bugün

müziklerini kendisinden daha güzel film.
yiğit özşener ve rıza kocaoğlu'nun ezel dizisiyle oluşan hayran gruplarının patlama yaptığı filmdir. nejat işler faktörünü ve filmdeki olağanüstü diyalogları da düşünürsek gişe başarısının tesadüf olmayan ve izleyiciye 'keşke bitmeseydi' dedirten harika film.
güzel film. canlı bir kere dinleme fırsatım oldu radyo programını. güzel de. fakat neden tekrar yayına girdikten sonra programı paralı yapmaya karar verdiler anlam veremedim çok samimiyetsiz bir durum. zamanında programı yaparken bile para alma güya. tam çok popülerken bırak. zaman geçsin tekrar hatırlandı çok popüler oldu diye tekrar başla fakat program başı para iste. (bkz: aklım almıyor hüseyin)
sevdiğim bir film.yaz okulu sırasında arkadaşımla birlikte rahat 10 (on) kere izleyip repliklerini tekrarladığımız/tekrarlamaya devam ettiğimiz film.umursamazlık ancak bu kadar güzel anatılabilirdi heralde.en son oda arkadaşımın dayanamayıp verdiği tepki ise en çok güldüren şey olmuştur benim için:

--spoiler--
olm bu dizi değil film mna koyim.her gece her gece izlenmez ki.
--spoiler--

edit:piç burda da mı buldun beni?
bu film ve bi kaç diziyle beraber gençlerin siteler radyo programı yapma sevdasına düşmesini sağlamıştır.
Kim bu erol egemen yaa ?
sonunu getiremediğim, yapmacık, kaybedenliğin popülerleşmesine vesile olması ihtimali ile güldüren film.
Gün geçtikçe kendinden soğutuyor. filmi ilk gün izledim. o günler filmin sıkıntısı yoktu, hatta etrafıma övgüler yağdırıyordum. sonra ne olduysa bir dillenmeye başladı. Facebook sayfasını beğendim, beğendiğim günden beri arada bir girip bakarım. insanları yargılamak gibi olmasın ama allahın liseli denyoları, bildiğin krolar girmiş abidik gubidik sözler yazıp paylaşıyorlar orada.
an itibariyle unlikeladım. ve sol frameden yasaklıyorum bu entryden sonra. ben bu filmi sevdim ve öyle kalsın istiyorum.

ekleme: radyonun tekrar canlanması ve en son olarak paralı hale gelmesi beni bu düşünceye ulaştıran başlıca sebeplerinde başında gelmektedir tabisi.
bunlar şimdi radyo programı yapıyor yeniden, para karşılığı netten yayınlıyorlar bi de. ulan hani 'sen bizim yaptığımıza paha biçebiliyor musun'du.
finali berbat.
kesinlikle zaman kaybı değildir, iyi vakit geçirmenizi sağlar.
kız arkadaşınızla izlemeyin, çocuk sahibi olursunuz. anne babayla hiç izlemeyin adınız sapığa çıkar.
erkek arkadaşınızla da izlemeyin, karısızlıktan birbirinizi sikersiniz.
yalnız izleyin lan işte.

--tespit spoiler--
o değil de rıza kocaoğlu bütün filmi oturarak geçiriyor, oturduğu yerden götürmüş parayı.
yiğit özşener ve nejat işler de ya sevişiyor ya oturuyor.
--tespit spoiler--

