bugün

Birinci Dünya Savaşı'nın Galip Devletleri, savaş sırasında, aralarında yaptıkları anlaşmalarla, Türk topraklarını bölüşmeyi kararlaştırmışlardı. Mondros Ateşkesi ile de bu fırsatı ellerine geçirince; Suriye-Adana cephesindeki Türk Kuvvetleri'nin, Toros geçitlerine alınarak bölgenin boşaltılmasını istediler.

Yapılan baskılar sonucu, bu cephedeki Türk Birlikleri, Toroslar kuzeyine çekildi. Ateşkesin imzasından hemen sonra Adana'yı işgale başlayan Fransızlar, meydanı boş bulunca silahlandırdıkları Ermeniler ile birlikte bu işgallerini genişleterek, Adana'dan başka Kozan, Osmaniye, Tarsus, Mersin ve Pozantı'yı da işgal ettiler.

Bu arada ingilizler de, Antep, Maraş ve Urfa'yı işgal ettiler; fakat bir süre sonra aralarında vardıkları bir anlaşmayla bu üç ili Fransızlara bıraktılar. Böylece Fransızlar Adana kuzeybatısındaki Toros geçitlerinden Fırat nehri doğusuna kadar uzanan geniş bir alanı işgal etmiş bulunuyorlardı (*).

Fransızlar bu geniş alanda varlıklarını koruyabilmek için, ingilizlerin bu dönemde Doğu'daki Ermeniler'i kullandıkları gibi, Fransızlar da Suriye ve Güney Anadolu'daki Ermenileri kullanmak istediler. ingilizler Ermenistan devletine Türklerden aldıkları toprakları verirken, Fransızlarda kendisine bedava asker edinebilmek için bölgesindeki Ermenilere Çukurova bölgesinde, Klikya Ermeni Devleti kuracağı sözünü verdi.

Tehcirle Suriye'ye gelmiş olan Ermeniler ile Çukurova'da yerleşik Ermeniler, bu tatlı vaade kapıldılar. Böylece iskenderun Körfezi'nden Kafkaslara kadar Büyük Ermenistan'ı kurmuş olacaklardı.

Yaklaşık 5000 Ermeni, bu aöacı gerçekleştirmek için Lejyon askeri olarak Fransız ordusuna katıldı ve Fransız üniforması ile efendilerinin emrinde Türklere karşı çarpıştı. Tehcirle Suriye'ye gelenlerden geri kalanı, Fransız yardımıyla Çukurova'ya yerleştirildi. Yerleşik Ermenilerle bunlar birleşerek, Fransız silahları ile Milis kuvvetleri ve çeteler kurdular ve işgalci Fransız ordusundan ayrı olarak, Türk yönetimine başkaldırdılar.

Türk sivil halkının oluşturduğu milli kuvvetler, cephede Fransız ordusuyla, içte ve geride Ermeni çeteleriyle savaşmak durumunda, yerleşim yerlerini ve canını korumak zorunda kaldı.

Fransızlarla işbirliği halinde devlete başkaldıran silahlı Ermeni sayısı, yerleri ile birlikte şöyle idi(**):

Antep'te 2500

Maraş'ta 2000

Saimbeyli'de 1500

Urfa'da 1000

Zeytun'da 500

Şar'da 350

Kozan'da 300

Adana-Mersin'de 1.000

Osmaniye-islahiye'de 1.000

Toplam: 10.150

Fransız ordusunun harekatı dışında, devlete başkaldırı şeklinde ki Ermeni isyanı, 7 Mart 1919'dan 6 Eylül 1921'e kadar; Adana, Kozan, Haçin (Saimbeyli), Şar, Göksun, Zeytun (Süleymanlı), Maraş bölgelerinde devam etti. Binlerce masum insanın ölümüne, onlarca köy ve kasabanın tahribine sebep oldu. Doğu Anadolu'da yaptıkları katliamları aynen burada da yaptılar.

Ermeni isyanının en kanlı bölgesi, daha önce on Ermeni isyanı yaşanmış Saimbeyli ile 6 Ermeni isyanı yaşanmış Süleyman'lı oldu. En son olarak, 6 Eylül 1921'de Zeytun (Süleymanlı)'daki isyan bastırıldı ve Ermeni çetelerinin savaşma azimleri kırıldı.

Fransızlar, yenilgiyi kabul edip, 20 Ekim 1921'de Ankara Hükümeti ile barış anlaşması (Ankara Anlaşması) yaptıktan sonra, işgal ettiği Türk topraklarını boşaltmaya başlayınca, isyancı Ermeniler ortada kaldılar. Yaptıkları onca kötülük, katliam ve vahşetten sonra bölgede kalamadılar ve Fransız ordusu ile birlikte çekildiler.

Sonuç, Ermenilerin bir kez daha kullanılması olmuştur. Birinci Dünya Savaşı sonunda ve sonrasında Doğudakiler ingilizler, Güneydekiler Fransızlar tarafından kullanılan Ermeniler, acaba bunu anlamışlar mıdır? Bugün ise beklenilen kimlerin duplörlüğünü yaptıklarını, kimler tarafından kullanılmak istendiklerini anlamalarıdır. Tekrar zararlı çıkmamalarıdır.

