bugün

Dünyanın en acımasız, kalpsiz, duygusuz varlığıdır.
izel yüzü hakkında şöyle bir açıklama yapmıştır:

--spoiler--
Sevgilimi en yakın kız arkadaşımla öpüşürken yakaladım. ikisini öyle görünce hiç birşey diyemedim. Sadece kolay gelsin dedim çıktım. O gün büyük üzüntü yaşadım. Hem en yakın arkadaşımı hem de sevgilimi kaybettim.
Ben öfkemi dillendirebilen biri değilimdir, içime atarım. O gün de birşey diyemedim.
Akşam yattım sabah kalktığımda cildim bu haldeydi. Önce kızamık olduğumu sandım, sonra doktora gittim, doktora stresten olduğunu söyledi. Allah'tan başka bir hastalık olmadı, sadece yüzümle kurtuldum. 2 kez operasyon geçirdim, ama artık birşey yaptırmayacağım
--spoiler--

Yani izel'in yüzüyle dalga geçmek, bir engelliyle alay etmekle aynı şeydir. Sonuçta, yüzünün böyle olması onun tercihi değildir. Herkesin başına gelebilir.

Bir insanın kusurunu ortaya çıkarmak bile ahlaksızlık sayılırken, bu kusurla alay etmek insanlığa sığar mı?

Bir de 'sen niye izel'i savunuyorsun' diye soruyorlar. Dolaylı yoldan şöyle cevap vereyim, bir engelliyi savunmak için illa engelli mi olmak gerekir? Yada tanıdığı mı olmak gerekir.

Onun gibi bir şey bu da, hepimizin bazı kusurları olduğu gibi onun da var.
Benim yaptığım şey sadece insanca davranmak, alay edenleri de biraz insan olmaya davet ediyorum.

Not: bu yazıdaki ilham perilerim tsira ve onun fake hesabı cahil profesor'e teşekkürlerimi sunuyorum.
insanın başına ne geleceği belli olmaz denilesi , kimse bu hayata gelirken ben böyle olmak istemezdim denilesi ve asla büyük konuşulmaması gereken bir durumdur.
sıkıntının tahribatından bi haber insan davranışıdır. nasıl bir tahribatsa ki gerçekliğini bizzat izel doğrulamıştır, bir gecede meydana gelen olaydır.
(bkz: komşulara karşı çok ayıp oldu)
hayatının sönmesi bir sivilceye bakan insancıktır.
gülme komşuna gelir başına atasözünü bilmeyen acımasız insandır.
izel'in yüzüyle alay edilmesini kendine dert eden insan kadar gereksizdir.