ne biçim film bu amk.
o dönem genç olup istanbulda yaşamış olmayı ve tesadüfen karşılaşmış olmayı isteyebileceğim radyo programı. gel gelelim o zamanlar dinlemiş olsaydım bu zamanlarda izlemiş olmaktan ne kadar hoşnut olurdum bu bir soru işaretidir. radyo dünyasını fazla görselleştirmek iyi sonuçlar vermez çoğu kez.
nejat iler, ahu türkpençe ve yiğit özşener'in oynadığı 90lı yıllarda bir radyo programını konu alan türk filmi.
olmamış. tek kelimeyle fiyasko.
hayatımda bu kadar kolpa bir film görmedim. net.
(bkz: zaman kaybı)
şimdi izlediğim süper bir film tek diyecem şey nejat işlerin olduğu bir projenin kötü olma ihtimali yok.
kim bu erol egemensorunsalı kapsamında geçen film.
http://www.hafifmuzik.org/?p=13995
-----ayrıntı------
hayatta ucu sekse dokunmayan bir şey var mı?
-----ayrıntı------
şöyle bir düşünmüştüm de tüm hayat, tüm sosyal yapı seks üstüne kurulu. bu cümleyi de duyunca ilginç oldu hakkaten.
bunun haricinde çok abartılacak bir film değil, ıssız adam havalarını sevmedim.
bolca sevişme sahnesi var, çeşit çeşit, en beğendiğim ise partide mete ile o esmer hatunun sevişmesi idi. çocuk da diyor ya 'duvardan duvara vuruyor' diye. orası iyiydi. işte güzel replikler de var, falan filan. bir de şu söylediklerine üst yazı geçilen eleman küfür ediyor da üstte kibarcası geçiyor ya, o da iyi.

haftalar sonra gelen ek: rahatsız edici tarafları var filmin.. söylemlerini samimi bulmadım...
tekrar başlasın dediğim radyo programının sinema filmine çevrilmiş halidir. bikaç eksiklik göze çarpsada hoş filmdir. Bide kim bu erol egemen sorusunu hala sorar dururum oda benim mallığım.
o değil de yalnızlar partisinde nejat içeri girip kalabalıkta selamlaşarak yürümeye çalışırken kolonun ordan essah kaan'ı görmem ayrıca gülümsetti. -başından ayırmadığı- şapkası ve gözlüğüyle saniyelik göründü o karede. güzel olmuş sanki, aradaki 7 farkı bul gibi bişeydi, ehe.
bilmiyorum bu tespit daha önce yapıldı mı.
an itibarı ile kaan ve mete'nin "mundar" kelimesi hakkındaki bilgi alış verişi yaptıkları radyo programıdır.

ve mete'den yorum gelir: "mundar destursuz ellerle ellenmiş şey".
devrim niteliğinde diye adlandırdığımız film türüdür. Türk'ler kendini bu kez olabildiğince aşmış ' helal be' dedirtmişlerdir. E zaten başrollerde Nejat işler. Fazla söze ne hacet.
bitiyorum bu tarz filmlere. türk sinemasında abartının, saçmalamanın, gerçek hayatla alakası olmayan olayları yansıtıp insanları kandırmanın tavan yaptığı ama izlerken keyf veren film.

zaten türk filmlerinde ki abartı, gereksiz ajitasyon, bir sürü duygu sömürüsü olmasa yaptığı o üçbeş kuruşluk gişeyi de kaybedecek.

(bkz: kaybedenler kulübü) ( neresi kaybetmek ben filmi izledim izledim bulamadım)

(bkz: ıssız adam) ( afedersiniz de siktirsin gitsinler amk diyaloglar bok, hikaye bok.)

(bkz: incir reçeli)( tamamiyle saçmalık, alıntı çalıntı, yalan yanlış bilgi)

(bkz: beyaz melek) ( nasıl yalan, nasıl dolan, bence o otobüsü öylece içindekilerle beraber uçurumdan atıp bitirselermiş filmi, daha iyi olurmuş)

ama birde (bkz: mommo kız kardeşim) vardır ki, bu da bir türk filmidir. kesinlikle izlenmesi gerekir. gereksiz duygu sömürüleri olmadan da bir filmin dramatik olabileceğini herkese göstermiştir. çok fazla kişinin izlemediği fakat izleyenlerin izlemeyenlere izlettirmek için yırtındıkları bir filmdir.
(bkz: real madrid)