bugün
- nervionun kedisi9
- sağlığı etkileyen en temel faktör11
- cehaletle mücadele etmek14
- gideon reid morgan jj13
- manyak olmaya karar verdim10
- dekolte memeye bakan kişinin aklından geçen10
- erkeklerde meme ne işe yarıyor sorunsalı10
- sözlükteki en iyi 15 yazar8
- çinliler her şeyi üretebiliyor türklerin neyi var30
- karizma9
- sözlüğün en iyi iki kadın yazarı17
- islamı tartışamamak15
- türkiyeyi mülteci kampına dönüştüren abd17
- geniş kalçalı kadın ahlaklıdır25
- arda güler13
- bı erkeğin sevdiğini anlamanın yolları9
- sözlükteki elit yazarlar20
- okula gitmeden yüzlük karne alan afgan ve suriler21
- evlenmeyenlerin seks yapmadan ölüp gitmesi12
- atatürk kafir cumhuriyetini ilan etti12
- antalya daki engelli çocuğa toplu tecavüz12
- ups boobs beni favladı'ne yapmalıyım17
- steven s power law13
- knowledge13
- salda gölü'nün son hali11
- türk mü türkiyeli mi sorunsalı10
- arap olmak10
- 18 haziran 2024 türkiye gürcistan maçı36
- anın görüntüsü22
- rus sovyet düşmanı amerikancı kemalistler11
- kocam boşalacağı esnada geliyorum bacanak dedi16
- pegasus ta çalışan türk düşmanı keko8
- diamond tema39
- kimsenin saraca'nın doğum gününü kutlamaması21
- diyanetin türkleri araplara şikayet etmesi9
- kabataş yalanı9
- içsel yolculuk enerji frekans 69 bin lira19
- vladimir putin11
- diamond tema için yakalama kararı17
- ben bu yazıyı sana yazdım9
- millet öğle yemeğine çıkarken yeni uyanan tipler9
- true bir martı olsa olacaklar9
- thusneldaa12
- saraca silsüpüroğlu15
- diamond tema'nın arnavutluğa kaçması9
- ülkesi savaştayken başka ülkede keyif süren kansız9
- ne zaman evleneceksin diye soran akraba11
- oktay kaynarca'nın türkiyeliyim açıklaması22
- kayseri de atatürk heykeline baltalı saldırı13
- abber'ın ruh hastası olması26
yaziliyorsa bittigimin resmidir.
cehennem farz olur öyleyse.
iÇiMiZDEN GEÇENLERLE YARGILANSAYDIK PERiŞAN OLURDUK
imtihan dünyasında yaşıyoruz. Günaha meyilli duygularımız var. Şeytan da her an ayağımızı kaydırmak, bize kötülük yaptırmak, günah işletmek, nihayet elimizle yaptırmasa da, içimize her an fitne ve vesvese atmak için fırsat kollamaktadır. içimizdeki nefsimiz de şeytanın kulağı hükmünde, her an onu dinlemektedir. Biz ise şeytan ile ve nefsimizle mücadele etmekle yükümlüyüz.
Başarılı ticaretçiler, “Kazanmak için risk almak gerekir.” derler. Risk almayan insan atılım yapamaz. Atılım yapmayınca başarılı olamaz.
Bu kural, insanın Allah katındaki başarısı ve derecesinin yükselişi hususunda da söz konusudur. Dünya risk yeridir. Dünyada düşme ve yükselme basamakları birlikte vardır. insan yükselmek için riskli bir alanda şeytanla ve nefsiyle mücadele etmekle yükümlüdür.
Şeytan ve nefis, içimize yığınla kötülük atmakta, vesveseler vermektedir. Hiç şüphesiz eğer bunlarla yargılansak, halimiz perişan olurdu. Ama Allah’ın rahmeti vardır ve bunlardan dolayı kullarına rahmetiyle muamele edeceğini ummaktayız.
SAHABEYi AĞLATAN ÂYET
Bakara Sûresinin 284. âyeti nazil olduğunda Sahabe-i Kiram’ın içine büyük bir telâş, kaygı, korku ve üzüntü düştü. Ağlamaya, ahiret noktasından endişe ve kaygı duymaya başladılar.
