bugün

boşver demek istiyorum ama diyemiyorum. onun o hareketleri aklıma geldikce kötü hissediyorum. keşke o gün onu görmeseydim.
Merhaba sözlük.
Buralarda kimse beni tanımaz yeniyim. Hem şehirde hem Sözlükte. Çıldırma evresindeyken kaçtım tüm tanidiklarimdan. Kafam bozuk be sözlük. Çok takiyorsun dediler bana ama yapamadım, bosveremedim. Çok aptal akrabalarım, tanıdıklarım oldu sözlük kardes. Hani klasik her şeyi bildiğini sanan ama kendi güzel beynini yormamak icin tek bir kitap bile okuma zahmetinde bulunmayan insanlar varya (evet evet sizin de bir sürü tanıdığınız var bu sekilde) ha iste o insanlarla doldu etrafım. Nefes alamadım. Anlatamadım. Kendileri yetmedi bana da karıştilar sanki zor zamanım yanımda oldular da sanki bir defa beni dinlediler de bi de hayatıma müdahele ettiler.
Neyse kaçtım şehri, insanları bıraktım kaçtım. Şimdi yeni bir şehirde yeni insanlarlayim. Her şeye sıfırdan başlamak o kadar güzel ki anlatamam. Hala telefonla bana ulaşıp beni rahatsız edenler yok mu var tabi ama azalacak die umut ediyorum sözlük kardes. Bir konu var ki sözlük kardes çok zor.
Ailemle taban tabana zit hayatlar yaşıyoruz. Benim hayatımın çok azini bilmelerine rağmen çok tepki gösteriyorar her şeyi bilseler neler olur bilemiyorum. En çok annem kafamı kurcaliyor. En çok ondan ayrı olmak koyuyor ama onun yanına gidince de başka bir insan oluyorum cunku o bilirse beni Kahrolur. Duygusal yakinliktan yoksunum sözlük. Yıllar oldu bu uzaklık. Alıştım çoğu şeye ama işte şimdiki gbi bir an gelince doluyor insan. Şu an mesaiden çıktım kafa bir milyon olmuş, otobüste yazıyorum. Dolandikca dolaniyor be bu Büyükşehir otobüsü. insanlar da surat bi karış. Sanırım herkes dertli.
Neyse sözlük şimdilik bu kadar.
Dinlediğin icin tesekkur ederim sözlük.
En güzeli bir yerlere karalamak. Ben notlar alıyorum. Kısa Denemeler ve anılar yazıyorum. Öykülemeyi seviyorum, çok amatörce ama yazmak ruhuma iyi geliyor. Mecburiyet hissini sevmiyorum, içimden ne zaman gelirse o zaman yazıyorum. Anı deyince insanların aklına günlük geliyor ama günlük tutmak hiç bana göre değil.

Yazı, zihnimin dağınıklığına iyi geliyor. Aklımı derli toplu tutmanın güzel bir yolu. Zihnimi rahatlatmanın ve boşaltmanın... bazen sağlıklı düşünebilmenin. Anlamsız gelen düşüncelerine yazı ile tercüman olursun. Kendine yetersin, kendini dinlersin. Bazen iç sesinizi suturur bastırırsınız ama yazınca o sesi gözlerinizle görürsünüz. Yazıya içimi dökünce kalbimin sesi ve çığlıkları cümlelerimde gözlerimi kamaştırıyor.

Yazmak güven duygumu arttırıyor. Kendime güvenimi.. Derdimi hafifletiyor, yaşama sevincimi arttırıyor. Bazen de cümlelerimde ağlıyorum, bu da rahatlatıyor. Dünyanın en sedatif eylemlerinden biri yazmak. Edebiyat eğitimi almadım ama yine de bir şeyler yazmayı seviyorum. insanlara derdimi anlatmada çok beceriksizim. Bu nedenle Yazı en iyi dostum.
Şu tatil döneminde sadece onun gülüşünü özleyecek kadar aşık olmuşum ben sözlük.

Kalbim onunla dolmuş. Aklım onunla dolmuş. Bi şarkı dinliyorum ruhum onunla dolmuş.

Sen nasıl bir adamsın ki sana bu kadar aşık oldum ben bilmiyorum. Bildiğim ben seni seviyorum. Bunu sana anlatmaya korkacak kadar seviyorum. Anlatırsam bi daha bana öyle gülmezsin diye korkuyorum.

Aslında senden tek bir şey istiyorum: beni sevmeyeceksen unutmama izin ver. Benim kalbim senin tanıdığın insanlar gibi dayanıklı değil. Beni incitmeden uzaklaşman en iyisi belki de.

Kendimi olayların akışına bırakırsam belki sadece ayda yılda bir karşılaşacağız ama ben müdahale edip senin olduğun yerde mi kalmalıyım? Bi yanım kalmak isterken bi yanım mücadele edecek güçte değil. Hiç umut alamadım senden belki de bu yüzden. Tek bi iltifatın ve arkadaşlığın dışında elimde ne var?

Gel be nolur. Sen de beni sev bi şans ver. Gururum olmasa bunları yüzüne söylerdim.