bugün

tillahını yapsalar dahi, yüzyıllardır süregelen kadın bastırılmışlığını; kadınların ve dahi erkelerin ruhundan, bilinç altından hatta geninden silemeyeceklerini, sadece bir nebze ilerleme gösterilebileceğini bilenlerin yaptığı ayrımcılıktır.

gücü olanın hakimiyet kurduğu bir düzende, fiziksel gücünü kullanrak kadını yüzyıllardır hakimiyet altına almış olan erkekler yüzyıllarca pozitif ayrımcılık uyggulasalar bile, ne kendi ne de kadın ruhundan o baskıyı silemezler.
Bir çok örneği olan ayrımcılıktır mesela 2 insan evlendiğinde erkek kadına ev almak zorundadır eğer ev almassa kadın şikayetçi olabilir, hani eşittik lan git sen al bana evi hıı. Sonra boşanma durumunda erkeğe nafakayı kitliyolar mahkemede 2 yalan söyle al nafakayı niye kadınlar hiç nafaka vermiyor hıı. Babası ölen bekar kadınlar babalarının emekli maaşını alıyo sonrada imam nikahıyla evlenio oh babası ölen erkek çocuğa (ablasından daha çok ihtiyacı olsa bile) maaş veriliyo mu hıı. Ya tabi bide askerlik mevzu var ona hiç girmiyom. Tüm bu söylediklerıme karşı bazı beyefendiler "erkek adam kadından nafaka alır mı hiç" "erkek dururken kadına askerlik yapmak erkekliğe sığmaz" "lan tabi madem evlendik karıya evdemi almayacaz" diyebilirler ama unutmayalım ki bir erkeğin iş sahibi olması evinin barkının olması gibi şeyler toplumun ona yüklediği şeylerdir eğer erkeğin bunları yapması gerekiyorsa kadınında tıpkı toplumun ona yüklediği gibi kıçını kırıp oturması lazımdır ama eğer kadın eşitlik adı altında toplumun ona yüklediği şeylerden muaf tutuluyorsa erkekte muaf tutulmalıdır yoksa durum bu günki gibi bir hal alır.

Sözün özü: yapacağın kadın erkek eşitliğini skim ben gidiyom.
ciddi bir konu. bunun pozitifti negatifti falan yoktur.
erkeklerin en büyük mallığıdır herhalde.
uygulanarak yine kadına zarar veren ayrımcılıktır. uygulanan çoğu pozitif ayrımcılık kadını bağımlı, muhtaç, 'narin' bir hale getiriyor. zincirlerden oluşmuş bir parça düşünün, bir tanesi koparsa bütün zincir dağılır. kadınlara da aynı şekilde 'eşitlik' diye sesimizi tükettiğimiz halde uygulanan bu pozitif ayrımcılık tecavüzü, tacizi, cinayeti besliyor aslında.
Toplu taşıma araçlarında görülür. Kadın olduğu için oturma hakları vardır bunların. Ama kalk kız soğan doğra dediğinizde kro, yobaz olursunuz.
Esasında uygulanamayan.

- yaz kızım; makdülün çığlık atmadığı... Bla bla. Sanığın beraatine...

- yaz kızım; şahsın karşı koymadığı delillerle sabit olup sanığın tahliyesine...

- yaz kızım; şahsın rızasının olduğunun anlaşılması üzerine sanığın beraatine...

- yaz kızım; kocadır döver, hakkıdır. Kovuşturmaya yer olmadığının tespiti üzerine davanın düşürülmesine...

- yaz kızım; yaz kızım şahsın mini etek giymesinin davetkar bir durum olduğunun tespiti üzerine sanığın beraatine...

Uzar gider.
Kadınların kendilerine uyguladiklari ayrımciliktir.
tayt giyen kazanır hacı. sen de giy.
en sık gördüğüm toplu taşımada yaşanandır. eğer ki hanım kızımız şık giyinmiş, saçı makyajı düzgün ve de prenses edasıyla toplu taşıma aracına biniyorsa -özellikle otobüs ve minibüs- orada ona mutlaka yer veren bir erkek olur.
Bunları kadın hastalıkları ve doğum stajında ve adli tıpta tanıştığım hocalarımdan öğrendiğim ve karşılaştığım birçok vaka ve hastalardan yola çıkarak yazıyorum. Öncelikle bunu belirtmeliyim.

