bugün

hem dünyasını hem ahiretini mahvederek kendisine yazık etmiş olağanüstü ses. oysa onu seven o kadar kişinin ondan duyacağı çok şarkı vardı. gerçi ünlü her müzik adamı gibi o da bir yerden sonra kendini tekrar etmekten öteye gidemezdi ama yine de keşke ölmeseydi diyebileceğimiz nadir insanlardan biridir kendisi.
bir çok sanatçıya ilham kaynağı olan müzisyendir. nirvana grubunun yaratıcısıdır. 1994 yılında ölmüştür. ölümünün cinayet mi yoksa intihar mı olduğu hala bilinmemektedir.

(bkz: nirvana)
hiç yaşamamış olsa dünya müziği şu an bulunduğu yerde olmayacak insandır.
kendisiyle aynı kaderi paylaştığım, nirvana nın güzel gözlü üyesi.
ah be mide ağrısı, sen nelere kadirsin.
Şarkılarıyla tavan yapmış bir şarkıcı.//Genellikle facebook'da profil resimlerinin altına yazılan yazılardan biridir
+Kurt Cobain gibi çıkmıssın kanka
-Eyvallah kanka
/gibi
Harika vokallere sahip, mükemmel rifflerin yaratıcısı, ilah, punk'ın mesihi.
ister rock ister metal ister ayrı bir tür olarak tan grunge dinleyicisinin yaşasaydı canlı dinlemek isterdim dediği muhteşem ses.
tam anlamıyla şu etkiyi bırakan müzisyendir bende; şarkıyı söylerken acı çekerek söylüyor sanki. içinizde hissediyorsunuz o kuvvetli acıyı, mutsuz olmak istiyorsunuz..
bir something in the way deyişi vardır ki...
*
her midem sancıdignda aklima geliyor rahmetli.ne güzel şarkıların sahibidir o.keşke görecek çok gunu olsaydı.
Bir insanı öldürebilecek dozun 3 katı uyuşturucuyu bünyesine zerk edip üstüne tüfekle kendini vurabilecek kadar yetenekli olup olmadığı tartışılan solisttir.Cinayetten şüphelenilir.Karısı Courtney Love bütün şüphe oklarını üstüne çekse desuçlu bulunmamıştır.intihar da olsa cinayette olsa kaybeden yine biz olmuşuzdur. (bkz: john lennon)
bugün doğum günüdür.

kurt... şimdi 44 yaşında olabilirdin... şimdi belki de müziği çoktan bırakmış, saçma sapan yeni şarkılardan kaçıyordun... belki de hala müzik yapıyor ve böylece bize dinleyecek güzel şeyler veriyordun... belki gitmeseydin, kızın o courtney tarafından böyle kötü yetiştirilmezdi... ya da... kim bilir, belki de tam zamanında gitmişsindir... inan, istemezdin şu zamanları görmek...

bilmem, her ne olduysa... sen iyi ki doğmuşsun!

görsel

seni özledim.
ilk gördüğümde bir harfi atlayarak "Kurt coban" şeklinde okuduğum sanatçı kişilik.
geçenlerde bloomberg ht de yayınlanan biyografisinde sanılanın aksine sağlak olduğunu fark ettim. şaşırdım. http://img684.imageshack.us/i/cobainwriting.jpg/
hayat hikayesini her okuduğumda gözümün dolduğu kişidir.
(bkz: toprağın bol olsun kurt cobain)
Kurt Donald Cobain (20 Şubat 1967 - 5 Nisan 1994), ABD'li şarkıcı-söz yazarı, müzisyen ve sanatçı, Nirvana grubunun en çok bilinen elemanı.

