bugün

(1600)
avusturya kuvvetlerinin osmanlı sınırlarını ihlal ederek yanıkkale ve estergonu ele geçirmesi üzerine osmanlı ordusu tekrar sefere çıktı. kanije kalesi alınarak komutanlığına tiryaki hasan paşa getirildi.
yeni bir haçlı ordusu kanije kalesini geri almak için harekete geçti. tiryaki hasan paşa'nın kahramanlığı ve stratejileri karşısında tutunamayan haçlılar geri çekildi (1602). hasan paşa'ya vezirlik rütbesi verildi.
1593-1606 Osmanlı-Avusturya Savaşı döneminde, 1601'de 73 gün boyunca Kanije Kalesini kuşatan Habsburg ordusuna karşı Osmanlıların yaptığı savunma ve karşı saldırıdır

1600 yılında Avusturya'ya karşı ilerleyen Osmanlı ordusu Kanije kalesini ele geçirdi.[4] Kalenin komutanlığına Tiryaki Hasan Paşa getirildi. Kalede 9,000 civarında bir askeri kuvvete ek olarak cephane ve erzak bıraka
n Osmanlı ordusu geri çekildi. Bunu fırsat bilen Avusturyalılar, 9 Eylül 1601'de Kanije Kalesi önlerine geldiler. Avusturyalılar gelir gelmez, kalenin dış çevreyle olan bağlantılarını kestiler.

Avusturya ordusu 35.000 ile 100,000 arası asker ve 47 büyük topa sahip idi. Orduda Avusturyalıların yanı sıra italya, ispanya, Malta ve Papalık askerleri de vardı. Osmanlı Ordusunda ise 9,000 yeniçeri ve küçük çaplı 100 civarında top vardı. Bunun da yanında, az miktarda cephane ve erzağı vardı. Ayrıca, Haçlı Ordusu kalenin tüm dış bağlantılarını kesmiş bulunuyordu. Hasan Paşa ilk başlarda sadece tüfek atışı yaptırdı.

Haçlı Ordusunun komutanı Arşidük II. Ferdinand Osmanlı ordusunun topu olmadığını düşünüp saldırıya geçti. Bu tuzağa düşen Haçlı Ordusu, Osmanlı ordusunun aniden bütün toplarının ateşlemesi sonucu ağır kayıp verdi.

Verdiği ağır kayıptan sonra Haçlı Ordusu, daha sert bir şekilde saldırmaya başladı. Bir süre sert saldırılara direnen Tiryaki Hasan Paşa, artık kalenin sadece silahlarla savunulamayacağını anladı. Bunun sonucunda, aklına düşmanın psikolojisini bozarak onları geri çekilmeye zorlamak fikri geldi. ilk iş olarak kalenin dışında ölen askerlerin ceplerine kurmaca mektuplar koydu. Bu mektuplarda yazdığına göre, kalenin uzunca bir süre daha direnebilecek erzağı ve cephanesi bulunuyor; ayrıca Belgrad yakınlarında bulunan padişahın ordusunun her an orada olabileceği yazıyordu.

Bu yalanları duyan Arşidük Ferdinand, zaten kale hala düşmediği için sinirliydi, telaşlandı ve küplere bindi. Bunun sonucunda, saldırıları daha sıklaştırdı ve sertleştirdi. Ayrıca, Hasan Paşa'nın kellesini getirecek askere, 40 köy bağışlayacağını söyledi. Saldırıların sertleştiğini ve sıklaştığını gören Tiryaki Hasan Paşa, yalan mektupların kendilerine zararlı olduğunu anladı. Ama aklına başka bir fikir geldi. Bu fikir sürekli mehter marşı çaldırarak, sanki kalenin içinde sürekli şenlik yapılıyormuş gibi görünmekti. Fikrini uygulamaya koyunca, Arşidük Ferdinand sinirinden delirdi. Her yerde avaz avaz bağırmaya başladı. Bütün askerlerini daha saldırgan yapmak için, onlara bağrıp durdu. Kanije Kalesi'nin illaki düşmesini istiyordu.

Kuşatmanın 2. ayına yaklaşılırken, kaledeki cephane çok ciddi bir şekilde azalmış durumdaydı. Bu durum Tiryaki Hasan Paşa'yı kara kara düşündürüyordu. Aklına yapacak bir şey gelmemişti. Tam bu sırada, Yüzbaşı Ahmed Ağa imdadına yetişti. Gerekli maddeler temin edildiği takdirde, barut yapabileceğini söyledi. Bunun üzerine, tüm gerekli maddeler temin edildi ve imalata başlandı.

Üretilen bu barut, 2-3 hafta kadar idare etti. Ama bu barut da bitmek üzereydi. Erzaklar da artık ihtiyaçları karşılayamıyordu. Bir de sert kış geliyordu. Bu şekilde kalenin müdafaası imkânsızdı. Bu Tiryaki Hasan Paşa'yı umutsuz bir şekilde düşünmeye sevk etti. Ama aklına son bir çare geldi. O da olmazsa, bu kale düşecekti. Gece baskını (huruç) yapılacaktı. Orduya haber salındı ve düşmana fark ettirmeden gece baskını için hazırlıklara başlandı.

Kuşatmanın 73. gecesi yani 18 Kasım 1601'de, Hasan Paşa ve kurmayları dahil Osmanlı kuvvetleri Haçlılara gece baskını düzenledi. Beklenen yardımın geldiğini sanan Arşidük Ferdinand çok sayıdaki adamı ve muhâfızları ile kaçtı. Haçlı ordusu geride 47 büyük top, 14.000 tüfek, 60.000 çadır, 15.000 kazma kürek, binlerce erzak ve Ferdinand'ın altın tahtı ve otağı bıraktı.

