bugün

gözle görülür bir gerçektir efendim.

akp'ye oy verenlerin çoğunun köylü olduğunu düşünürsek ,
kızlarını okutmayan çoğu insanın da bu köylü dünya görüşünde olduğunu düşünürsek aslında efendi olmaktan çok gelişmemeye yüz tutmuş insanlar olduğunu görürüz. emekçi olmaları yaptıkları cahillikleri ve gelişmeye direnmiş insanlar oldukları gerçeğini değiştirmez.
bir gerçektir. zaten "köylü milletin efendsidir" sözü, bir nazi özdeyşidir. köylülerin soylarının karışmamış olduğunu ve dolayısıyla ırkçılık davasının temeli olduğunu anlatmak istemiştir.

yoksa, köylü milletin niye efendisi olsun ki? ne teoirik olarak, ne de pratikte bir anlamı yoktur bunun... düstur daima şudur:

- bir toplumu temsil hakkı, o toplumun en iyilerindedir!

bugün bunun olduğunu söylemiyorum tabii... bugün belki en kötüleri temsil ediyor bu toplumu... ideal çerçevesiyle, şunu söylüyorum:

(bkz: aydınlar aristokrasisi)
olması gerektiği gerçeğini değiştirmez..
büyük çoğunluğu cahil ve hüloğcu olduğu için beni de atatürk'le ters düşürmüştür.
aslında olay muhtarlarda bitmektedir arkadaşlar, burasını bilmiyor ve anlamıyorsunuz. büyük oranda köylerde muhtar ne derse, köylü de gider ona oy verir. akp'nin de muhtarları bağladığı ve para yedirdiği gerçeği göz önüne alındığında, köylünün akp'ye niye oy verdiği gerçeği ortaya çıkmaktadır.
emin olun atatürk'ün de çok iyi bildiği bir gerçek.

adam bir mesaj vermiş işte. bu kadar mı zor anlamak.
Zamanında milleti uyutmak için söylenen vecize.
+efendim , köylü olarak milletin efendisi olmadığınız söyleniyor ne diyorsunuz ?
-yaw he he.
necati sana bi kapak takmak lazım ilk önce onu belirtmek istiyorum.

köylü milletin efendisidir tabii ki. neden? çünkü yetkileri alınmış kimsenin umursamadığı bir efendiden pek de zarar gelmez. bence de efendidirler olsunlardır.

ama ben bu noktada necati abime seslenmek istiyorum:
necati abi akp ye köylü veriyor oy demişsin cahil olmaları bizim suçumuz değil demişsin ya abi.

yok abi öyle değil akp yerel seçimlerde %38 falan aldığında istanbulda %46 idi oyu. demek ki mevzu köy-köylü değil... haa dersen ki istanbul da göçmen köylülerden ibaret zaten falan ona da cevap veririm o sorun değil de.

bak necati abi sen şimdi cahil cahil konuşuyorsun ya hah işte kime oy verdiğinden bağımsız olarak malsın abi. net.

sen bu kafayı değiştir necati abi olmamış bu kafa.

Not;: bu entry tanım içermekle birlikte alenen forum chat tarzı entry örneğidir. bilerek ve isteyerek sırf bu necatiye kapak olsun diye öylesine pek siklemeden yazdım. * kiss

^^

bak bu da garip his ha "nasılsa silinecek amk" diye yardırıyoruz su anda formata doğru sayın seyirciler. * işaretine swf yazıyorlar ya abi kafa atabilirim o tiplere. yok gülücük burda falan. bence gizli homosunuz kusura bakmayın.

enter the void izleyecem yarıda kaldı ilk kısmında çocuğu vurdular lan Japonyada öldü ruhu takılıyodu en son.
nerde şu atatürkün asker cik leri . ses var da görüntü nerde .
Şimdi her sözü söylenildiği zamana göre değerlendirmek lazım gelir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarında Nüfusun büyük bölümü köylerde yaşıyordu. Köyleri de köylüler oluşturuyordu. Dolayısıyla köylü en büyük sınıftı. Ve henüz sanayileşememiş bir toplumda en büyük üretimi yapıyordu. Yani köylünün üretimden kaynaklanan gücü vardı. Atatürk "köylü milletin efendisidir" derken kastettiği bu durumdur. ki büyük oranda o köylülerin çalışmasıyla Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. işte Ruslara taze meyve sebze vermişiz, onlar bize fabrikaları kurmuş. (Diplomasi de vardır da... ) Esas köylünün milletin efendisi olması hususu oradan kaynaklanıyor. Yani şu anki boş köylere, üretim yapmayan köylülere bakıp aldanmayın. Yoksa anakronizme düşersiniz.