bugün

koç grubundaki resmi personel sayısıdır.

90 bin kişi, 90 bin aile...

yani direkt olarak 90.000 x 4= 360.000 insana koç ailesi ekmek veriyor.

peki ya dolaylı yoldan?

sırf bursa'da, tofaş, mako, ford otosan, karsan gibi firmalara yan sanayi olarak üretim yapan binlerce firma var. bu firmalarda çalışan en az 250.000 kişi var.

bunun arçelik yan sanayisi var, nakliyecisi var, gıda toptancısı var, su satıcısı var.

bu fabrikalara iş yapan müteahhit ve tedarikçi firmalar var.

ortaya çıkan rakamı aklınız alıyor mu?

gölcük'teki ford otosan fabrikasına da iş yaptım, tofaş'a da, mako'ya da.
bunların çalışanlarının evlerine, yazlıklarına da.

bir kuruş alacağım, bir lira emeğim kalmadı kendilerinde.

yani koç ailesi siyonist de olsa, hristiyan da olsa, dinsiz imansız da olsa, yüzbinlerce kişiye ekmek, aş, iş sağlıyorsa bunun karşılığı sadece ve sadece "allah razı olsun"dur.

diğer yorumlar insanın ne kadar orospu çocuğu olduğu ile alakalıdır.
alakaya maydonoz bir başlık. babasının hayrına mı veriyo diye sormalı insan kendine.
bu gücü de trabzon yardımlaşma ve dayanışma derneği'nden alıyordur.
rızk vermiyor elbette ama istihdam sağlamış bir aile neticede. ülke için çok şeyler yaptılar göz ardı edilmemesi gerekir bu rakamın.

tabi şimdi rızkı veren allahtır diyenler almanyada gurbetçi paralarını yiyen bu sayede refah içinde yaşanların zihniyetinde olduğu için söylenecek pek bir söz yok.
koç ailesinin fırıncılık işine girdiğini gösterir. aksi halde koç ailesi ekmek değil iş imkanı sağlıyor, dolayısıyla emeğin karşılığı olarak da para veriyor.

babalarının hayrına mı veriyor sanıyorsunuz lan o paraları siz?

he çıkıp diyebilir birileri şimdi yardım ediyor o kadar diye de sen o haberi duyduğuna göre ortada deli gibi bir reklam dönüyor demektir. duyulmadan yapılır aksi halde yardımlar. göze soka soka değil.
görende çalıştırmadan veriyor sanır. kapitalizmi ne de güzel gösteriyorsunuz siz öyle. bravo valla..
kocaeli ford otosan'da çalışan onlarca arkadaşı olan biri olarak şahitlik edebileceğim önerme. lakin şöyle bir şey var ki, bu doksan bin çalışanın büyük bir bölümüne sadece ekmek verir. ekmeğin yanında katık edebilecek şeyleri alabilmesine fırsat vermez. for otosan'da 10 yıldan fazla zamandır çalışan bir işçinin maaşı 1.300 lira ile 1.500 lira civarındadır. iş ekmek vermekle bitmiyor agalar ekmeğin yanında sıcak çorba da gerek, senelik izninde tatil yapabilecek birikimi yapabilmesini sağlamak da gerek. kölelere de yemek verilirdi, hatta onlara yatacak yerde verilirdi.
kısır döngüye sokulmaya çalışılan konu.

''babasının hayrına mı veriyor o parayı?''

olum baban bile sen küçükken sana harçlık verirken ''ilerde biz elden ayaktan düşünce sen de bize bakarsın artık'' diyor. yani baban bile sana babasının hayrına para vermiyor.
kim kime versin?
bursa'da yaşayan biri olarak katıldığım önerme. benim bile 3-4 akrabam tofaş'ta çalışıyor. Ayrıca maaşları asgari ücret falan değildir. Çalışanlarına, tv, bilgisayar vs. verir. tofaş'ta çalışanlar, test arabalarını çekilişle ucuza alabilir. Sosyal hakları vb. fena değildir. Ama nereye hizmet eder orasını bilmem.
hiç kimse hiç kimseye bedava ekmek vermez. adamın dediği gibi kölelere de yatacak yer ve ekmek verilir.

kimse babasının hayrına kimseye bir şey vermiyor. ortada alın teri ve emek var!

kafayı bu kapitalistlere değil başka şeylere yorun biraz amk!
divan oteli açtı diye, ülke zenginliğinin büyük kısmını elinde tutan, günümüzdeki köle sistemin başlarından biri olan aileyi meşrulaştırma çabası.
verdikleri parayı yıllarca % 100 ve % 120 gibi fahiş faizlerle devlete verdiği borçlarla çıkarmasının yanında devede kulak kalan hede.

100 milyonunuz olsa. bu meblağa 6 ayda % 100 veren bir devlet olsa. (yıllarca öyleydi ülkemizde)

bu para;
6 ay sonra: 200 milyon;
1 yıl sonra: 400 milyon;
2 yıl sonra: 1 milyar 600 milyon; vs..vs..

şimdi adamın biri çıksa ve bu faiz hedesini % 4\'ler seviyesine çekse n\'olur? ne yaparsınız?
canlarım benim! halâ bık bık bık edenlere sözüm.
acilen bir hekime görünün.
(bkz: beyin cerrahi)
(bkz: göz)
kapitalizm e karşı bir insan olsamda bu uygulama gerçekten iyi olmuş diyebiliyorum.
onca iş yapıp, kamyonla para kaldırıp, zamanında başbakanın karşısına şortla çıkacak kadar "ülkenin sahibi" olan bir şirketin 90 bin işçisine ekmek vermemesi ayıptır zaten. en azından onu yapıyorlar hani.

fakat sikimin türkçülerine bu adamların teknelerindeki amerikan veya ingiliz bayrakları hiç mi hiç koymaz.
gezi'ye inmek için içiniz içinizi yedi biliyorum.
koç ailesi olmasa bugün bu işlerden elini ayağını çekmiş olsa yine yerine başka birisi çıkar 90 bin kişiye ekmek verir. koç ailesi olmadan önce başka birisi ondan önce davransaydı veya başka birine bu nimet sunulsaydı yine yaklaşık bu rakamlarda kişiye başka birisi ekmek vermiş olurdu. 90 bin kişiye ekmek veriyor diye ilahlaştıralım mı koç ailesini? bugün herşeyimi satıyorum elimi ayağımı çektim bu işten dese bile o 90 bin kişi yine bu sektörü devam ettirecek başka kuruluşlar sayesinde ekmeksiz kalmaz.
Babasının hayrına mı veriyor sorusunu beraberinde getirir... 3 hafta önce kızılkayalara bizim paramızla yer açıyosun kapını açacaksın diyenlerle, bugün koç bizi doyuruyor diyen insanların aynı köpekler olması şaşırtıcıdır.
Koç ailesi dediğiniz aile,
devrim otomobilinin, ilk yerli otomobilimizin üretilmesini engellemek için elinden geleni ardına koymamış, elin bilimum ecnebisiyle işbirliği yapıp memleket çıkarını hiçe saymış karakter fakiri bir ailedir.

bırakın artık bu köylü kafasını,
sanırsın adam önüne gelene ekmek dağıtıyor..
işçi çalıştırıp memleket çıkarı gözetmeksizin adı bilinmez kimliği sorulmaz karanlık insanlara hizmet ediyor.

(bkz: saflığın tavan yapması)
(bkz: fakir edebiyatı)