bugün

tam bir yıl oldu size, ete kemiğe bürüneli, persona diye görüneli. evveli de var bunun, ahiri de olacak fakat inanın a dostlar kimi zaman domino etkisi gibi birdenbire ortaya çıkan ve günlerce devam eden şu nickaltı kayırmacılığını anlayamadım gitti. nevi şahsına münhasır zekam bu işi kavramakta o kadar zorlanıyor ki zaman zaman motorumun boğulduğunu, jiklemin çalışmadığını hissediyorum.

söz konusu yavşaklık, genelde herhangi bir yazarın diğerine sataşmasıyla başlar. daha sonra sözde mağdur edilen bu yazarın daha evvelden konuştuğu kim varsa toplanıp görüş belirtir. "adamdır, madamdır, dedimdir, babamdır.." sözün temsilidir.

sanırım burada herkes kendini anlatacak kadar türkçe bilmekte. bir adam kendisini savunmamışken başka birinin gelip olaya müdahil olması en iyi ifadeyle lisede cuma günü okul çıkışı sendromu ile açıklanabilir. buradaki en iyi ihtimal yine, ya sataşılan yazarın imtiyazına girdiğini ilan etmektir, ya da sataşılan kişiyi imtiyazı altına aldığını beyan etmek. her ikisi de birbirinden daha alçaltıcı orta çağ usulleridir ayrıca.

arkadaşlar. istirham ediyorum kendinizi bu derece yok saymayın. kraldan çok kralcı olarak kimseyi etkileyemezsiniz. bunu bana bile yapan varsa, ve dahi bunu ben bile yapmışsam bu düpedüz yavşaklıktır.
var mıdır birazdan test edeceğim iddiadır. kaldı ki bence vardır.
ayrıca bazı arkadaşların niye bu kadar zoruna gitmiş anlayamadığımdır.
"karsim nickaltima yazsana," yavsakliginin oldugu bir sozlukte pek de takilmamak gereken gercekliktir. arkadas biz en son facebook'un ilk zamanlarinda arkadas sayilarimizi kapistirirdik, bunlar hala nickalti yaglamasi...
yavşaklıktır !!
hiç benim başıma gelmiyor. onuncu nesillerin nickaltını kıskanır oldum. *
gören gözler için bunlarda birer ibret vardır.