bugün

kışı özlemekten kaynaklanır. insanı yaz günü bir hüzün kaplar. işte o hüzünle insan döner dolaşır soğuk kış günlerinde içtiği sıcacık çayı aklına getirir. bir melankoli bir melankoli sormayın gitsin. hemen çay demlenir, bir fincana koyulur, odaya yönelinir. klima 26 dereceden 19 dereceye alınır. buz gibi bir odanın içinde, elinde çay fincanı pencere önünde dışarısı izlenir. eskiler hatırlanır, garip bir hüzün kaplar bedeni.
çay bardağını sıkıca kavramaktır. kavrayınca bir geçmişe gitmeler anıların gözlerin önünden su gibi akarken faturayı düşünüp musluğu kapatmalar. sıcak yaz güneşine hörül hörül gaz basan klimanın verdiği müthiş "ben bu dünyanın anasını avradını zikiyim." hissi. sıcak nefesin buğusuna bakarak hatırlanan otuzbirler. köprüaltında sikişen fareler. (bkz: heyhat klimam var lan benim).
çayı içince bir güzel terleyecektir.* püfür püfür klimamız da bir güzel terleyen bu vatandasımızı hasta edicek , yataklara düşürecektir. izin yapmaya bahane bulmak gibi bir olaydır bu.
yanına bir küçük çocuk havuzuda koydunmu deniz kenarında serince bir günde içini ısıtan içtikçe içilesi durum.
(bkz: motoru bozup cırcır olmak)
klimayı 19 dereceye ayarlayıp yorgana sımsıkı sarılıp yatma olayıda vardır ki bu olayda olduğu gibi bu muhteremin amacının ne olduğu hala anlaşılamamıştır.
"klima almaya parası yetmeyenler bu zevki yaşayamayacak mı?" diye düşündüren olay.