Nihayet Peygamber Efendimiz’e (asm) geldiler ve ağlayarak: “Ya Resulallah! Namaz, oruç, cihad ve sadaka gibi şeylerle yükümlü tutulduk. Biz bunları yapabiliyoruz. Şimdi de bu âyet nazil olmuştur ve bizi içimizden geçenlerden sorumlu tutmuştur. Buna gücümüz yetmez. Kalbimiz elimizde değil.” dediler.
Peygamber Efendimiz (asm):
“Siz de öncekiler gibi “Semi’na ve asayna” (işittik ve isyan ettik) mi demek istiyorsunuz? Siz “Semi’na ve ata’na ğufraneke Rabbena ve ileykel’masir” (işittik ve itaat ettik. Affına sığınırız Ey Rabbimiz. Dönüş Sanadır.) deyiniz.” buyurdu.
Bunun üzerine Sahabe-i Güzin Efendilerimiz (ra) “Semi’na Ve Ata’na Ğufraneke Rabbena Ve ileykel’Masir” demeye başladılar. Öyle ki, bu cümle ağızlarında virt oldu. Gece gündüz böyle söylüyorlardı.
Nihayet Cenâb-ı Allah aynı sûrenin 285. âyetini nazil buyurdu. Bu âyet şöyle buyuruyordu: “Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” şöyle de dediler: “işittik ve itaat ettik. Affına sığınırız Ey Rabbimiz. Dönüş Sanadır.”
Ashab-ı Güzin (ra) bu âyette emredilen mutlak itaati gösterdikten sonra Cenâb-ı Allah yukarıda bahsedilen 284. âyetin hükmünü neshetti (hükümden kaldırdı) ve 286. âyeti gönderdi. Bu âyet ile mü’minlerin, ancak elleriyle yaptıklarından sorumlu oldukları, hatta bundan da affedilebilecekleri bildirildi.
GÜNAH OLAN DÜŞÜNCE DEĞiL EYLEMDiR
Nihayet Peygamber Efendimiz (asm) de şöyle buyurmuştur: “Allah iyilikleri de, kötülükleri de takdir etmiştir. Sonra bunu meleklerine açıklamıştır. Kim bir iyilik yapmayı düşünür ve sonra da yapamazsa Allah ona tam bir iyilik sevabı yazar. Eğer o iyiliği düşünür de, düşündüğünü gerçekleştirirse, Allah kendi katında on, yedi yüz ve daha fazla katı sevap yazar. Kim bir kötülük düşünür de, düşündüğünü yapmazsa, Allah buna günah yazmaz, hatta yapmadığı için sevap yazar. Eğer o kötülüğü düşünür ve yaparsa, Allah sadece bir günah yazar. Allah ancak kendi eliyle helâke gidenleri helâk eder.”1
Unutmayalım: Böyle kötü düşüncelerle hayalimizi hiç durmadan ve kendi elimizle süslemek şüphesiz doğru bir yol değildir. Bedîüzzaman’ın, “Güzel gören güzel düşünür; güzel düşünen hayatından lezzet alır.”2 Prensibini hayatımızda uygulamamız ve düşüncelerimizin de güzel olmasını sağlamamız gerekir. Güzel şeyleri düşünerek, çirkin hayallerin düşüncelerimize hâkim olmasını önleyebiliriz.
Dipnotlar:
1- Buhârî, Rikak, 31; Müslim, iman, 207, 208.
2- Mektûbât, S. 457.
(Yeni Asya, Süleyman Kösmene)
imtihan dünyasında yaşıyoruz. Günaha meyilli duygularımız var. Şeytan da her an ayağımızı kaydırmak, bize kötülük yaptırmak, günah işletmek, nihayet elimizle yaptırmasa da, içimize her an fitne ve vesvese atmak için fırsat kollamaktadır. içimizdeki nefsimiz de şeytanın kulağı hükmünde, her an onu dinlemektedir. Biz ise şeytan ile ve nefsimizle mücadele etmekle yükümlüyüz.
Başarılı ticaretçiler, “Kazanmak için risk almak gerekir.” derler. Risk almayan insan atılım yapamaz. Atılım yapmayınca başarılı olamaz.
Bu kural, insanın Allah katındaki başarısı ve derecesinin yükselişi hususunda da söz konusudur. Dünya risk yeridir. Dünyada düşme ve yükselme basamakları birlikte vardır. insan yükselmek için riskli bir alanda şeytanla ve nefsiyle mücadele etmekle yükümlüdür.
