bugün

çeneye vurmayan hiçbir şey anlatılmış sayılmaz.
kadınlar her şekilde konuşur, iletişimin her türlüsünde ustadırlar kendileri.
susarak hiçbir şey anlatılmaz;karşında ki çoğu zaman ya kördür*ya kör*

o dili kullanmaktan çekinme!biz anlamamak nedir bilmeyiz;yeter ki sen daha fazla karmaşık hale sokma.
susuyorum, susuyorsun. susacaklarım bitmiyor...
o kadar anlamıyorsun ki beni konuşmanın yetmediğini farkettim noktasıdır bu, sadece kırılmış olabilir. üstüne gitmemek lazm.

bir de istediklerini duyamıyordur bir türlü, olabilir.
nerde bir susan bir kadın varsa yaklaşır usul usul siyah, yüklü bulutlar ve bir kıvılcım yeter şimşek çakmaya, yağmur boşalmaya gözlerinden.
en ağır cevaptır susmak.. sözler tükenir, artık kuracak cümlen belki de onun için harcayacak kelimen kalmamıştır. sadece susarsın, derinlere kayar gözlerin ardından bir iki damla yaş akıverir sen her ne kadar güçsüzlüğünü belli etmek istemesen de. erkeğin de içini en çok acıtan andır heralde.
konuşursa anlatıcak hiç bir şeyi yoktur en güzeli susarak herşeyi sölemek

< sözlerimi gözlerime bak anla.>
(bkz: fırtına öncesi sessizlik)
sustuğu zaman buğulu gözlerle uzaklara bakacak kadar romantik biri değilse büyük ihtimalle "ne diye geldim ki buraya" diye düşünüyordur.
karşısındakinin saçmaladığını düşünmesinden olabilir.
"gidiş"in tarifi.
adamı kanser ederler ne susarak nede sesli birşey anlatmasın onlar.
kısaca özetle; vazgeçişleridir.
muhtemelen o esnada dünyaya doğru hızla yaklaşmakta olan devasa bir meteora kilitlenmiştir gözleri.... ve kaçmıştır bir taraflarına dili... ondan ötürü konuşamıyorlardır... yoksası (bkz: sittin sene beklesen susmaz) olayıdır...

ha, cinsiyetleri aşacak olgunluktaki anaları kast ediyorsanız, onların lisan ı hal ile anlattıklarını idrak etmek bilgelik ister...
"peki"den sonra gelen sessizlik. içinde biraz çaresizlik, biraz kimsesizlik..
konuşarak anlattıklarından iyidir.
kadınlar deniz gibidir. bazen dalgalı olur bazen sakin. ama korkulması gereken sakinliğidir. o sessizlik gelecek bir fırtınanın habercisidir.
bir şeylerin dayanılmaz olduğunu artık söylenecek söz kalmadığını ve her şeyin bittiğini anlatır suskunluğumuz.
erkeklerin de susarak anlatmaya başladıklarıdır. erkeklerin de kalbi kırılır çünkü kadınların da.
hiçbir şeydir. zira kadınlar susmaz ki arkadaşım, keşke rastlayabilsekte hep susarak anlatsa bana derdini en azından kafam şişmez.
Hiç bi kadın susmaz, sadece konuşmak için uygun anı bekler.
(bkz: senle evde görüşecez)
dedikodu olma ihtimali çok yüksek.
benim bildiğim kadınlar insandır .

benim bildiğim bir şey daha var ki off .

insanlar konuşa konuşa anlaşırlar .
-bir türlü anlattıklarını anlamayan er kişiye verilebilecek en büyük dersttir.çogu zaman ben gidiyorum mesajı da içermektedir.
-hatun aslında denemiştir işi karmaşıklıktan sıyırmayı,uğraşmıştırda.güzel güzel derin nefes alıp ama bak canım ... la başlayan cümlelerle izaha da koyulmuştur.ancak artık bu mevzu o kadar koyulaşmıştır ki akmaz kokmaz hale gelmiştir be ademoglu.
-susmak vazgeçmesidir,
-susmak durdurmasıdr kendini,
-susmak beklemeye başlamasıdır.artık çabalamaz ,hayal kurmaz,senden bir adım bekler.
-susmak çok düşünmektir.mantığı girer devreye .ee mantık oluncada sözler, ayrı kulvarlar,klişe olarak ayrı dünyalarla başlar.
sen sen ol susan bir havva kızısa karşındaki ve değiştirmek istiyorsan bir şeyleri bırak uğraşma ,ısrarcı olma,ağır konuşma.
sadece anlat olmaz mı? sen anlat o dinlesin,sen gül o bakmasın ama sen yap!senden vazgeçmeye çalısan birine bıraktırma seni!