bugün

"içinden git diyorsun, duyuyorum gülüm
gideceğim son olsun"

direk bu dizelerin aklıma gelmesine vesile olan başlık.
kişinin sürekli çeşitli bahanelerle atlatıldığını farketmesi sonucu baş gösteren durum.
hissettirene bağlı sonuçlar verir... hoş; sonuç hep aynıdır da, tepkin değişir belki...

suyun aslında 100 santigrat derecede kaynamadığını sadece bilimsel bir palavra olduğunu anlamana neden olur...
nşa daki suların bile kaynadığını hissedersin! yakınca boğazını 'sevilmiyor olmak' hissiyle beraber içmeye kalkıştığın su...

konuşurken; boğazına düğümlenir kelimeler, susarsın...
bu sefer de yediremezsin...

gitmeye cesaretin yoktur...
çünkü oraya gelmek için ne emekler vermişsindir...
hoş; geldiğini sandığın yere aslında hiç gelmemişsindir, o da ayrı bir çöküş mevzusudur...
sesini çıkartma, çaktırma dersin kendi kendine!
ve bir oyundur aslında bu kendinle oynadığın ve hiç bitmesini istemediğin ve sonunda kaybedeceğini bildiğin...

boktan bir şeydir istenmediğini hissetmek...
keşke söylese de bitse dersin... çünkü resmiyet kazanmamış şeylerin olma ihtimalini sorgularsın hep! polyannasın ya sen!
ama o, acımasızdır! sokar bıçağı kanırtır! can çekişmeni izlemek ister! sadece hissettirir işte! söylemez... tabakta kalan son makarna tanesi gibi oynar seninle...

karnında bir ağrı! kessen bitecek gibi!
kesmezsen büyüyecek gibi!
gözlerin kararır, başın döner... ayağa kalkma işte! sürün süründüğün yerde!

aslında bu kadar sıkıntının gereksiz olduğunun farkına varırsın, takılınca bileklerine gözlerin...
istenmediğiniz söyleniyorsa hissetmenize gerek yoktur. zira suratınıza vurulmuştur istenmediğiniz.
(bkz: bir ortamda kendini fazlalik gibi hissetmek)
öyle bir histir ki ; bilirsin , kabullenmek istersen ömrünce şekillendirdiğin onurunu atarsın , gözünü kapatıp içine sindiremesen de isteniyormuş gibi davranırsın yada inandırırsın.zehir gibi içine işlese de 'istenmediğin' , önceliğin onurun değildir.
peki ya bunu yapamayanlar?yani istenmediğini bildiğinde çekip gitmeye kalkanların durumu?daha da vahim , iç acıtan bir haldir de yere sağlam basma , güçlüyü oynamaya çalışma istenmemekten ağır basar işte onlarda...onur ağır basar...ama aslında en çok içi onların yanar...çünkü çoktan yemiştir damgayı 'güçlüdür ona bişey olmaz , atlatır , o gururludur , onurludur , sindiremez , çeker gider' diye bilirler o zavalıyı... ve o da oyunu kurallarına göre oynamak zorunda kalır... güçlü ve onurlu... ne zaman nasıl basılmıştır bu yafta ona bilmez asla , bi anda oluvermiş ve ömrünü bu yolda belki de tarumar etmiştir...GÜÇ ne melem bişeydir ki ; aşkı , sevgiyi , ufacık mutluluğu bile siler atabilir durumdadır...
kulağı ''aşk da gurur olmaz'' ı duymak ister halbuki gücün... ama ona bunu söyleyebilecek tek bi kişi bile yoktur...yalnızdır ve hep yalnız kalır...
manalı sayılabilecek minik bir hareket-söz ya da karşı tarafın sessiz kalması sonucu kendinizce yaptığınız çıkarımdır. paniğe kapılmamak gerekir, karşı taraf ile mevcut bağlar bir bir koparılır, fark edip dönerse sorun yok demektir, ama sessizlik sürerse..
(bkz: 608)
hareket vaktinin geldiğine işarettir.. duydunuz sktirin sesini..