bugün

1 kere gidip peşini bırakmanın doğru olmadığı düşünülen, devamlı sürekli düzenli gidilmesi gerektiğine inanılan kurumdur...
(bkz: 2 eylul 2006 cocuk esirgeme kurumu bahcelievler cocuk yuvasini ziyaret ediyoruz zirvesi)

izlenimler...

bir defa gittikten sonra etrafınızdaki her şeyi sorgulamanıza neden olur... nedeni, niçini yoktur gördüklerinizin. isyan da gereksizdir karşılaşılanlara karşı. yapılabilecekler düşünülmelidir artık bu saatten sonra.
daha altı aylık, hiçbir şeyden habersiz hayata gülen gözlerle ve gülen bir yüzle bakan sıla 'yı görürsünüz önce. maviş gözlerinde hüzünden eser yoktur, umut vardır sanki kapkaranlık geleceğine, inadına!
evet siz 'onlar'dan değilsinizdir. 'onlar' şanssızdır. oysa siz... siz şanslısınızdır. yanınızda aileniz vardır. kimi zaman didiştiğiniz, kırıldığınız, kırdığınız aileniz... onlarınsa birçoğu bir kez daha anne kokusu nedir içlerine çekmemişlerdir. sizin hayatınızda bir kişiye kullandığınız, sizin için en özel olan hitabı onlar tüm kadınlara kullanırlar: "anne". iç burkar anne deyişleri. gözleriniz dolacak gibi olur ilk duyuşunuzda, ama güçlü olmak lazımdır mini mini çocukların karşısında. onlar nasıl anne derken ağlamıyorlarsa, siz de anne denildiğinde ağlamamalısınız. onların miniminnacık kalbi nasıl kaldırıyorsa annesizliği, siz onlar size anne dediği için onlar adına bir şeyler yapmalısınızdır. çünkü anne kolay olunmaz, olunmamalıdır!
ve size anne diyen o çocuklar kucağınızdan inmek istemezler. "şimdi gidiyoruz biz, yine geleceğiz" dersiniz, üç yaşındaki çocuğun yüzü öyle bir hal alır ki ona sarılır kalırsınız. o da anlar sanki sımsıkı sarılır size. evet, gideceksinizdir bir daha... birilerinin gitmesi lazımdır çünkü...