bugün

uyumak için yatağınıza girdiğinizde kafanızı yastığa koyduğunuz andır.
aklınızı kurcalayan her şey bir anda hücum eder, sıkıştırır sizi köşeye. artık kendinize yalan söyleyemezsiniz, her şey tüm çıplaklığıyla gelir ve bulur sizi. vicdanınızla baş başa sınızdır. yaptıklarınızın doğruluğuna inanıyorsanız kendinizi uykunun sıcak kollarına bırakırsınız. eğer durum böyle olmazsa kafanızın içindeki böcekler sizi asla uyutmaz.
akla yavuklunun düştüğü andır.
uyudugum andır.*
hayallerin başladığı andır.
unutulmak için dua edilen, gün boyunca kafa dağıtılarak, üstün başarı gösterip akla dahi gelmeyen şeylerin, damdan düşer gibi birden akla düştüğü; bir an önce uyumak, düşünmemek, kendince çatışmalara başlamamak için uğraşmanın başladığı andır.
eğer çok uykun varsa hiçbirşey düşünemezsin başını yastığa koyar koymaz uykuya dalarsın ama uykun yoksa bütün gün yaptıklarını bir daha düşünürsün.
vicdanen rahat mıyız? sorgularız...
gerceklerin göz önüne geldigi andir, doluya korsun almaz, bosa korsun dolmaz.
Nedendir bilmem,
Her kafamı, benim olmayan yastıklara koyuşumda
Kurtarıyorum dünyayı,
Dünyamı kurtarabildiğimi bile bilmezken
Ötelerimi düşünüyorum
Ötelerin ötesini belki de
Düşün(m)üyorum düşün(m)üyorum
Başım ağrıyor
Kafam yastığa,
Benim olmayan yastıklara alışıyor.
Ve farkediyorum ki,
Benim olmayan sadece kafamın ağırlığını taşıyan yastık değil.
Ruhumun ağırlığını taşıyorsa eğer bedenim
Bir sebebi vardır diyorum sessizce
Sessiz ve sakince
Bu aralar uyuyorum
Ruhumun en derin yerinden gelen acıyı, dünyayı, öteleri,
Hatırlayamıyorum, kurtaramıyorum, duyamıyorum.
Sana dair ve Sen'den uzak oluşumun hesabını veremiyorum.
Bil(m)iyorum yoksa artık yavaş yavaş ölüyor muyum
düşündüğüm, hayal ettiğim, saçma bir hayal kurarken hayalimin rüyaya dönüşmesini ve uyumayı beklediğim rahatlık anı. tüm gün hiç bi bok yapmamışsam, yatakta uykusuzluk işkencesinin başladığı andır.