Şeytan ve nefis, içimize yığınla kötülük atmakta, vesveseler vermektedir. Hiç şüphesiz eğer bunlarla yargılansak, halimiz perişan olurdu. Ama Allah’ın rahmeti vardır ve bunlardan dolayı kullarına rahmetiyle muamele edeceğini ummaktayız.
SAHABEYi AĞLATAN ÂYET
Bakara Sûresinin 284. âyeti nazil olduğunda Sahabe-i Kiram’ın içine büyük bir telâş, kaygı, korku ve üzüntü düştü. Ağlamaya, ahiret noktasından endişe ve kaygı duymaya başladılar.
Nihayet Peygamber Efendimiz’e (asm) geldiler ve ağlayarak: “Ya Resulallah! Namaz, oruç, cihad ve sadaka gibi şeylerle yükümlü tutulduk. Biz bunları yapabiliyoruz. Şimdi de bu âyet nazil olmuştur ve bizi içimizden geçenlerden sorumlu tutmuştur. Buna gücümüz yetmez. Kalbimiz elimizde değil.” dediler.
Peygamber Efendimiz (asm):
“Siz de öncekiler gibi “Semi’na ve asayna” (işittik ve isyan ettik) mi demek istiyorsunuz? Siz “Semi’na ve ata’na ğufraneke Rabbena ve ileykel’masir” (işittik ve itaat ettik. Affına sığınırız Ey Rabbimiz. Dönüş Sanadır.) deyiniz.” buyurdu.
Bunun üzerine Sahabe-i Güzin Efendilerimiz (ra) “Semi’na Ve Ata’na Ğufraneke Rabbena Ve ileykel’Masir” demeye başladılar. Öyle ki, bu cümle ağızlarında virt oldu. Gece gündüz böyle söylüyorlardı.
Nihayet Cenâb-ı Allah aynı sûrenin 285. âyetini nazil buyurdu. Bu âyet şöyle buyuruyordu: “Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” şöyle de dediler: “işittik ve itaat ettik. Affına sığınırız Ey Rabbimiz. Dönüş Sanadır.”
Ashab-ı Güzin (ra) bu âyette emredilen mutlak itaati gösterdikten sonra Cenâb-ı Allah yukarıda bahsedilen 284. âyetin hükmünü neshetti (hükümden kaldırdı) ve 286. âyeti gönderdi. Bu âyet ile mü’minlerin, ancak elleriyle yaptıklarından sorumlu oldukları, hatta bundan da affedilebilecekleri bildirildi.
GÜNAH OLAN DÜŞÜNCE DEĞiL EYLEMDiR
Nihayet Peygamber Efendimiz (asm) de şöyle buyurmuştur: “Allah iyilikleri de, kötülükleri de takdir etmiştir. Sonra bunu meleklerine açıklamıştır. Kim bir iyilik yapmayı düşünür ve sonra da yapamazsa Allah ona tam bir iyilik sevabı yazar. Eğer o iyiliği düşünür de, düşündüğünü gerçekleştirirse, Allah kendi katında on, yedi yüz ve daha fazla katı sevap yazar. Kim bir kötülük düşünür de, düşündüğünü yapmazsa, Allah buna günah yazmaz, hatta yapmadığı için sevap yazar. Eğer o kötülüğü düşünür ve yaparsa, Allah sadece bir günah yazar. Allah ancak kendi eliyle helâke gidenleri helâk eder.”1
Unutmayalım: Böyle kötü düşüncelerle hayalimizi hiç durmadan ve kendi elimizle süslemek şüphesiz doğru bir yol değildir. Bedîüzzaman’ın, “Güzel gören güzel düşünür; güzel düşünen hayatından lezzet alır.”2 Prensibini hayatımızda uygulamamız ve düşüncelerimizin de güzel olmasını sağlamamız gerekir. Güzel şeyleri düşünerek, çirkin hayallerin düşüncelerimize hâkim olmasını önleyebiliriz.
Dipnotlar:
1- Buhârî, Rikak, 31; Müslim, iman, 207, 208.
2- Mektûbât, S. 457.
(Yeni Asya, Süleyman Kösmene)
iç sesi dinleyip dinlememene bağlı günah yazılıp yazılmaması.
islamiyete göre yazılmıyor. Diğerlerini bilmem.
güncel Önemli Başlıklar