Cobain, 1985 yılında Krist Novoselic ile birlikte Nirvana'yı kurmuş, 'Bleach' isimli ilk albümlerini bağımsız olan plak şirketi Sub Pop'dan 1989 yılında çıkartmışlardır. DGC Records ile imzalanan anlaşma sonrasında, grubun ikinci albümü 'Nevermind' 1991 senesinde yayınlandı ve "Smells Like Teen Spirit" ile çığır açan bir başarı yakaladılar. 'Nevermind'ın başarısının ardından Nirvana, X Kuşağı'nın 'bayrağı önde götüren grubu' olarak etiketlendi ve Cobain 'bir neslin sözcüsü' olarak nitelendirildi. Ancak Cobain'in kendi kişisel sorunlarının sık sık medyanın ilgisini çekmesi ve onun mesajının kamuoyu tarafından yanlış yorumlanması yüzünden sık sık rahatsızlandı ve sinirlendi. Nirvana, son stüdyo albümü 'In Utero' (1993) ile dinleyicilere meydan okudu.

Hayatının son yıllarında Cobain eroin bağımlılığı, ünü ve imajının yanı sıra kendisi ve eşi Courtney Love'ı çevreleyen baskılar ile mücadele etti. Ayrıca hastalığı ve mide ağrıları da son yıllarında mücadele ettiği diğer faktörlerdi. 8 Nisan 1994 tarihinde Cobain, Seattle'daki evinde ölü bulundu. Resmî açıklamada kendisini av tüfeğiyle kafasından vurduğu açıklandı. Öldüğü zaman içinde bulunduğu koşullar halk tarafından sıkça tartışılan bir konu haline gelmiştir. Nirvana, sadece ABD sınırları içinde 25 milyon albüm sattı, dünya çapında ise bu rakam 50 milyonu geçti.

kaynak: vikipedi.

(bkz: ilah)

Boodah'a

Daha çocukça şikayetleri olan. Tükenmiş,deneyimli bir ahmağın ağzından konuşuyor olmak. Bu bayağı kolay anlaşılabilir bir not olmalı. Yıllar boyunca,diyelim ki,cemiyetimizin serbestliği ve benimsemesi ile ilgili ahlak punk rock 101 derslerinden alınan öğütlerin ne kadar doğru olduğunu kanıtlamıştır. çok uzun yıllardır okuyup yazmakla birlikte dinlemekten,yaratmaktan da olduğu gibi heyecan almadım. Bunlar için kelimelerle anlatılamayacak bir suçluluk duyuyorum. mesela sahne arkasındayken ve ışıklar sönüp kalabalığın çılgın tezahüratı karşısında,beni hayran olduğum ve kıskandığım Freddy Mercury'e olduğu gibi etkilemedi. Gerçek şu ki sizi aptal yerine koyamam. Hiç birinizi. Bu basitçe ne sizin ne de benim için adil değil. Aklıma gelen en kötü suç, insanlara karşı sahtekarlık yapıp %100 eğleniyormuşum gibi görünerek dolap çevirmek. Bazen sahneye çıkmadan önce saati yumruklamak, zamanı durdurmak geçiyor içimden. Kulisteyken, ışıklar söndüğünde duyduğum çığlıklar da etkilemiyor beni.

Gücümün yettiğince değer vermek için her şeyi denedim ve deniyorum. Tanrım,inan bana deniyorum,ama bu yeterli olmuyor. Benim ve bizim birçok insanı etkilediğimiz ve eğlendirdiğimiz gerçeğine saygı duyuyorum. Elden kaybolduktan sonra kıymet veren biri,o narsistlerden biri olur. Ben çok hassasım. Bir zamanlar bir çocukken sahip olduğum hevesi yeniden kazanmak için biraz uyuşmaya ihtiyacım var. Son üç turumuzda şahsen tanıdıklarıma ve müziğimizin hayranı olan tüm insanlara daha çok değer verdim,ama hala herkes için beslediğim asabiyet,suçluluk ve anlayışı aşamadım. Hepinizin içinde iyilik var ve sanırım insanları çok fazla seviyorum. Öyle çok ki bu beni mutsuz hissettiriyor. Üzgün,küçük,hassas,değer vermeyen balık burcu. isa oğlum!neden tadını çıkarmıyorsunuz? Bilmiyorum!ihtiras ve anlayış yemini eden cazibeli bir karım var ve bana eski halimi çok fazla hatırlatan bir kızım. Sevgi ve neşe dolu,her gördüğü insanı öpüyor çünkü herkes çok iyidir ve ona kimse zarar vermez! Frances' in üzgün,kendine zarar veren,ölü bir rock' çı olduğumu düşünecek olmasına dayanamıyorum. iyi yapıyorum,çok iyi Ve minnettarım,ama yedi yaşından beri insanlara karşı genel bir nefret duydum...sırf insanlara iyi geçinmek ve anlayış sahibi olmak çok kolay görünüyor diye. Anlayış! sanırım sadece insanları çok sevdiğim ve onlara çok üzüldüğüm için. Geçen yıllar boyunca mektuplarınız ve ilginiz için alevler içindeki mide ağrısı cehenneminden hepinize teşekkür ediyorum. Ben çok kararsızım, ümitsizim! Artık eski tutkum yok,ve şunu hatırla,sönüp gitmektense yanmak daha iyidir(bu sözler,Neil Young'ın hey,hey,my,my... adlı şarkısındandır). Barış, sevgi ve hoşgörü dileğiyle

