bugün

ölüm nedir bilmeyen, acı nedir tatmamış olan, babalarından aldıkları harçlıkla hayatlarını sürdüren insanlar topluluğudur.

enselerinden tutup bir mafya hesaplaşmasının sonucuna sokmak gerekir suratlarını.

o zaman görürler bomboş bakan bir cesedin gözleri nasılmış,

kurşun sadece minik bir kırmızı delik mi bırakırmış yoksa girdiği yeri paramparça mı edermiş,

nasılmış yanık insan teninin iç bulandıran kokusu.

göstermek gerekir, bıçaklanan insan o dizideki gibi "aah" diye mi düşermiş direk ölür müymüş, yoksa her kalp atışında düzenli olarak kan fışkıran yarasını elleri ile kapatarak kıvrana kıvrana mı ölürmüş.

o "offf ne kuvvetli, yakın mesafeden ne etkili" diye hayran oldukları pompalı tüfekle başından vurulmuş bir mafya üyesini zorla göstermek gerekir bu gençlere.

bakalım sadece beyin gerçekten kırmızı mıymış, yoksa üzerinden dumanlar tüten yanık ve gri et parçaları mı kalırmış sadece. nasılmış hala üzerinde saçlar bulunan kırık kafatası parçalarını görmek.

sonra saçlarından tutup bomba yerleştirilen bir arabanın enkazına götürmek gerekir bu genci,

acaba o dizide görüldüğü gibi sadece bir ateş topu ve yangın mı oluyor,

yoksa diri diri yanmış cesedin son çabalarıyla, bir ölüm kavrayışı ile tuttuğu direksiyon hayallerdekinden biraz daha mı farklı?

efendim? gencimiz ağlamaya ve kusmaya mı başladı?

şimdi tutup o öldürülen mafya adamının ailesinin evine gidelim. sadece bağıra bağıra, kuru kuru ağlamıyorlar değil mi evdekiler?

gencecik eşinin kül gibi suratını, ısırıp kanattığı dudaklarını, avuç içlerine batırdığı tırnaklarını, uykusuz gecelerini, sevdiği adamın saptığı kötü yol yüzünden duyduğu pişmanlığı, aşkı yüzünden terkedemeyişini, hayat boyunca duyacağı pişmanlığı, babasız kalan çocuklarını gösterelim...

ne oldu, o siyah pardesüsünü çıkardı değil mi?

geç ama..
kendisini kanıtlamak için, güçlü göstermek, içindeki sefilliği dışarıya güç gösterisi yaparak kapatmak için türlü maskaralıklar yapan, kandırılması kolay gençtir.

kaşın teki kalkık, elinde tespih, cebinde kelebek, bakışlarda "yanlış olmasın keserim havası". polat alemdar ifÂdesi. ah bir de silah alacak parası olsa...

lise önü onun avlanma alanı. kız denen kavram, onun dokunulmazı. ölmek iki saniye süren bir şey, öldürmek iki hamle... kolay... kan sÂdece boya, hayatta kalmak tek amaç.

bir şeyleri ispatlama derdinde olan gençtir, karşınıza alıp konuşmaya çalıştığınızda ağzından iki kelimenin belli bir mantık çerçevesinde çıkamadığı görülür. işte bu eksikliğini, ifÂde edemediklerini anlatmak için taşır bıçağını, atar o bakışlarını...
detone bir ses ile elifi noktalayan ve boynunu büküp uzaklara daldığında bir mana yarattığını zanneden gençdir aynı zamanda.
kurtlar vadisi bitince sokakta artist artist dolaşıp dayak yiyen tipdir.