bugün

önünden binlerce kişinin geçmesine rağmen kimse tarafından iplenmeyen adamdır.
canlı link: http://tks.ibb.gov.tr/noc-player.php?id=17
gidip bi tekme atayım da uyandırayım dediğim adamdır.

(bkz: beni izleyin anacım) *
acıdığım adamdır. şükredelim arkadaşlar en azından başımızı sokacak bir evimiz var. peki ya o adam ne yapsın.

edit: empati kuralım. düşünün, ya o adamın yerinde siz olsaydınız.
cartman olsa üzerinden kaykayla atlardı.

görsel
şuan adamın yanında sevişiyolar ayıptır arkadaş.
horuldamaktadır.
kimsenin dönüp bakmadığı adamdır. ne istanbulmuş arkadaş insanıda vurdumduymaz.
bazen fransız sokağında gördüğüm adam. Ona benzettim. Takıları falan satıldığı sokaklardada geziyordu.
Not:polis bile olabilir şayet ben rastladım hatta konuştuk.
az önce yanından geçen ekip arabası tarafından bile iplenmeyen adamdır.
bir kimsenin de 10 lira atmadığı adamdır. pzt ordayım dayı nasipse.
şehrin azizlerindendir.
'o sinüzit olmasın da kimler olsun' adamıdır.
garip biri. uzakta polis lambaları görüyorum, belki fark ederler dönerken...
uyanmıştır. ayakkabılarını giymiştir.
şu an ayağa kalkıp ceplerini karıştıran sonra da köşede çişini yapan adamdır.
adam işedi ya la.
tahta tezgah gibi bir şeyin önünde yarı domalık dikilen adamdır. şeytan diyor kalk tokattan çık yola, bul adamı, konuş derdi neymiş ?
istiklal caddesi-2 kamerasında oynuyan apaçiyi gördüm. istiklal caddesinden soğudum.
bir keresinde galata kulesinde polonyalılarla viski açmıştık. gerisini hatırlamıyorum. sabah uyandığımda bilmediğim bir apartmanın merdivenindeyim. gitarım ve valizim uçurulmuş. bi arkadaşım onlara sahip çıkıcaktı ama geceleyin polis de onu beni soyuyo sandığından karakola götürmüş. neyse sabah olduğunda ordan çıktım yukarı doğru yürümeye başladım. cepte de 50 kuruş varmış. istiklalde bi su satın aldım son paramla, diktim kafaya. sonra vucüdum işlevini durdurdu. oraya bir yere yattım. birisi geldi, bir şeyin var mı hastaneye götürelim mi dedi. yok dedim sadece uyumak istiyorum. birisi geldi, niye dükkanın önüne yattın dedi. burası dükkanın önü değil yeryüzü dedim. polisler geldi, sarhoş musun dedi, evet dedim. nerde oturuyosun dedi. tabi istanbuldan 900 km uzakta oturduğumu söyleyemezdim mal mal baktım. polisler de neyse hatırlamıyosun tamam, buraya yatma diyip gittiler. galataya tekrar yürüdüm uyumak için. tam koydum kafayı, yağmur başladı. bu da böyle bir anım. ama insanlar şekilci galiba, giyimim iyi olduğu için sürekli sordular. saçı sakalı birbirine karışmış herifleri umursamıyorlar bile.

not: hikayenin devamında, iskelede uyuyorum biraz. birilerinden sigara istiyorum. birilerine akbil bastırıyorum. üsküdara gidiyorum. tam teyzeme iskelenin önündeki banka gel acil yazmamla sarj bitiyor. uykusuzluk ve aşırı yorgunlukluktan titremeye başlıyorum. bacaklarım ayakta tiremek için kırılıyor. bir yağmur da orda basıyor. ayaklarım tiremekte güçlük çekiyor. ordaki büfeciye abi su alabiilir miyim ama hic param yok diye sordum. sonra adam bi 7-8 saniye gözlerime baktı. aç mısın delikanlı dedi. ben de mahcubiyetten konuşamadım tabi. kafa salladım. bir şeyler yedim. en sonunda teyzem beni buldu, karnımı doyurdu. 200 lira para verdi. mersine geri dön dedi. ben de 2 hafta daha istanbulda kalmıştım bir şeyler bulup. sonra bi kızdan ödünç gitar alıp sokak müziği falan öyle şeyler.