Francis ve Courtney ben sizin yanınızda olacağım

Lütfen Courtney devam et,

Francis için,

onun hayatı için ki ben olmadan daha mutlu olacak.Sizi seviyorum, sizi seviyorum"

(bkz: kurt cobain nin intihar notu)

------------------------------

(bkz: kurt cobain ile yapılan son röportaj)

Biraz geçmişinden bahseder misin? --
- Babam ve annem ben sekiz yaşındayken boşanmışlar (biliyorsunuz, bu olayı yaşamak sanatçı olmak için neredeyse farz). Resme karşı eğilimim ve yeteneğim vardı. Bu yüzden güzel sanatlarla ilgili bir lisede okudum. Sonraları müzik yapmaya başlayınca resime daha az zaman ayırmak durumunda kaldım tabii ki. Yine de resimle aramı sıcak tutmaya bakıyorum hatta albüm kapağı dizaynlarının büyük bölümünü ben yaptım. Ama liseyi bitirdiğimde yaşamımı resim yaparak geçirmek istemediğimi karar vermiştim. Müzik dünyasına bir şekilde girmek için fırsat kollamaya başladım. Melvins adında bir punk grubuyla "roadie" (gönüllü yardımcı) olarak turneye çıktım. Tabii onların yaşam tarzından fena halde etkilenmiştim; bir anda sözleri filan yazmaya başladım. (Aneey bu şarkı sözlerini mi? Nirvana'nın müziğine laf yok ama şarkı sözlerini tuvalette yazdıklarını düşünmüşümdür hep). Ama vokal yapmak aklımda hiç yoktu.Tek istediğim sahnenin kenarında bir yerlerde gizlenip ritm gitar çalmaktı.

Konserlerde seyircinin istediğini bildiğiniz halde neden "Smells Like Teen Spirit"i çalmamakta ısrar ediyorsunuz?Hatta en son Chicago konserinde bu parçayı çalmadığınız için yuhalandınız!-
- Valla açıkçası şarkının solo kısmını ezbere bilmiyorum. Hatırlamak için en az beş dakikamı harcamam gerekiyordu. O gün de üşengeçliğim üzerimdeydi. Bir de insanların bu şarkı üzerinde yoğunlaşması pek hoşuma gitmiyor. "Drain You" da en az "Smell Like ...'ı bestelememizin de bir öyküsü var. Biinçli olarak, hit olacak bir popüler punk şarkısı yazmaya çalışıyordum. Aklımda hep The Pixels'in o müthiş şarkıları vardı. Nirvana'yı kurmadan çok önce,Pixels'in şarkılarını ilk duyduğumda o kadar etkilenmiştim ki, ya o grupta ya da onların şarkılarının cover'larını çalan bir grupta yer almayı kafamı koymuştum. işte "Smells Like ..'ı bestelerken bu etkilenimle yola çıktım. Onların yumuşak sakin hem de sert gürültülü ve son derece dinamik kalıplarını temel aldım. Parçanın ana temasını Krist'e ilk kez çaldığımda yüzüme bakıp "Bu komik şey mi hit olacak?!"demesini şimdi bi tarafımla gülerek hatırlıyorum.

