iyi anlaşılan karşı cins ile sınırları bilmek

çok gerekli olan bir şeydir.

zira işin içine aşk veya duygusal bir yakınlık katılırsa, sizi çok iyi anlayan ve tam sizin kafanızda olan; arkadaş olarak çok şey paylaştığınız bir insanı kaybedebilirsiniz. bu bağlamda, sakın sizi iyi anlayan ve bir şeyler paylaşabildiğiniz bir karşı cinsinize "ben senden hoşlanmaya başladım kukucan/pipican" demeyin.

üzerinde kafa yormanın gereksiz olduğu endişe.sınırların daima içindekini hapseden bir metafor olduğunu bilirsen kaldırılması gerektiğini de bilirsin.

hayatta en çok dikkat edilmesi gereken hususlardan biridir zira yakın çevremde bu duruma örnek teşkil edecek bir çok durumlar karşılaştım ve sonuç malesef hüsran.özeti şudur ki arkadaş sevgiliyi döver o yüzden arkadaşınız bırakınız da arkadaş olarak kalsın.

(bkz: ateş ve barut)

o kadar iyi anlaşıyorlarsa sevişebilirler bence caizdir. *

olması gerekendir.
ne demişler hiçbirşey bilmiyorsan haddini bilecen. * *

iyi anlaşılan insanı kaybetmemek için olması gerekendir.

eğer bilinmezse arkadaştan sevgili olmaz önermesinin ne kadar doğru olduğu dünya üzerinde daha önce de zilyonlarca kez olduğu gibi bir kez daha görülecektir.
inatla o sınırı geçmeye çalışanlar da erkektirler nedense.

genelde erkeklerin zorlandıkları şey.

samimi duygularla kızı içine sıgdırası gelir erkeğin. ancak yanlış anlaşılmak korkusuyla bunu yapamaz ve "ne güzel dışavurumlarınız var.. insan bu ortamda olmaktan haz duyuyor" tarzı düzeyli muhabbetlere yelken açar. tabi bu şekilde kız onu yanlış anlamaz, hatta "ne kadar efendi, sakin ve huzur dolu bir insan" der ondan için. tabi tüm bu süreç sıkıcıdır. bunalan erkek ne yapsın kolbastı, aphaci dans ederek rahatatlatır kendini.