemez. ne kadar çok insanı seversek, asıl sevdiğimiz bir tek kişiyi de o kadar çok kuvvetli severiz. aşk dağıldıkça azalan bir şey değildir."

raif efendi
"...muhitinin senelerce sabırlı bir çalışma ile vücuda getirdiği sahte şahsiyet, asıl hüviyetinin başkaldırmasına meydan vermeyecek kadar kuvvetliydi." Daha ne olsun!
"Elleriniz ne kadar soguk.." dedim.
Tereddütsüz cevap verdi: "ısıtın."
ve her ikisini birden uzattı.
sıradanlıklardaki farklılığı anlatan güzel bir kitap, başyapıt.
hiç sorgulamadan peşinden gidilen bir tutkuyu anlatan okunası bir kitaptır. aşkın olanaksızlığına ve günümüzdeki düzenin sildiği kişilikleri ele almıştır.
sabahattin ali'nin yılbaşını, yılbaşında kutlama yapmayı vs. mükemmel anlattığı romanı. önce yılbaşının gereksizliğini sonra kutlama yapmanın sebebi daha iyi anlatılamazdı sanırım. o satırlar: http://zanzaon.blogspot.c...ttin-ali-maria-puder.html
"çünkü o artık yaşamıyor." kısmından sonra yıkıldığım kitap.
spoiler
raif efendi o küçük kızla rastlaştığında, direk baba kız olduklarını anlamıştım.
spoiler

okunabilecek en fantastik aşk hikayelerinden biridir. sevip de kavuşamamak, özgürlüğüne düşkün olmak ve insanlara inanıp güvenemiyor olmak ne demek okuyunca içinizde hissedersiniz. ne acı, ah ne acı.
hem maria puder için, hem raif efendi için.
Aylak adam'la birlikte depresyon sebebidir. Tecrübeyle sabittir.
tasvir bakımından belki de türk edebiyatının en enfes romanlarından biridir. bitirdikten sonra adamı manyağa bağlar 3-5 gün. göt üstü oturup düşünürsünüz bu okuduklarım neydi diye?
"o beni mahzun zannediyordu.
halbuki değildim.
şimdi, gülemeyecek kadar mesuttum ve saadetimi ciddiye alıyordum.''