bugün

kosova üniversitesinde rektöre konuşması sırasında, öğrencilerin tee rektörün yanında hamburgerine ketçap sıkar gibi kırmızı boyayı rektörün üstüne dökmeleridir. * hiç tutan, sen napıyorsun orda diyen de yoktur. bizimkiler olsa o zamana kadar öğrenciyi yaka paça dışarı atmışlardı. bu tepki üzerine rektör de:
bu gün kırmızı ve siyah bir takım elbise giydim. öğrenciler kırmızıyı yetersiz bulmuş olacaklar ki üzerime kırmızı boya döktüler diye açıklama yapmış.. *
protestonun şekli, doğru ya da yanlış diye eleştirilebilir. ama demokratik bir ülkede olabilecek tepkilerdir.
sonuç da yapan kişi daha küçük olduğu için af büyüğe düşer. rektörün tavrı ve boyalı haliyle konuşmaya devamı doğru olan, olması gerekendir.
(bkz: Muje Rugova)
görsel
kosova nın yakında her alanda bizi geçeceğini göseren olay.

biz mi biz bu kaf ile değil ab ye, anca tuvalete gireriz.
'Yanlarına 1-2 şişede mavi ve sarı boya alsalarmış, adamı tarihi bir palyaço yapma fırsatını tepmişler' denilesi eylem.
oldu mu şimdi?
öğrenci o boyayı dökmeye kalmadan, zebellah gibi en az üç görevli tarafından; eli, kolu, dili bağlanıp bir güzel paketlenmeliydi. üstünde "hayrullah" yazan joplar ve sopalar tarafında bir dizi uygulamadan geçirilmeli yeteri kadar hakaret edilip, kurbanlık koyun gibi polis aracına götürülmeliydi. tehditler eşliğinde başında cellat gibi beklenmeliydi.
bu duruma kızan arkadaşlarının yanına sokulup, ciğerleri burunlarından ve ağızlarından gelene kadar gazla doldurulmalıydı. zaten amerikanın oynuna gelen, bu tehlikeli -sadece iki ele bir dile sahip- zındıklar/öğrenciler kaldırımlarda sürüklenmeli, bir spor aracı olarak kullanılıp karınlarına tekmelerle vurulmalıydı.
şimdi soruyorum size, oldu mu şimdi? kötü örnek oluyorlar bu adamlar. biz bu kadar alışık değiliz ki demokrasiye canım!
geri demokrasinin örneği bunlar, oysa bize baksalar, tayyip'in ileri demokrasisini örnek alsalar, maazalah bu tür vahim durumlar yaşanmaz.