bugün

Karanlıklarımız, aydınlıklarımızın arka sokağıdır.
seni zamanla unutmaya çalışmak için alışmaya karar verdiğim o kabuslu gecelerin başlangıcındayim şimdi. Yanımdaki hayaletler seni bana korkularıyla unutturmaya çalışan beynimdeki onlarca yanılsamadan sadece küçücük bir görüntü. Seninle sevişmedik ki hiç... çünkü birbirimize karışamadan uyandık o sırılsıklam yataklardan. Ve gözyaşlarının hevesinde kursaklara biriktik. Ben artık o onurlu çocuk değilim aynı zamanda Senin de gittiğini bilerek başka bir çiçeği koklayamam ki o sen kokan terli yatağımızda. ben artık göz yaşlarımda seni çağıran hiç olmayan o hayaletin net olmayan bir silüetiyim. belki de senin Hiç olmayan o gözyaşın. Sen ki tedaviye muhtaç bu şizofren bedenin feryatlarındaki hiç olmayan bir silüet; ben se o şizofrenin ölüşlerinde son cümleye kadar kendini ifade etmeye çalışan ölüme yakın bir ceset...