Günümüzde kadınların artık eş seçme konusunda başarısız olduğu ortada. Evlilikler çok kısa sürüyor ve aldatma oranları oldukça fazla. Aldatma olayında ise eskiden sayıca erkekler fazla iken şu an kadınlarda da yaygın olarak görülür oldu. Evlilik dışı çocuklar ve tecavüzlerin sayısı da bir o kadar fazla.

Bunun sebebini düşünelim. Eski yıllardan bu yıllara ne değişti de böyle olduk?

1) Öncelikle medya diyoruz çünkü şu anda televizyonlardaki dizilerde aile yapısını tamamen hiçe sayan senaryolar ve olaylar var. Hayatımızda korkunç olarak gördüğümüz olayları televizyonda sürekli gördüğümüz için sıradan kabul etmeye başladık. Bu apaçık ortada.

2) internetin yaygınlaşması. Böylece erotik ve şiddet içerikli görüntüler ve sesler hepimizin evine ister istemez giriyor.

3) Kadınlara uygulanan pozitif ayrımcılık ile kadınların iş hayatında ve toplumda yavaş yavaş erkeklerle tamamen eşit getirildiğini görüyoruz. Bunun sebebi nedir?

Sebebinin, az önce saydığım 2 sebep olduğunu düşünüyorum. Şiddet ve cinsel istismara maruz kalan kadınlara destek olmak için eğitim ve kariyer konusunda ayrıcalık uygulanmaya başlandı.

Bunun sonuçları da fazla zaman geçmeden ortaya çıktı. Güç kazanan ve kendine güveni artan kadınlar oluştu. Buraya kadar sıkıntı yok.

Sıkıntı şurada başlıyor ki; kadınlar güç kazandıkça bununla yetinmeyip daha fazlasını elde etmeye çalışıyorlar. Hırs ve rekabetçi doğası gereği şu anda erkeklerden daha fazla çalışıyorlar. Evini umursamadan sadece iş hayatına odaklanmış oldular. Bu yüzden şu anda çocuk yapan ailelerin işi çok zor.

Eş seçimi de zorlaştı. Biliriz ki her kadın; kendinden, bedenen zihnen ve maddi anlamda güçlü bir erkek ister. Şu anda kadınlar erkeklerden daha üst bir statüye kavuşmaya başladığı için kimseyi beğenmez oldular. Beğendiklerinden de sıkılıp daha iyisini bulmak istiyorlar. Tabiki bunun faturasını şu an boşanma davalarında ödüyoruz.

Yalnız kalan erkek ve kadın nüfusu arttıkça anormal cinsel tercihler ve suçlar arttı. Bunu da haberlerden duymaktan bıkmış olduğumuzu düşünüyorum. Buna psikolojik hastalıkların artışı ve depresyonun yaygınlaşması da dahil.

Sonuç olarak; pozitif ayrımcılığa karşı değilim fakat bunun abartıldığı ortada.

Edit: imla
Herkes hayatını kendi için yaşarsa, kendi için okur, kendi için çalışır, para kazanır ve kendi için güçlenirse herkes ayarını bulur.

Ama bana bu kadar yeter, daha iyi olmuyorum. Kadınlar benim seviyeme insin güçlenmesincilik komplekstir. Kadın senin seviyeni geçtiyse sen de kendi ayarındakini beğenmiyorsun. Bu da senin sorunun.

Kendiniz için yaşayın, insanları aşağı kendi yanınıza çekmeyin. Zamanla pozitif ayrımcılığın da kadınların da sizi kötü anlamda etkilemediğini farkedersiniz.
feminist kadınlara uygulanmaması Gerekendir.

Çünkü biz eşitiz(!)

otobüste feminik kılıklı kadınlara yer vermiyorum Ama ne zaman böyle tatlı mı tatlı, dünyalar güzeli, hanım hanımcık bi kadın görsem anında veririm yerimi.

bu pozitif ayrımcılık sözlükte de aldı başını gidiyor.

mesela (bkz: kiraz dudak) isimli yazar, birbirinden saçma 182 entari girmiş. Ben ise Bol bilgi içerikli, tanımlar girmeme rağmen o kadın diye bir ilgi görüyor.

sadece o yazar değil az önce onun nick6 yı gördüm o yüzden onu örnek verdim.

