bugün

bir yerlere imza attığını farkettiği andır.
şehirlerarası otobüs molalarinda tek başına sigara içtiği an.
küçük şeylerden mutlu olmadığı an.
attırmaya başladığı an

buna rağmen anlamayan yok mu? var
senelerin ne kadar çabuk geçtiğinin farkında olunduğu andır. buruktur.
hayallerini değil, hayal kırıklıklarını biriktirdiğini anladığı andır.
bir erkeğin ayakta işemesi farkındalığıdır.
(bkz: gerdek gecesi)
(bkz: babanın harçlık vermemesi)
arkadaş kavramının yok olduğu, artık çıkar kavramının devreye girdiğinin anlaşıldığı andır. bu saatten sonra çevresinde olanlar işleri düşmedikçe ne ararlar ne sorarlar. böyle de haysiyetsiz olur insanlar.

hayır ben bıktım temizlemekten, it sürüsü gibi nereden peydah oluyorlar anlamadım.
toplu taşıma aracına bindiğinizde güneşin birazdan nerden vuracağını tahmin edip ters istikamette bir koltuğa yöneliyorsanız artık büyümüşsünüz demektir.
para kazanmaya ve borç ödemeye başladığı andır.
bir adet adınıza postalanmış kredi kartı ekstresine uzuuuun uzun baktığınız o andır.
şakaklarında sayılamayacak kadar beyaz tellerin doluştuğu anlardır. bayağı var, sayamıyorum.
izlediğiniz futbol maçındaki oyuncuların sizle yaşıt veya sizden küçük olduğunu farkettiğiniz andır belki de.
tek başına kaldığı andır..
sorunların üst üste geldiği ve içinden çıkamadığı andır.
elini taşın altına koyma zamanının geldiği andır.
karmakarışık duygu ve düşüncelerin olduğu bol soru işaretleri arasında, kendine keyif veren şeyleri düşünmeye başladığın andır.
babanın yaşlandığını anladığın ana rastlar. zaman makinesini icat edesin gelir. yapamazsın.
Çocukluğunu özlemeye başladığı andır.
bacaklarını açıp yeri öpemediğini, takla atamadığını fark ettiği andır.
Geçim sıkıntısı bas gösterdiği andir. Paranin değerli bir şey olduğunu öğrendiğin andir.
eski fotoğraflarına baktığında yaşadığı duygudur o an..

zaten insan fotorağlar olmasa değiştiğini anlamazmış derler...
şakaklardaki beyazların sayılamayacak kadar çok olduğu anlardır. kırışan göz altları bir de.