Tiryaki Hasan Paşa'ya bu zaferi kazanınca, kendisine beylerbeyi ünvanı verildi.

KAYNAKLAR :

^ Austria in conflict with the Porte, The German Political Broadsheet, 1600-1700: Vol. I, 1600-1615, Ed. John Roger Paas, (MZ-Verlagsdruckerei GmbH, 1985), 51.[1]
^ Austria in conflict with the Porte, The German Political Broadsheet, 1600-1700: Vol. I, 1600-1615, 51.
^ Altındiş, Ceyla - NTV Tarih - Sayı 34 - Kasım 2011 - istanbul 1308-7878
^ Kanije Destanı
^ Kanije Zaferi
dahha baska varmi. gonderin..
Plevne savunmasindan sonra en başarılı olanidir.
tarihimizin en gurur verici başarılarından biridir ancak pek dile getirilmez. 9 bin kişilik osmanlı ordusunun 60 ila 80 bin civarındaki düşman ordusunu, beklenen yardımın gelmemesine ve soğuk havanın bastırmasına rağmen mağlup ederek yaptığı savunmadır.

--spoiler--
tiryaki Hasan Paşa, bölgede kurduğu istihbarat ağı sayesinde Arşidük Ferdinad'ın Kanije'ye doğru gelmekte olduğunu haber alınca derhal tedbir ittihazına girişti. Erzak stoklayarak, Beylerbeyliği'nde bulunduğu Kanije çevresinden asker topladı. Bu tedbirler sayesinde emrindeki kuvvetler 9 bini buldu.

Alman, italyan, ispanyol, Fransız, Macar, Malta ve Papalık askerlerinden mürekkep 60 ila 80 bin civarındaki düşman ordusu 40'tan fazla topa sahipti.

ilerleyen yaşına rağmen Tiryaki Hasan Paşa, cesaret ve şecaat sahibi, oldukça akıllı ve kurnaz bir kumandandı. "Harp hiledir" taktiğini iyi kavramış olduğu için düşmanı aldatmakta son derece mahirdi. Nitekim Avusturya ordusunun öncülerini teşkil eden 5 bin civarındaki kuvvete top ateşi açtırmayarak, kalede batarya bulunmadığına dair kanaat uyanmasını sağlamış, bu sebeple düşman ordusu Kanije önüne gelip de genel bir hücumla kaleyi düşürmeye çalıştığı zaman ağır zayiata uğramıştı. Bunun yanında muhasara boyunca huruç hareketleriyle düşman ordusunu yıpratmaya çalışarak, kaledeki durumunun iyi olduğunu anlatan ve Serdar-ı Ekrem Yemişçi Hasan Paşa'ya yazılmış sahte mektupları düşman eline geçirtmek suretiyle onları yanlış bilgilendirme yoluna gitmişti. Ayrıca düşman ordusundaki Macarların hıyanet içerisinde oldukları şayiasını yaydı.

sadrazam paşa'ya yardım mektupları yollasa da sadrazam da istoni-i Belgrad kalesi'ni almak ile görevlendirilmişti ardından yardıma gelecekti ancak sadrazam mağlup olur ve budin Beylerbeyi Minkarkuşu Mehmet Paşa ile kethüdasının kesik başları Kanije önüne getirildi. Bu durum müdafiiler üzerinde olumsuz bir tesir yaptı ise de Tiryaki Hasan Paşa, başların onlara ait olmadığı konusunda askeri ikna ederek vaziyeti idareye muvaffak oldu.

kalede mevcudu azalmakta olan müdafilerin moralinin yüksekliğine karşılık düşman cephesinde ise tam bir ümitsizlik hâkimdi. istoni-i Belgrad(Stuhlweiszenburg)'un düşüşünün ardından Arşidük Matyas da yardım için kuvvetleriyle gelmiş ve 80 binden fazla askerle Kanije'yi kuşatmış olmalarına rağmen ele geçirememişlerdi. Ayrıca düşman ordusu pek çok kayba uğramış, Kanije çevresinin bataklık olması sebebiyle kaleye bile yaklaşamamış, şiddetli müdafaa neticesinde siperlerinden dahi çıkamamışlardı.

bu günlerde başlayan şiddetli yağmur ve soğuktan da faydalanarak huruç harekâtı ile işi sonlandırmaya karar veren Tiryaki Hasan Paşa'nın emri üzerine müdafiler şiddetli bir taarruza başladı. Bu harekât neticesinde ise Arşidük Ferdinand ve ordusu 18 Kasım 1601'de ağır kayıplara uğramış bir halde şan ve şerefi Tiryaki Hasan Paşa ve ordusuna bırakarak Kanije önünden kaçtı. Düşman ordusunun bütün ağırlıkları ve hazinesi müdafilerin eline geçti. Tiryaki Hasan Paşa bu kesin zaferin ardından Arşidük Ferdinand' ın otağına girdiğinde sevincinden ağladı. Burada iki rekât namaz kılıp Allah'a hamd ü sena ettikten sonra "Bu nusrat-ı mücerred Hak Teâlâ'nın inayeti ve Hazret-i Resulü Ekrem'in mucizat-ı eseridir" diyerek büyük bir vakar ve tevazu gösterdi. Böylece 2 ayı aşkın bir süre devam eden Kanije Muhasarası sona erdi. Zafer haberi üzerine istanbul'da uzun zaman sonra şenlikler yapıldı. Sultan III. Mehmet, Tiryaki Hasan Paşa'yı çeşitli hediyelerle taltif ederek kendisine "Vezaret payesi" verdi.
--spoiler--

https://www.dunyabulteni....je-mudafaasi-h183981.html
Kuşatma sonunda prens canını zor kurtarmış, tahtını, ordugahını Türkler’in eline bırakmıştır.