bugün

bir dil bilimci prof üzerinden hayatı ve dünyayı sorgulayan muhteşem bir elias canetti kitabıdır...okurken insana kendini sorgulatan ve mutlaka hayatın yönünü değiştirecek eser...
elias canettinin farkını görmemizi sağlayacak eserlerinden yalnızca biri.. eğer değişik bir kurguyla toplumsal bir takım sorunlara el atmış kitapları seviyorsanız ve kullanılan her cümlenin özenle yazılmış olduğu bir kitap okumak istiyorsanız size çok şey katacak bir kitap..
payel yayınevinin berbat ettiği kitap. puntolar çok küçük. göze zarar derecesinde. bu yüzden okurken kitaptan sıkılmamak elde değil. böyle kaliteli kitaplar bu şekilde özensiz basılmamalı. *

mutlu depresif ten dikkate değer edit, aynen aktarıyorum:
"ama payel yayınları da yumuşacık çok rahat açılıyor.. bi de saman kağıt ya o güzel.. bi de en azından abuk sabuk kitaplar basmıyor.. bi de kapak tasarımları da iyi"
alman faşismini ironik bir dille eleştiren ve 1935 yılında yazılan elias canetti romanı. kitle ve iktidar ilişkisini irdeleyen bir romandır. toplum karşısında küçülen bireyin ve iktidarı ele geçirdikten sonra "küçülmüş bireyin" nasıl canavarlaştığını anlatır.
Eğer iyi bir okursanız kendinizi kaybetmemek için özen göstermeniz gereken eser. Kitapla geç tanıştığım için kızdım kendime. Ancak bu duygu zaten her "eski" eserin "yeni" okunmasından sonra yaşanan bir duygu karmaşası. öyle bir aydın bunalımından bahsetmiş ki bizim muhteşem elit entelektüel kesimimizin hiçbir zaman içine düşümeyeceği bir hali yansıtmış. kalemle okuyunuz, altı çizilecek çok kelam var. Çeviri hikayesi de bir o kadar ilginç. iki üstadı yan yana getirmeyi başarmış bir eser oluşu da Türk edebiyatı adına mühim.
Elias canetti nin başyapıtıdır.

Okuduğunuz Bazı kitapların sadece adını hatırlarsınız çok nadirlerinin her şeyini. Körleşme yi çok erken bir yaşta okumuş olmama rağmen her şeyi tüm kurgusu tastamam aklımdadır. Hegel in efendi köle ilişkisine dayalı tahakküm kuramını daha iyi anlatabilen başka bir eser tasavvur edemem şahsen.

Biraz melankolik olmasına rağmen Okunduğunda insanın hayata bakışını değiştiren tekrar tekrar okunması gereken kitaplardandır fikrimce.
elias canetti nin 24 yaşında yazdığı bir kitap. içerisinde şöyle bir paraf barındırır.

"...Nacizane fikrine göre, ortaöğretimde ders vermekle görevlendirilmiş ve yaratıcılık kişiliğinden yoksun kişiler, üniversite kürsülerinin başına getirilmeli, böylelikle gerçek bilim adamlarının kendilerini tümüyle yaratıcı çalışmalara adayabilmeleri sağlanmalıydı. Doğrusu ortalama beyinler bulmak konusunda sıkıntı çekildiği söylenemezdi.."
kitabının daha güzel olduğu söylenir ki doğrudur.