bugün

böyle ağır yaşam koşullarında sürekli bir şeylerin peşinde koşuşuturup kendine vakit ayıramamak. aynaya baktığında kendini hatırlayamamak.
Lisede hocaların vazgeçilmez ayarları. Ödevini, kalemini vb. unutan öğrenciye "Sen yarın bir gün kendini de unutursun" diyip kıs kıs gülmesi. Son derece gereksiz ve itici bir espri olmasına rağmen bazı öğrencilerin gülerek karşılık vermesi sonucu eğitim görevlilerimizin vazgeçilmezidir.
bu ara kapılıp gittim bu duyguya, unuttum yani kendimi. ama öyle bir topluluk içinde toplam mevcudun her sayışta hep bir eksik çıkması gibi değil : kendini saymayı unutmaktan. ya da bir bakınıp etrafa neredeyim ben diye uyandığında aynadaki adamı tanıyamamak gibi değil : aynanın buğusunu sildikten sonra ellerinle yüzüne dokunup, düşüncelerini "kim bu?"lara "neden?"lere uğratarak...

yani kimle birlikte olursam olayım kendimi de sayıyor, aynaya bakıyorum, kendimi görüyorum, tanıyorum, karşımdaki benim biliyorum ama ne kendim gibi konuşuyor, ne öyle davranıyor, ne de uyuyup, yiyip, yürüyebiliyorum...

kendimi izliyorum, kendimle yüzleşiyorum : eskisi gibi değilim diyorum...ve bu halimi sevmiyorum. çoğu kez kin doluyorum kendime. sonra eskisi gibi olmak istiyorum, hatırlayamıyorum neler yaptığımı, nasıl bi insan olduğumu, neye nasıl tepki verdiğimi... hafıza kaybını yaşayanlar nasıl özel bilgileri unutuyorlarsa bende öyle kendimi unutuyorum -evet unutuyorum diyorum çünkü kendimi unutmaya devam ediyorum ve kendime yine kin yine nefret-...

başkalaşmak isterken eskiden, şimdilerde bu yabancılaşmayı kaldıramıyorum. daha da yabancılaşıyorum kendime..

yani kendini unutmak : eski halinden memnun olduğunu, eskisi gibi olamadığında anlamak ve eskisi gibi olmak ne demek bilememek durumu. * *
kendini görmeyen sağlıklı bir göz gibi, insan da kendini unutup görmediği, kendini verdiği zaman en yüksek işleyiş düzeyine ulaşır,

kendini unutmak duyarlılığı artırırken, kendini vermek verimliliği artırır...
bunun en iyi yöntemlerinden bir tanesi, geceleyin kendini balkona atıp gecenin seslerini dinlemektir. küçük tıkırtılara, fısıltılara, şehrin uzak sokaklarından kırıla kırıla gelen kahkahalara, sessiz ağlayışların, kıpırtısız katlanışların dalga dalga yayılmasını dinleyerek seslerle oyalanabilir, başkalarının hayat sesleriyle kendinizi unutabilirsiniz.
Orda burda her bokunu unutanlar için söylenen tabir.
iyi ki kendini unutmadın şeklinde olur.
(bkz: kendini ölü sanmak)
Kendini başkasına adamaktır. Söylenenin aksine kalbinin , değerlerinin baş köşesine onu koymaktır.
Ona odaklanmaktır. Ve dolayısıyla gururunu , kişiliğini , benliğini bırakmaktır. Onun varlığında kendini unutmaktır.
Bana çoğu kişinin aksine pozitif bir anlam ifade eden durum. Kendini izleyen, dinleyen kişi ya hastadır, ya da hasta olacaktır. Insan kendini unutmalı. Ne ile ilgileniyorsa ona vermeli kendini. Ali nesin de bunu söyler. Bunu yapanlar da bir hayli var. Öte yandan yapamayanlar da var; Ben de onlardan biriyim. Genelde bu kişiler anksiyete bozukluğu veya panik atak hastası kişiler olur.
Kendini unutan insan asla hiçbir şeyden zevk alamazki. Ama unutmak istiyorsanız hayatınızda başarılar.