(*) Görgülü, ismet; Ana Hatları ile Türk istiklal Harbi, Kastaş Yayınevi, 1999, s.60

(**) Türk istiklal Harbi 4. Cilt Güney Cephesi, Gnkur. Yayını, 1966, s.4

edit : imla
Yok dostumuz arkadan vuranımız olacaktır her zaman....
ermeni isyanları sonrasında gerçekleşen tehcir :

ermenilerin binlerce türk'ün canına mal olan isyan ve katliamları karşısında osmanlı hükümetinin ortaya koyduğu sakin ve sağduyulu tavır, belgeleriyle sabittir. ancak isyan hareketleri bir türlü durmak bilmeyince hükümet ülkenin çeşitli bölgelerinde yaşayan ermenileri savaş bölgelerinden uzak yeni yerleşim merkezlerine götürmek zorunda kalmıştır. kafkas, iran ve sina cephelerinin güvenlik hattını oluşturan bölgelerdeki ermenilerin yerlerinin değiştirilmesi devletin güvenliğini sağlamak amacını gütmüştür.
her şeyden önce yer değiştirme kararı bütün ermenilere uygulanmamıştır. katolik ve protestan mezhebinde bulunan ermenilerin yanı sıra, osmanlı ordusunda subay ve sıhhiye sınıflarında hizmet gören ermeniler ile osmanlı bankası şubelerinde ve bazı konsolosluklarda çalışan ermeniler devlete sadık kaldıkları sürece göçe tabi tutulmamışlardır. öte yandan hasta, özürlü, sakat ve yaşlılar ile yetim çocuklar ve dul kadınlar da sevke tabi tutulmamış, yetimhaneler ve köylerde koruma altına alınarak ihtiyaçları devletçe göçmen ödeneğinden karşılanmıştır. 27 mayıs 1915 tarihinde yer değiştirme kanunu ve bu kanuna dayalı olarak çıkarılan emirler çerçevesinde; erzurum, van ve bitlis vilayetlerinden çıkarılan ermeniler, musul'un güney kısmı zor ve urfa sancağına; adana, halep, maraş civarından çıkarılan ermeniler ise suriye'nin doğu kısmıyla halep'in doğu ve güneydoğusuna nakedilmişlerdir.

bu arada, ermenilerin sıkça dile getirdiği gibi yer değiştirme sırasında 1.5 milyon ermeni ölmemiştir. gerek osmanlı ve ermeni gerekse yabancılara ait istatistikler, 1. dünya savaşı döneminde osmanlı topraklarında yaşayan ermenilerin nüfusunun en fazla 1.250.0000 civarında olduğunu göstermektedir. ne kadar ermeninin yer değiştirme uygulaması çerçevesinde bulundukları yerden çıkarıldığı ve ne kadarını sağ salim yeni yerleşim bölgelerine ulaştığı da belgeleriyle ortadadır. osmanlı devletinin son nüfus istatistiği 1914 yılında yapılmıştır. buna göre ermeni nüfusu 1.221.850'dir. yer değiştirmeye tabi tutulmayan nüfusun ise, 82.880i istanbulda, 60.119u bursa da, 4.548i kütahya da ve 20.237'si aydın valiyetinde olmak üzere 167.778dir.

ermenilerin yer değiştirme uygulaması büyük bir disiplin içinde yapılmıştır. 9 haziran 1915'ten 8 şubat 1916 tarihine kadar adana, ankara dörtyol, eskişehir, halep, izmit, karahisar, kayseri, mamuretülaziz, sivas, trabzon, yozgat, kütahya ve birecik'ten toplam 391.040 kişi yerleştirilecekleri yeni bölgelerine sev edilmiş, bunlardan 356.084'ü yerleşim bölgesine ulaşmıştır. ermenilerin yer değiştirme uygulaması sırasında verdiği kayıplar 35.000 kişi civarıdır. öte yandan, osmanlı devleti yer değiştirme uygulamasına tabi tuttuğu ermenilerin nakli sırasında ağır savaş şartlarına rağmen olağanüstü gayret göstermiş bu gayret yabancı diplomatlarca da tespit edilmiştir. hükümet, göçmenlerin iadesi ve korunmasına yönelik büyük harcamalar yapmıştır. uygulamaya ait belgelerde hangi il ve ilçelerde hastane kurulduğu, ermeni çocuklarından yetim kalanlar için hangi binaların ayrıldığına kadar detaylı bilgiler verilmektedir. yer değiştirmeye tabi göçmenlerin; sevk, yer değiştirme ve geçimlerinin sağlanması için 1915 yılında 25 milyon, 1916 yılının sonuna kadar ise 230 milyon lira harcandığı belgelerle kanıtlanmıştır.

bu denli büyük bir tecriti bu kadar yüksek bir istatistik ile başarıya ulaştırıp, soykırımla suçlamak, herhangi bir belge ve kanıtı dahi olmadan, sallamak,hainlik ve karaktersizliktir.