bugün

sanal bir gençliktir. klavye ardında konuşlanan onbeşlik bir çocukla yetmişlik bir dede aynı yaştadır aslında. o yüzden gençliği internete emanet etmek aptalcadır.
bu gençliğin tek bildiği sınırsız internet, sözlük, twitter, Facebook, zaytung ve türevleri. bir tıkla gidilen memleketler, bir tıkla okunan kitaplar, bir tıkla açılan memeler. giriş ve gelişmesi olmayan direkt sonuca giden ilişkiler. emeksiz, ekmeksiz, katıksız bir tüketiş. ve aslında yok oluş. fast Food yaşam.
onyıllar sonra bizleri korkunç insan sorunları bekliyor olacak. toplumsal vicdan sızlıyor, siyasiler ne yapıyor bu konuda acaba?
Şuan aynı odada 3 yetişkin internete bakıyoruz, kimse konuşmuyor.

durum yeterince açık.
sınırsız bilgiye isyan etmek gibi bir salaklığı da ortaya çıkartmıştır.

arkadaş insan internette karı da kovalayabilir, oyun da oynayabilir, okuyup alim de olabilir ve bu bu kadar basittir yani.

ayrıca hepimiz internete bakıyoruz kimse konuşmuyor muhabbeti de bana kalırsa ''televiyon evdeki muhabbeti öldürüyo yeaa'' gibi bayatlamış bir geyiğin postmodern halinden başka bir şey değildir.

hayır internet'i varsa yoksa tuttuğu takımın trollüğünü yapmak için kullanan adamlar toplum vicdanından, siyasilerden falan bahsediyor ya, işin en ironik kısmı da o.

bırak sen bunları kardeşim, sen saçma sapan hareketler yaparken toplum sana bir şey diyor mu da sen burda toplumu çekiştiriyorsun..

geç sen bunları.