bugün

(bkz: beyond rivalry) şarkısı bile var, simpsons kardeşler söylüyor.

çocuklukta kardeşler birbirlerinin hayatlarının en önemli parçalarıdır, büyüdükçe herkes kendi hayatına çekilse de kişiliğimizi belirleyen en önemli faktörler çocukluk çağları dediğimiz zamana tekabül eder. dolayısıyla bu dönemde yaşanan özellikle kardeşler arası rekabet, kişiliğimizin şekillenmesinde aktif rol oynar. bazen emeklilik dönemleri ya da hayatın son evrelerinde kardeşler tıpkı ilk çocukluk çağlarında olduğu gibi bir araya gelme sürecinde bulunabilirler; ama o dönemin etkilerinden arınmış, olgun bireyler olarak. yani kişilikleri bu bir araya gelmeden etkilenmez, sadece insanın doğasından gelen yalnızlığını aşma ve birilerine tutunabilme dürtülerinden kaynaklanır.

her şeyin çok hızlı yaşandığı ve tüketildiği çağımızda kardeşlik kavramı da farklı boyutlar kazanmaya başlıyor. kastımız sadece kan bağı olan kardeşlik değil; ama biraz sonra asıl konuya, rekabete geleceğim. az sabır. evlilikler yıkılıyor, insanlar yıkımlara uğruyor, arkadaş- dost dediklerinden kazıklar yiyor, en sonunda yine kardeşlerine dönüyorlar; çünkü hiç kimse kendi kanlarından olan insanlar kadar yakın olmayı başaramıyor. [ ki kendi kardeşiyle bile yakın olmayı başaramayan insanlar da var. ne yazık.]

özellikle baby boom nesline tekabül eden yüksek doğum oranı ve yüksek boşanma oranları daha sonrasında insanları daha az çocuk yapmaya sevk etti, pek çok insan tek çocuk yaptı ya da hiç yapmadı. dolayısıyla kardeşlik denen şey sadece komşu çocuklarıyla oynanan bir oyun haline geldi. [kastım 1946-1964 yılları arasında yaşayan birleşik milletler halkıdır, baby boom nesli orada var olmuştur.]

kardeş rekabetine dönecek olursak, çocuklukta ailelerin ve aile yakınlarının yapmış olduğu kıyaslamalar neticesinde istemsizce bir rekabet ortamı oluşur ve kardeşler arasında gizli düşmanlığa kadar ulaşabilen sonuöçlara sebebiyet verebilir. ilerleyen yaşlarda da kardeşler hep daha iyi olabilmek için savaş verirler, daha zayıf olan kardeş toplumda başarısızlığa sürüklenirken özgüvenini de yitirir, ailesi tarafından daha az sevildiğini düşünmeye başlar. diğer kardeş ise başarının bürüdüğü gözünü daha yükseklere diker, iş hayatında da bu üste çıkmacı tavrını sürdürür. rekabet ortamının oluşmasının önüne geçmek çoğu zaman ailelerin elindedir, bilinçli aileler çocuklarını kıyaslamak yerine kardeşlik, paylaşımcılık duygularını onlara aşılarsa daha sağlıklı nesiller yetişecektir.