bugün

Halen varlığı tartışılan birisinin* yarattığına inanılan, yani bizi yaratanla aynı yaratıcının ürünü, dünyayı paylaşmamız gereken canlıların diktatörlüğüne soyunmamız işidir. Gerçekten, hakkımız var mıdır bir böceğin canını almaya? Evimize girip, yaşamaya çalıştığı için? Hakkımız var mıdır, balkonunuzda doğurmuş bir kediyi yavrularıyla oradan kovmaya çalışmak? Yavrularını doyurmak için, açık pencerenizden içeri girdiğinde beddua etmek?
Bunları yazıyorum ama, ben de az önce, daha önce yüzlerce kez yaptığım gibi, bir canlıya tanrılık tasladım, gücün sadece zulümden ibaret olduğunu sandığım için belki, öldürdüm bir karafatmayı daha, çünkü mutfağımdaydı, çünkü ondan korkuyordum aslında, ama güç bendeydi ve onu öldürebilirdim, öldürdüm.

Bugün dünyada, bütün insanlar yaşamak için bir şeyler yapıyorlarken, sadece elinde gücü var diye, sıfatsızların diğerlerine tanrılık taslamasına benzemiyor mu benim yaptığım?

Alakalı bkz:neden bu kadar çok içiyorsun*

kendini anlatma edit'i:
yanlış anlaşılma korkusu altında belirtmek isterim ki, yaklaşımım kesinlikle, ama kesinlikle "nıhahha güçsüzleri ezelim olm, aha bak kedi tekmeledim yuha" şeklinde değildir. sadece, tahminimce, her insanın içinde biraz sadistçe dürtülerle meydana gelen, karşındakine hükmetme, ego tatmini gibi bir ezikliği dışarı vurmaktır. bunu yaparken de, günümüzde "büyük" hesaplarla uğraşan "büyük" devletlerin, aslında ne kadar da bu egoyla yönetildiğine dair, benim gözlemlediğim küçücük bir olay ile, o koskoca politikaları kıyaslamaktır.
umarım anlaşıldım?
(bkz: carpilma nedeni olan basliklar)*
(bkz: alakasız kavramları birbirine sokmak)
kendi elinle yaratmadıklarını yoketme yetkisini kendinde bulmaktır.
tüketim kültürünün bir parçasıdır.
tengri kavramını dübür tarafından anlama durumu. sonsuz güç diyoruz biz; ezeli ve ebedi, muhtaç olmayan ve her şeyin kendisine muhtaç olduğu. greklerin ürettikleri gibi uçkur peşinde koşan bir şey değil ki.
(bkz: evet dostum ufak dağlar da benim eserim)
bir tür özlem ya da istek içeren cümlecik. ama tam cümle olamamış, fiili hasar görmüş.
mutsuzluğunun, huzursuzluğunun, umutsuzluğunun, karamsarlığının, tatmin edilmemiş egosu' nun, kendine güvensizliğinin, sorulamamış hesaplarının ve nefretinin bütün hesabını, başta doğa ve hayvanlar, sonrasında otorite kurabileceği, kendinden zayıf bütün insanlardan çıkarmaya çalışan sorunlu insanların hayata tutunmak ve yaşayabilmek için kendi içinde oluşturduğu savunma mekanizması.
Durum bu şekilde irdelenecekse, kolunuza yapışan keneye de tanrılık taslama hakkınız yoktur. kene kolunuza yapıştığı an , diğer el cımbıza uzanmaya çalışırsa tanrılık tasladığınız dakikalar o an başlar. ya kene ya ben demeyeceksin. beraberce güle oynaya ölümü bekleyeceksin.
her çocuğun annesini tanrı bellemesi hikayesidir özetle. ki tanrı inancı yetişkinlerin, bok yemiş yanında.