"Smells Like .."parçasının tüm dünyada grunge'ın milli marşı haline gelmesini nasıl yorumluyorsun?
- Tabii ki acayip sinirleniyorum bu olaya. Grunge'ın ortaya çıkış mantığı, 1976 yılında Sex Pistols'un yaptığı patlamanın mantığına çok yakın. Biz ortalıkta egemen olan müzik tarzına başkaldırdık. Rock ve punk tarzlarının mirasını kendi yaratıcılığımızla kaynaştırıp, yeni bir sound ortaya çıkardık. Böylesine derin anlamı olan bir müzik tarzının tek bir parça ile özdeleştirilmesini anlamıyorum. Biz bir albüm yaparken içndeki bütün parçaların elimizden geldiğince iyi olmasına çalışıyoruz. Ama zaman zaman düşünüyorum da, bir albümün çok satmasını sağlamak için bu kadar çırpınmaya hiç gerek yok galiba. Bir iki tane hit olacak parça bestelemişsen eğer, albümün geri kalan kısmını son derece berbat şarkılarla doldursan bile, kimse şikayet etmiyor.isteseydim Nevermind'daki parçaları sonradan çıkaracağım albümlere yayarak on beş yıl boyunca idare edebilirdim. Ama yapamam; benim tarzım değil bu. Benim en çok sevdiğim albümler de aynı mantıkla hazırlanmıştır. Yalnızca bir iki parçayı değil, albümün tamamını zevkle dinleyebilirsiniz. Örneğin Aerosmith'in "Rocks", Sex Pistols'ın "Never Mind the Bollocks Here Is the Sex Pistols", AC/DC'nin "Back in the Black", sonra Zed Zeppelin II...

Nirvana hayranlarıyla arandaki diyalog,ününüz arttıkça nasıl gelişti?
- Normal bir insan özel mutlulukları yine sınırlı sayıdaki özel insanlarla paylaşabilir, değil mi? Tüm dünya müziğimizi "Smells Like ..." ile özdeşleştirdikten ve bizi de ticari grunge ilahları olarak görmeye başladıktan sonra işin tadı tuzu kaçtı. Oysa yalnızca Seattle'da ünlü olduğumuz ilk yıllarda dinleyicilerimizle aramızda özel bir iletişim vardı. Konser sırasında elimde gitarla sahnenin önündeki izleyicilerin üzerine atlardım(stage diving demek istiyor). O insanların gözünde bir ilah filan değildim, kendi yaşamlarının bir parçasıydım. Herhalde stage diving yapsam, benden bir hatıra saklamak isteyen genç kızların elinde paramparça olurum! (Hiç şüphen olmasın, he)

Nevermind'ın başarısından sonra, taa In Utero çıkana kadar yaklaşık iki yıl boyunca hiç turneye çıkmadınız. Ne iş? Bu rehavet nereden geliyor?
- "Albümümüz on milyonun üzerinde satıp da birdenbire milyoner olunca bir süre kıçımın üzerine oturup kazandığım paranın keyfini çıkarmaya karar verdim. Aslında bunu bir özür olarak kullanmak istemiyorum (kullandın bile). Beş yıldır çektiğim kronik bir mide ağrısı vardı. Bir süre tedavi görmek zorundaydım (Uyuşturucuya mide ağrılarına karşı çaresiz kaldığı bir anda başladığını söylüyor ısrarla!). Eğer sağlığıma kavuşmak için bir kenara çekilip dinlenmem gerekiyorsa, konser monser anlamam abi ben. Hem artık midem beni rahatsız etmiyor. Tekrar normal insanlar gibi yemek yiyebiliyorum. Dün akşam kocaman bir pizzayı ürdüm. Sana çok basit gelebilir; ama acı duymadan istediğin şeyi yiyebilmek müthiş bir mutluluk. Düşünüyorum da, eğer son yıllardaki mide problemim olmasıydı, bu kadar yaratıcı olamazdım belki de.Örneğim şu an sağlığım yerinde ama yeni bestelediğim bir şarkı yok!"