Hadi iyi geceler.
Eşitlik ilkesi ile ters düşendir. Bu iki cins sadece kanunlar karşısında eşit olmalıdır. Onun haricinde eşitlik söz konusu değildir. Evrim boyunca erkek; savaşan, üreten, gelişen taraf olmuştur. Kadın ise sadece güzelliğini kullanıp, erkekleri etrafına toplamak suretiyle içlerinden en güçlü olana kendini dölletmiştir. Gelişime gerek duymamıştır. Bundan ötürü Erkek; güç, zekâ ve sayısız alanda kadından üstündür ve öyle de kalacaktır. Evrimin sonucudur bu, değişmez. Hak hukuk olarak eşitlik peşinde koşmak gerekir ki günümüzde feminize olmuş kanunlar sayesinde erkekler bunu sağlamaya çalışmalı. 1 gün evli kaldığı karısına nafaka ödemek zorunda kalan siz değilsiniz karılar. Bizi anlayamazsınız.
sen kendi çabanla ayakta duramazsın, dur elinden tutayım demektir. ayrıca gerek yok böyle şeylere, engel koymayalım yeter. emek veren hak ettiğini alsın, ihtiyacımız olan şey adalet.
cinsiyetçiliktir.

hümanistleri göreve davet ediyorum.
görsel
Tacizin, tecavüzün, hakaretin, küçümsenmenin, her daim seks objesi gibi görülmenin neresi pozitiftir dedirtir.

Alın o pozitif ayrımcılığı, sizin olsun!
Biz istemezük!
sonuçta ayrımcılıktır, hani eşitlik?
mesela bugün işyerinde yaşadığım durum. Dünya kadınlar günü münasebetiyle öğle yemeğinden sonra sadece kadınlara tatlı-çay servisi..
Anayasadaki “ Kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve engelliler gibi özel surette korunmayı gerektiren kimseler için alınan tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. “ maddesi ile hayatımıza girmiş kavram.

Tabi bu madde eşitlik ilkesine aykırı görülüp değiştirildi ama “ kadına pozitif ayrımcılık “ lafını herkesin diline pelesenk ettiler.

Gelgelelim bizim ülkemizde -bizim gibi ülkelerde- teorik olarak böyle kavramlar söz konusu olsa da katiyen sosyal hayatta can bulmaz.

Kadını rahatsız edecek şekilde göz hapsine almak,
Kadının gücünü azımsamak,
Kadınları çalışma hayatında kısıtlamak,
Kadınlara -kendi arzuları sorulmadan- görevler yüklemek,
Kadınların -yine arzusu sorulmadan- doğurganlığını ön planda tutmak veya bir süreç için engel olarak görmek pozitif ayrımcılık değildir.

Sizin pozitif ayrımcılık diye nitelendirdiğiniz şeyler adab-ı muaşeret kuralları içinde değerlendiriliyor genelde.

Edit:

Bir etikete tabi tutulmadan önce şunu belirtmek isterim:
Elbette kadının “ fıtratından “ ötürü -kendi arzusu dahilinde- gebelikten sonra izin kullanabilmesi “ doğaldır “ fakat kimse çıkıp diyemez ki “ kadınların önüne -özellikle özel sektörde- iş hayatında evlilik, doğum vs gibi durumları sebebiyle set çekilmiyor. “

Doğal olana doğal diyebildiğimiz zaman, eşit şartlarda yaşayabileceğiz.
ülkede erkeklerin hakkı yok ama kadınlar...
bizim kadınımız rahata alışmış, bunun hakla hukukla alakası yok artık.

pozitif ayrımcılık gün olur da biterse, hepsi sudan çıkmış balığa döner.

şu memlekette artık ekstrem durumlar dışında kadın erkek çoğu alanda eşit, hemen hemen hepsi istediği kadar eğitim hayatını devam ettirebiliyor ve birçoğu da üniversite mezunu.

bir sormak lazım kaçında bırakın aile geçimini "kendini geçindirme" kaygısı var? %3, %5?

en iyi olanı; 2 bin ben alıyorum 5 bin alan bir adamla evlensem geçiniriz kafasında.

zengin koca arayanları, koca bulunca evde göt büyütme hayali kuranları falan hiç saymıyorum bile.

ataerkil toplum erkeği paranın köpeği yapmış, bütün yükü onun sırtına yüklemiş, hamster gibi çarkın içinde koşturup duruyor.

bu ülkede kadın olmak zor derler bir de. bu ülkede insan olmak, insan gibi yaşayabilmek çok kolaymış gibi.
işte tamda feminizm ideolojisinde kadının erkekten üstün olma gayesi kaynağını burdan alır.
kadın değil, bayan. öğrenemediniz.
Pozitif değildir.

Pozitif koyarak başına ayrımcılığı yumuşatmaya çalışılmıştır.