bugün

malesef çok kötü şartlarda yaşayan işçilerdir. bir diğer durum için ise ;

(bkz: fabrika içinde yatıp kalkan işçiler)
görsel
doğru ve acı bir tespittir.

gerçekten bazen görüyoruz ve üzülüyoruz.

hatta bir şantiye önünden geçerken, çalışan birine sormuştum. nasıl bari aldığınız para, çektiğiniz bu sıkıntıya değiyor mu diye.

cevap daha acıydı, asgari ücret alıyorlarmış yazık, çok yazık.
rezil denilerek ayıp edilmiş işçilerdir. sefil daha uygun olurdu.
eskiden inşaat firmasının satış ofisinde çalışırken, mesai sonrası domates yumurta vs alıp (istihkak değil kendimden) birlikte menemen yiyip, ki çok fena yapar kitapsızlar yiyen bir daha iflah olmaz, demli çay eşliğinde sigara ile muhabbet ederdik çadırda. tamamı kürttü. cahili çoktu. ama çok temiz adamlardı kalben. allah yollarını açık etsin.

zavallı hayat yaşayan ama daha iyisini bilmedikleri için mutlu işçilerdir.
alınlarının teriyle her kuruşunu sonuna kadar hak eden işçilerdir.
rezil bir hayat da yaşıyor değillerdir aksine başları diktir.
rezaletten kasıt içinde bulundukları fiziksel şartların zorluğu ise bu konuda genel işçi sınıfından pek farklı değillerdir.
alın terinin dibine vurmuş işçilerdir. onlar için alışılmış bir hayattır o.
biz belki kendimize sığdıramayız ama, o adamın gözündeki yaşam hevesinin alt yapısıdır o yaşam biçimi.
samimi bir yürek sahibi yapmıştır o kişiyi. ne gurur, ne gösteriş.
siz üst katında otururken ona sıcak yaz gününde bir şişe soğuk suyu hor görebilirsiniz belki ama...
o, buz gibi kış gününde kapıda kaldığınızı görünce... "kardeş, gel..bir bardak çay iç de muhabbetin içimizi ısıtsın" der..
samimi insanlardır geneli.
dil din ırk farketmez. o adam almış ya o acının tadını. artık hiçbir acı ona zarar etmez. iyidir onar. sevilesidir.
Eli öpülesi adamdır ve hakkıyla para kazanmanın tadının hiçbir şeye değişilmeyeceğini bilen insandır.
kurumsallaşmış firmalar ile derme-çatma olanların farkını anlamanın en iyi yolu, çalıştırdıkları işçilere verdikleri değere bakmaktır.

özele değil, genele baktığınızda dahi günümüzün şantiye koşulları; bundan 20-30 yıl öncesine göre mukayese dahi edilmeyecek kadar iyileşmiştir. ancak, yeterli değildir elbet!

çalışma bakanlığının son dönemlerde, gerek iş sağlığı ve güvenliği konusunda attığı adımlar ve gerekse konuyla ilgili uzman yetiştirme ve bu uzmanların inşaat şantiyelerinde görevlendirilmelerine yönelik çalışmaları gerçekten takdire değerdir. bu sayede, kısa bir mesleki eğitim programı sonrası işsiz mühendislerin istihdamı sağlanmakla birlikte, gerekli çalışma denetiminin belli gün ve sürelerde değil, işin devamınca süreğen olması mümkün kılınmaktadır.
2008 yılı ağaoğlu şirketi kendi bünyesinde bulunan (taşeron firmaları hariç) günlük yevmiyesi 27,5 tl idi bundan büyük rezillik olamaz.
kapitalizmin ürünüdür.

uçurumun somut kanıtıdır.
çoğunun sigortası bile yoktur.
rezilden kasıt yaşam koşullarıdır.
solcuların üslubundan rahatsız zatın, 'hayata dair iç burkan' detayı.

Ayrıca, 'memlekette işçi mi kaldı birader?' söyleminin beyhudeliği.

Ayrıyetten, soğukta kalınca üşüyenle kurulan mecburi empati.