"In Utero" albümünde yer alması planlanan, Steve Albini yüzünden çıkarılan "I hate myself and I want to die" (Kendimden nefret ediyorum ve ölmek istiyorum)parçasının sözleriyle ne anlatmak istiyordun?
- Sadece şakaydı. Kendimizle dalga geçiyorduk. Ama insanlar bu şakayı anlamadılar. işte ondan sonra da
adım "memnuniyetsiz çatlak" a çıktı.

Grubun diğer üyeleriyle arandaki ilişki nasıl? Krist ve Dave senin uyuşturucu problemini nasıl karşılıyorlar?
- Özellikle mide ağrılarım yüzünden kendimi uyuşturucu kullanmak hissettiğim dönemde gruptakilerle ilişkilerim çok kötüydü. Krist ve Dave durumumu anlayamıyorlardı. ikisi de hayatları boyunca uyuşturucudan şeytandan kaçar gibi uzakta durmuş insanlar. Birbirimizle çok az konuşuyorduk o sıralar; çok üzücü günlerdi. Ben uyuşturucuyu bıraktıktan sonra ilişkilerimiz tekrar düzeldi. Öte yandan Dave ile aramızda hala belirli bir soğukluk var. Nedeni ise Dave'in ciddi bir kendine güven sorunu yaşaması. Sürekli olarak onu gruptan atıp, yerine başkasını alacağımızdan korkuyor. Oysa adam çok iyi bir müzisyen ve ben neden böyle davrandığını anlayamıyorum. Sanırım Dave etrafındakilerden sık sık övgü ve teşvik sözleri duymak isteyen birisi. Ben de aşırıya kaçmamak şartıyla, istediğini veriyorum ona.

Grupta patron sensin; bunu herkes biliyor. Fakat grup içi demokrasi nereye kadar işliyor?
- Grupla ilgili her konuda Krist'in ve Dave'in fikrini sorarım; fakat son karar bana aittir. Görüş ayrılıkları tabii ki oldu; ama bugüne kadar hiçbir konuda kavga etmedik, birbirimize bağırıp çağırmadık. Adam gibi tartışıp sonuçta fikir birliğine varıyoruz.

Ne yani, aranızdaki tansiyonun yükseldiği anlar hiç mi olmadı?
- Kazandığımız paranın paylaşımı konusunda bir anlaşmazlık oldu. Bestelediğimiz bir şarkının radyo ve televizyon istasyonlarında her çalınışı için ve satılan her albüm için bir telif ücreti alırız ( orası Amerika).Yasal olarak, şarkı söznü yazanın ve müziğin besteleyenin telif oranları farklıdır. Şarkı sözlerini ben yazdığım için, buna ilişkin paranın tamamını ben alıyorum. Bestelerin telif hakkının da yüzde75'ini ben alıyorum, kalanı Krist ve Dave paylaşıyorlar. Bence bu adil bir paylaşım. Krist ve Dave bu para konusunu tam uyuşturucu problemimin olduğu günlerde sorun yaptılar. ilk önce onların aldığı parada da gözüm olduğu paranoyasını yaşadılar. Sonradan işi iyice abatıp kendilerini maaşa bağlayacağımı falan sanmaya başladılar. Fakat o günlerde bile biribrimize karşı sesimizi yükseltmedik. Oturup konuştuk ve bir süre sonra kafalarındaki kaygılardan kurtuldular

In Utero albümündeki "Dumb" ve "All Apologies" parçalarına bakarak, gürültülü gitar sololarından hoşlanmayan, daha yumuşak bir kulağa sahip dinleyicilere de ulaşmak istediğiniz söylenebilir mi?
- Kesinlikle evet. Keşke albümlerimizde böyle yumuşak parçalara daha çok yer verebilseydik. Fakat o kadar kolay değil bu iş.1989 tarihli "Bleach" albümümüzde "About A Girl"gibi yavaş tempolu bir parçaya yer vermek bile çok zorlu bir işti. Üzerinde epey düşünerek bu kararı vermiştik. Ben kişisel olarak bu tür pop ritmleri olan parçaları çok beğeniyorum. Örneğin R.E.M'in sounduna hayranım.60'lı yılların klasik rock parçalarını da çok seviyorum. Fakat üzerimizde underground müzik dinleyicilerinin beklediği doğrultuda parçalar yapmamız için yoğun bir baskı var. insanlar bizden grunge soundu duymak istiyorlar. Tabii bir grunge albümüne R.E.M soundunu andıran parçalar koymak da çok riskli. Fakat bu söylediklerime bakıp da beni yanlış anlamayın. Gürültülü, yüksek tempolu metal riffleri çalmayı bizde çok seviyoruz. Fakat ciğerlerim yırtılırcasına şarkı söylemeye daha kaç yıl devam edebilirim, bilmiyorum. Turneye çıkıp bir yıl boyunca haman her gece böyle bağırdığımı düşünüyorum da, sonum pek hayırlı olmayacak galiba!

