bugün

Deliberate Force Operasyonu olarak da bilinen nato operasyonudur.

Kararlı Güç Harekatı, NATO tarihinde ilk kapsamlı askeri harekatıdır. ilginçtir ki, NATO BM Güvenlik Konseyi'nin onayını almadan Sırp Cumhuriyeti'ni bombalarken uluslararası hukukun ihlali karşısında dünya kamuoyu sessiz kaldı.
Kararlı Güç Harekatı, ikinci Dünya Savaşı'ndan beri Avrupa'daki ilk yoğun bombardımandır. NATO uçakları tarafından 12 gün içinde Bosna-Hersek topraklarına atılan bomba sayısı, Nazi Almanyası uçakları tarafından ikinci Dünya Savaşı döneminde bütün Yugoslavya topraklarına atılan bomba sayısından daha fazladır.
Kararlı Güç Harekatı esnasında Avrupa tarihinde ilk defa Tomahawk saldırısı gerçekleşti. Bosna Savaşı'ndan önce Tomahawk füzeleri 1991 (Çöl Fırtınası Harekatı) ve 1993 yıllarında da Irak'a karşı kullanılmıştır. Avrupa'da ilk defa olarak AGM-88 HARM ("Yüksek-hızlı Anti-Radar Füzeleri") ve GBU-12 (GBU-24) Paveway ("Lazer güdümlü bombalar") da kullanıldı.
1 Eylül 1995'te, Nazi Almanyası'nın Polonya'ya saldırmasından 56 yıl sonra Saraybosna çevresindeki Sırp Cumhuriyeti Ordusu mevzilerine yönelik NATO hava akınına Alman Tornado uçakları da katıldı. Alman hava kuvvetleri, ikinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk büyük dış askeri operasyonunu gerçekleştirip Hırvat-Boşnak neo-ustaşalarıyla Birleşik Almanya'nın kurduğu anti-Sırp koalisyonun amaç ve içeriğini açıkça ortaya koydu.
Tarihinde ilk defa olarak 13 Eylül günü ABD'nin Moskova'daki Büyükelçisi RPG-26 saldırısına uğradı. 15 Eylül günü ise yabancı bir adam, Komsomolskaya Pravda gazetesine telefon edip, "13 Eylül 1995 tarihindeki eylem, Bosna şehirlerine ve köylerine bombardımanı protesto etmek için düzenledi. Biz, yurtsever Rus subayları temsilcileri, ABD hükümetinden Bosnalı Sırplara karşı gerçekleştirilen soykırımı derhal durdurmak istiyoruz" bildirdi. işin ilginci, ikinci defa olarak NATO’nun Yugoslavya’yı bombalaması nedeniyle ABD'nin Moskova'daki Büyükelçisi 28 Mart 1999'te AK-47 saldırısına da uğradı.
1995 Eylül ayında Minsk'teki BM, ABD, Almanya ve italya Büyükelçilikleri önünde protesto gösterileri de yapıldı. Mitinglere katılanlar ellerinde "Hitler ve Mussolini torunları kendi işini yapmaya devam ediyorlar!" yazılı dövizler taşıdılar.
9 Eylül 1995'te, NATO hava akınları ABD`nin başkenti Washington'da protesto edildi. Önce Pittsburgh, Boston ve Doğu Kıyısı'nın diğer şehirlerde yaşayan Sırplardan oluşan gösterici grup Beyaz Saray önünden yürüyüşe geçti. Göstericiler "Adolf Hitler Bill Clinton'la gurur duyabilir!" yazılı pankart taşıdı. Sırplara göre bunun iki nedeni var; 1.si Sırp soykırımı ABD'nin desteğiyle gerçekleştiriliyor. 2.si Hırvatistan, Hitler'in 1941'de kurup ABD'nin 1991'de yeniden kurduğu Nazi Devletidir. Protestocu grup daha sonra Nazi soykırımı kurbanları anısına inşa edilen Amerikan Soykırım Anma Müzesi'ne (United States Holocaust Memorial Museum) doğru yöneldi. Sırp protestocuları, Sırplar ikinci Dünya Savaşı’nda faşizme karşı savaşırken Hırvatlar ve Boşnakların Hitlerin tarafını tuttuklarını vurgulayarak, Hırvat-Boşnak propagandasının Amerikalı Yahudi Örgütlerini etkisi altına almasından dolayı derin üzüntülerini bildirdi.
Vatikan resmi yayın organı L'Osservatore Romano gazetesinde Papa II. jean Paul'ün NATO müdahalesini memnunlukla karşıladığını bildirildi. Önce 23 Temmuz 1995 tarihinde II. jean Paul, Bosna'da "adil savaş" ("guerra giusta") başlatmak için NATO'ya çağrıda bulundu.
Tıpkı 1991 yılındaki ABD'nin ırak'a saldırısı gibi ABD'nin Sırp Cumhuriyeti'ne saldırısı Müslüman ülkelerin çoğu tarafından desteklendi. Suudi Başbakan Yardımcısı Abdullah bin Abdül Aziz, Suudi Arabistan'ın NATO hava kuvvetlerinin Bosnalı Sırplara karşı ibret verici savaş eylemlerini savunduğunu belirtti. Suudi Veliaht Prensi, Saraybosna'daki Müslüman sivillere yönelik Sırp saldırıları da kınayarak Sırp askeri birliklerine karşı cezalandırma operasyonlarının şiddetlendirilmesini istedi.
Avrupa'da ilk defa yoğun olarak Kararlı Güç Harekatı'nda zayıflatılmış uranyum içeren bombalar kullanılmıştır. Kuveyt'te ve ırak'ta 1991 Körfez Savaşı'nda ilk defa kullanılan uranyumlu silahlar, yüksek oranda radyasyonların çıkmasına neden oldu ve ağır eleştirilere uğradı. Fakat 1995 yılı Balkan'daki durum 1991 yılı ırak'taki gibi değildi. Ratko Mladiç, Saraybosna'da radyoaktif silah kullanımı tespit edip UNPROFOR'a ve medyaya rapor ettiği halde 'insan hakları'nı savunan kuruluşlar, NATO 'insan müdahalesi'ni açıkça desteklediler. Uranyumlu bombaların Balkanlar'a atıldıkları saatlerde 'insan hakları' savunucuları ve ekolojistler Fransa'ya karşı anti-nükleer kampanya düzenlemekle meşguldüler. 6 Eylül 1995'te Fransa, nükleer patlama denemeleri üzerindeki moratoryumu kaldırıp Güney Pasifik'teki Mururoa Mercan adasında yapacağını açıkladığı bir dizi nükleer denemenin ilkini gerçekleştirdi. Fransa Başbakanı Alain juppé, nükleer denemenin büyük tepkilere yol açmasının ardından yaptığı açıklamada, nükleer denemeyi Almanya'nın güvenliğini garanti altına almak ve Avrupa'nın ortak savunma stratejisini güçlendirmek amacıyla yaptıklarını belirtti.