bugün
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu18
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak14
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz15
- anın görüntüsü21
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- anneler günü17
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- evlilik yaşı kaç olmalıdır11
- zall beceremiyorsan bırak git15
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor14
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi17
- icardi190512
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri9
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- doğum gününde hatırlanmamak13
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- icardi1905'in sözlüğü bozması12
- ismet gurbuz 202413
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı10
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- en dindar özelliğiniz25
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- ali koç9
- yorgun mermi10
- şizofreni11
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek11
- bacağa kramp girmesi10
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkeklerin sadakatsiz olması18
- türkiye den soğuma sebepleri11
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar15
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak8
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması23
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- uludağ sözlük kapatılacak11
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- cami tuvaletinin paralı olması9
- alıntıdır -
Kyaneai, antalya - Kaş'ın 30 km. doğusunda, Yavu köyünün bulunduğu yerdeki kayalıklar üzerine kurulmuştur.
ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu konusunda yeterli bilgi yoktur. Sadece geç devir tarihçilerden Plinius'da ismi geçen bu kentin geçmişini Stellerden ve kitabelerden öğrenebilmekteyiz. Kentin geçmişi M.Ö. IV.yy. a kadar inmektedir. Sürekli yerleşim görmüş olan bu kent Lykia'nın en zengin kentlerinden biri olup Eyalet Birliği olan Koinion'a dahil 34 yerleşimden biri idi. Kitabelerden öğrendiğimize göre bu şehrin zenginleri civardaki şehirlere bile mali yardımda bulunuyorlarmış. Diğer bir kitabe de Rhodiapolisli Opramoas ile çağdaş olup birçok kente yardım eden, Nikostratos'un oğlu iason isminde bir vatandaşa yaptığı yardımlardan ötürü şerefine yazılan bir onurlandırma kitabesidir. iason aynı zamanda ''Lykiarkh'' (Lykia'nın en büyük hâkimi) unvanını taşıyan bir devlet görevlisidir .
Kyaneai kenti, güney yönü oldukça sarp bir kayalık olan yüksek bir platform üzerinde kurulmuştur. Kenti üç yönden kuşatan surlar 450 metre uzunluğunda olup, ana giriş kapısı batıdadır. Güney tarafı uçurum olduğu için o tarafta sur yoktur. Surların büyük bölümünün Bizans devrinden kalmış olmasına karşın yer yer Roma döneminden izlerle de karşılaşılmaktadır. Özellikle Roma dönemi surlarının dış yüzleri dikdörtgene yakın taşlardan olup dış yüzleri biraz şişkin bırakılmıştır. Ayrıca bu surlarda antik çağ yapılarının taşları bol miktarda kullanılmıştır. Bizanslıların da kullandığı açıkça anlaşılan bu surların üç yönünden de içeriye girildiğini kalıntılardan anlamaktayız.
Akropolün batı eteklerindeki alçak bir tepedeki çift diazomalı ve 25 oturma sıralı tiyatrosu M.S. II.yy.a ait olup bir Roma eseridir. Üst ve yanları yıkılmış, orta kısmı ise oldukça sağlam kalmıştır. Diazomanın en üst sırası ise koltuk şeklindedir. Oturma kademelerinin zeminine üçer ara ile açılmış delikler, muhtemelen seyircileri güneş ve yağmur gibi etkenlerden korumak için gerilecek olan tenteyi taşıyacak ahşap ayaklar için olmalıdır. Cavea duvarı poligonal bloklardan yapılmıştır. Sahne binasından ise çok az bir parça kalmıştır.
Roma döneminde çok daha gelişen kentte akropol ile tiyatro arasında çok sayıda lahitle karşılaşılmıştır. Bunların bazıları sade bazıları da kabartmalı olup hemen hepsi Roma dönemine tarihlendirilmiştir. Ancak kentin güneyindeki nekropol çok daha eski tarihli mezarları kapsamaktadır. Anıtsal mezarların yanı sıra kayalara işlenmiş olanları da bulunmaktadır. Bunlar eskiden antik yolun bir parçası olan geçidin iki yanındadır. Kaya yer yer seviyelendirilmiş ve merdiven haline getirilmiştir. Bu kayalığın güney kısmında enteresan bir mezar vardır. Burada dik kayalık lahit şeklinde biçimlendirilmiş olup kapağı da Gotik kavislidir. Mu mezarların çoğunun üzerinde de Lykçe yazılar vardır. Tepenin sarp olan güney tarafında M.Ö. III.yy.a ait ion düzeninde tapınak tipi bir mezar çok ilginçtir. Üçgen alınlık ve arşitravın son derece itinalı bir işçiliği vardır. Kapısının üzerinde ise Grekçe bir kitabe yer alır. Bu iki katlı bir mezar odasına sahiptir. Üst katta Perpenenis ve karısının alt kat ise akrabaları içindir. Kitabesinde ayrıca ''Mindis'' onayı olmadan mezarın açılamayacağı yazılıdır.
Akropolün batı kapısı yanında ise M.Ö.IV.yy.a tarihlenen, ancak kime ait olduğu kesinleşmemiş bir Heroon'un olduğu da dikkati çekmektedir.
