bugün

diliniz incecik boğumlarda geziniyor. o incecik bogumlarda oval hareketlerle gezerken salisede bir cukura düşüp tümseği buluyor. o bogumlar gittikce zarı soyulmuş bir mandalinanın su dolu lobları gibi yumuşuyor, sulanıyor, hani dişiniz değse suyu akacak...burnunuzdaki o burcu burcu koku gözlerinizi kanlandırmış, kafatası derinizin altında geziniyor sanki. ve birden o eşsiz makatı dillemeyi bırakıyorsunuz bir müddet. gözlerinizi dikiyorsunuz üstüne. bir tebessümle birlikte işte diyorsunuz, işte tanrı bu olmalı. bir buse daha bırakıp çekiliyorsunuz köşenize.