bugün

klasik bunalım belirtileri.
kardeş payı'nın son bölümündeki emrah karakterinin tek başına kutladığı doğum gününü anımsatan hede.
yoksul her insanının yaşadığı duygu.
bir yalnız, yalnızım diyen bir diğer yalnızla konuşsun.

kişisel not: dağılın şimdi beni yalnız bırakın. hadi..
Hislerin en kötüsü. Birine sarılası gelir insanın.
Suan icinde bulundugum durum bilgisayarim ve telefonumdan baska kimsem yok. Psikolojik falan degil ciddi ciddi yalnizim.
Karar mekanizması şahsım adına felaket bir biçimde olumsuz yönde durmaksızın bu aralar beni şaşırtarak yeni şeyler öğretiyor...
Verdiğim kararların arkasında durabilme kabiliyetimin gün geçtikçe zayıfladığını fark ediyorum...
Stabil baktığım durumlar ile karşılaştığım zamanlar da verdiğim kararların arkasında değilim artık..
Zaman mı beni olgunlaştırıyor yoksa değersiz olduğumu yeni yeni fark ediyorum.Değer kavramının elle tutulur bir yanı olmadığı için bütün kafamda ki soru işaretleri aslında sanırım tek sıkıntım ele aldığım konuyu kavramı elle tutup soyutlama isteği....
Ben eskiden dünyanın çevresinde döndüğü merkeziydim.
Zamanla eriyorum gün geçtikçe zayıfladı durduğum yer..
karar vermekte zorlanıyorum basit konulardan büyük konulara uzanana dek bütün konularda...
Zayıf yönlerimi kendimle konuşuyorum artık
hayatımda her şeyimi paylaşacak birinin olması gerekliliğine inanmıyorum. herkes kendi derdinde zaten.
mutsuz olmanın genetik olduğunu ve kan grubundan tutunda soy ağacına kadar giden bir sorun olduğunu düşünüyorum.
olaylara bakış açısı aile ve çevre ile çok alakalı. bunlara karşı oluşan en basit farkındalık hissiyatı hayattan soğumama sebep. hayatımda her şeyi paylaştığım biri yok olmamalı. mutlu olmak için başka birine ihtiyaç duyulması gerekliliği zorundalığı çok saçma. yalnızlığımızı kendi kendimize yaşayıp ölmeliyiz. bir birimizi duygularımızı tanımadan geride bir şeyler bırakmadan.
kendini yapayalnız ve kimsesiz hissetmek acıdır, üzer insanı.. hele bu durum terkedilmişlik duygusundan kaynaklanıyorsa daha da çok acıtır.
Bu Psikolojiye girildiğinde naçizane tavsiyem cahit Sıtkı tarancı'nın "yalnızlığa dair" şiiri okunmalıdır.

"Can yoldaşım olmazsa olmasın
Yalnızım diye hayıflanmayasın,
eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi
Bir anne şefkatine müsavi
Üç adım ötede deniz
Dosttur, ne öfkesi ne durgunluğu sebepsiz
bir derdin varsa açabilirsin ağaçlara
Ağaç yaprak verir, sır vermez rüzgara
ve kış yaz,
Dalda kuş eksik olmaz
dağ başında duman
Yalnızlık nedir göreceksin öldüğün zaman"
Bağımlılıktandır.
kendini yalnız ve kimsesiz hissetmekten daha kötü olanı yalnızlığa bağlanmaktır.
artık yalnızlık o kadar benimsenmiştir ki tek tabanca takılmak yaşam tarzına dönüşmüştür. hayatınıza giren ve hayatınızdaki rolü ister küçük olsun ister büyük her şey herkes sırtınızda bi yük haline dönüşür. çünkü artık anlamışsınızdır ki kimseye ihtiyacınız yok.
yalnızlık artık bir mecburiyet değildir,bir tercihtir.
Herkesin bir dönem yaşaması gereken his. Duygular keskinleşir, karşınızdakilerin niyetleri daha iyi anlaşılır, sözlerin arkasındaki manalar daha belirgin görülmeye başlanır. Tabi herşeyde olduğu gibi bunun da fazlası zarar.
televizyon izle geçer, kimsesiz değildir o kimsesiz olsa duramazsın.
An itibarı ile kuvvetle hissettiğim duygudur!
bu gece itibari ile başlamış olan ve galiba uzun bir zaman sürecek olan durumumdur.
20 yıldır içinde bulunduğum hissiyat. Doktor utanmasa doğumumda yerleştirecekmiş bu hissi.
Kendini yapayalnız ve kimsesiz hissederek başlar, hiç birşeyden keyf alamaz mutsuzluk eve kapanma fazla uyuma, toplum içine çıkmama gibi devam eder, bunun adı depresyona giriş olabilirmi?
Ailem arkadaşlarım sevgilim var çok şükür ama şu an yalnız ağlıyorum. Hepsi sahte geliyor gibi hissetmek.
çoğu insana dönem dönem gelebilen durumdur. depresyona bağlamadan sağlıklı olarak düşünülmeli. ama şimdilerde kimsesizlik ,yapayalnızlık sevgilinin olup olmamasına endeksli olduğu kabul görülüyor çok saçma bir şey şekilde. kendini böyle şartlandıranlar ciddi ciddi var. halbu ki kimsesizlik yapayalnızlık çok başka boyutta olabiliyor.
Gecenin bu saatinde gelen acı dolu histir. Şaka maka etrafımda adamakıllı tek bir insan yok. Akraba aile zaten yok. Ölsem kimse farkına varmaz. Zaten kim var ki.
Birkaç ay önce aniden bastıran histi. Hastanenin ortasına çöküp hüngür hüngür ağlamıştım. Sonra eve dönüp dedemle teyzemin gelmesini bekledim. O günden beri geçmedi o his. Söküp atamıyorum içimden.