Bu karamsar sözlerine bakarak Nirvana'nın geleceği hakkında ne düşünmemiz gerekiyor?
- Valla kristal küreme bakıp da, "hımm... ben on yıl daha Nirvana sounduna uygun şarkılar söylerim" demek kolay değil. Bunu bugünden kimse bilemez.Ama şunu söyleyebilirim: Grunge soundunu taşıyabildiğim yere kadar ürüp bırakacağım. Zaten çok sıkı çalışıp deneysel takılmadığımız sürece, Nirvana'nın en fazla birkaç albüm daha yayımlayabileceğini sanıyorum. Tabii bunu zaman gösterecek, ama aynı kadroyla yaratıcı olabilmemiz çok zor bence. Artık son üç albüme benzer soundu olan yeni bir albüm daha yapmak istemediğimi çok iyi biliyorum. Nirvana, In Utero'dan sonra en az bir albüm daha yayımlayacak; bundan emin olabilirsin. Bu da akustik ağırlıklı, R.E.M'in son albümü gibi, insanı soyut dünyalara uçuran bir sounda sahip olacak. Önümüzdeki en önemli sorun, "Nirvana bir grunge grubudur" diye alnımızdan damgalanmış olmamız.Bu yüzden R.E.M. sounduna yakın bir albüm çıkartmak çok cesaret isteyen bir karar.Bunu yaptığımızda ya şu andakinden tümüyle farklı, yeni bir dinleyici kitlesine ulaşacağız ya da şimdiki dinleyicilerimizin bizimle birlikte olgunlaşmalarını umacağız!"
king of grunge...90'ların başında dünyada çığır açmış nirvana grubunu kurucusu ve solisti 2.albümLERi nevermind michael jackson ın bad albümünü bile sollamıştır.
bugün ölüm yıl dönümüdür kendisinin. hani bazen bazı insanları tanımasanız da içten dualarla yad edersiniz ya, işte onlardan birisi kurt.
bugün itibariyle ölüm yıl dönümü olan insan.
"sarı saçlı, mavi gözlü, balık burcu, isa evladı." bu tanıma uydurduğumuz depresif kafalarından, kronik mide ağrılarından bir nesile ışık tutan, forever 27 club'a adını hazin bir şekilde yazdıran grunge ilahı.
nirvana'nın ta kendisidir. zirvedeyken bırakmıştır.
hayranı olduğum günden beri ilk defa bu yıl ölüm gününde anmadım kendisini. Ölüm gününü kaçırdığımı da daha bugün farkettim, sanki hem ona hem de genç, ergen, çocuk selim Pusat'a ihanet etmiş gibi hissettim kendimi. üstüne üstük Onun ölüm gününü unutmam onun öldüğü yaşa yani 27. yaşıma girdiğim yıl olması manası açısından daha da koydu.

Rahat uyu Kurt Cobain...

http://www.youtube.com/watch?v=fmFkmN6owpg
Şu koskoca dünyada bir tane bile Körtkobeyn için ölmeyen kız görmedim ulan.
in midir, cin midir, seksapelitesi mi çoktur, tatlı mıdır anlamadım da uyuşturucu gibi bişey lan bazen bu adam.
(bkz: öldüğünde daha da ünlenenler)
ölümüne neden olan şeyler çocukluk yaşantılarıyla meydana geldiği yani bilinçaltındaki imgelerin yol açtığı söylenir.
birçok grup vokalistinin sesini taklit etmeye çalıştığı solist
(bkz: kaan tangöze)