Kyaneai'nin yapıları arasında Kütüphane, Hamam ve Su sarnıçlarının izleri tespit edilmesine karşın bunlardan çevredeki dağınık mimari parçalardan başka bir şey yoktur. Bizans devrinde akropolün içine altı adet kilise yapılmıştır. Bunların da depremde yıkılmış olmaları ihtimal dahilindedir...
Kyaneai, antalya - Kaş'ın 30 km. doğusunda, Yavu köyünün bulunduğu yerdeki kayalıklar üzerine kurulmuştur.
ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu konusunda yeterli bilgi yoktur. Sadece geç devir tarihçilerden Plinius'da ismi geçen bu kentin geçmişini Stellerden ve kitabelerden öğrenebilmekteyiz. Kentin geçmişi M.Ö. IV.yy. a kadar inmektedir. Sürekli yerleşim görmüş olan bu kent Lykia'nın en zengin kentlerinden biri olup Eyalet Birliği olan Koinion'a dahil 34 yerleşimden biri idi. Kitabelerden öğrendiğimize göre bu şehrin zenginleri civardaki şehirlere bile mali yardımda bulunuyorlarmış. Diğer bir kitabe de Rhodiapolisli Opramoas ile çağdaş olup birçok kente yardım eden, Nikostratos'un oğlu iason isminde bir vatandaşa yaptığı yardımlardan ötürü şerefine yazılan bir onurlandırma kitabesidir. iason aynı zamanda ''Lykiarkh'' (Lykia'nın en büyük hâkimi) unvanını taşıyan bir devlet görevlisidir .
Kyaneai kenti, güney yönü oldukça sarp bir kayalık olan yüksek bir platform üzerinde kurulmuştur. Kenti üç yönden kuşatan surlar 450 metre uzunluğunda olup, ana giriş kapısı batıdadır. Güney tarafı uçurum olduğu için o tarafta sur yoktur. Surların büyük bölümünün Bizans devrinden kalmış olmasına karşın yer yer Roma döneminden izlerle de karşılaşılmaktadır. Özellikle Roma dönemi surlarının dış yüzleri dikdörtgene yakın taşlardan olup dış yüzleri biraz şişkin bırakılmıştır. Ayrıca bu surlarda antik çağ yapılarının taşları bol miktarda kullanılmıştır. Bizanslıların da kullandığı açıkça anlaşılan bu surların üç yönünden de içeriye girildiğini kalıntılardan anlamaktayız.
Akropolün batı eteklerindeki alçak bir tepedeki çift diazomalı ve 25 oturma sıralı tiyatrosu M.S. II.yy.a ait olup bir Roma eseridir. Üst ve yanları yıkılmış, orta kısmı ise oldukça sağlam kalmıştır. Diazomanın en üst sırası ise koltuk şeklindedir. Oturma kademelerinin zeminine üçer ara ile açılmış delikler, muhtemelen seyircileri güneş ve yağmur gibi etkenlerden korumak için gerilecek olan tenteyi taşıyacak ahşap ayaklar için olmalıdır. Cavea duvarı poligonal bloklardan yapılmıştır. Sahne binasından ise çok az bir parça kalmıştır.
Roma döneminde çok daha gelişen kentte akropol ile tiyatro arasında çok sayıda lahitle karşılaşılmıştır. Bunların bazıları sade bazıları da kabartmalı olup hemen hepsi Roma dönemine tarihlendirilmiştir. Ancak kentin güneyindeki nekropol çok daha eski tarihli mezarları kapsamaktadır. Anıtsal mezarların yanı sıra kayalara işlenmiş olanları da bulunmaktadır. Bunlar eskiden antik yolun bir parçası olan geçidin iki yanındadır. Kaya yer yer seviyelendirilmiş ve merdiven haline getirilmiştir. Bu kayalığın güney kısmında enteresan bir mezar vardır. Burada dik kayalık lahit şeklinde biçimlendirilmiş olup kapağı da Gotik kavislidir. Mu mezarların çoğunun üzerinde de Lykçe yazılar vardır. Tepenin sarp olan güney tarafında M.Ö. III.yy.a ait ion düzeninde tapınak tipi bir mezar çok ilginçtir. Üçgen alınlık ve arşitravın son derece itinalı bir işçiliği vardır. Kapısının üzerinde ise Grekçe bir kitabe yer alır. Bu iki katlı bir mezar odasına sahiptir. Üst katta Perpenenis ve karısının alt kat ise akrabaları içindir. Kitabesinde ayrıca ''Mindis'' onayı olmadan mezarın açılamayacağı yazılıdır.
Akropolün batı kapısı yanında ise M.Ö.IV.yy.a tarihlenen, ancak kime ait olduğu kesinleşmemiş bir Heroon'un olduğu da dikkati çekmektedir.
Kyaneai'nin yapıları arasında Kütüphane, Hamam ve Su sarnıçlarının izleri tespit edilmesine karşın bunlardan çevredeki dağınık mimari parçalardan başka bir şey yoktur. Bizans devrinde akropolün içine altı adet kilise yapılmıştır. Bunların da depremde yıkılmış olmaları ihtimal dahilindedir...
güncel Önemli Başlıklar