bugün

(bkz: 404 not found)
okuduğunun ne demek istediğini anlayan ve düşünebilen insanlar için bir çok suredir.

misal:
fatiha suresi 5. Ayet : "iyyâke na'budu ve iyyâke nestaîn(nestaînu). (Allah'ım!) Yalnız Sana kul oluruz ve yalnız Senden yardım isteriz" ayetini okurken, Allah'tan başka herşeye kul olan ve ondan başka herşeyden medet uman insanları düşünebilirsek;

tebbet suresi 1. Ayet : "Tebbet yedâ ebî lehebin ve tebb(tebbe). Ebu Leheb'in elleri kurusun ve kurududa." ayetini okurken de,
Ebû Leheb'in (Abduluzza bin Abdulmuttalip) peygamber efendimize yaptıkları gözümüzün önüne gelirse, insanları ağlatacak sure çoktur.

ekleme: fatiha suresi'nin 1 ayeti hanefi mezhebine göre besmele değildir. lakin heryerde bir ayetmiş gibi lanse edilmektedir.
aslında ağlatmayan surelerdir.
bazılarına göre "bakara" ağlatan sureler arasında sayılmaz. onlara göre güldüren surelerdendir. "makara, hakara, kakara" derler...

bu güleç insanlar, akp kontenjanından "aşere-i mübeşşere"ye eklenmiş sayıldıkları için, dediklerinin hesabı sorulmaz. balkon konuşmasına çıkarılırlar, sırtları sıvazlanır, aşağıda bekleyen "dindar" kitleler tarafından alkışlanırlar...

böyle üstün bir mertebeye ulaşmış olmalarının nedeni, rte henüz başbakan bile değilken, yaptığı abd ziyaretinde tercümanlık vazifesi ifa etmiş olmalarıdır. artık ne konuşulduysa?
(bkz: yok öyle bir sure)
inşirah suresi. insana yalnız olmadığını anlatır.

Meali:

Rahman ve Rahim olan Allah ın adıyla
1.Biz, senin göğsünü yarıp-genişletmedik mi?
2.Ve yükünü indirip-atmadık mı?
3.Ki o, senin belini bükmüştü;
4.Senin zikrini (şanını) yüceltmedik mi?
5.Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır.
6.Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır.
7.Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et.
8.Ve yalnızca Rabbine rağbet et
ağlayası olup da kur'an surelerini ağlamaya bahane eden varsa bilmem! buna mukabil, kur'an okunurken salya-sümük ağlamaktan ziyade etkileyici tasvirleri tahayyül etmek ve insana dair muhteşem tespitleri idrak etmeye çalışmak daha akıllıca olsa gerektir.

işte! birkaç örnek...

rahman-37:

"Gök yarılıp da, erimiş yağ gibi kıpkırmızı bir gül haline geldiği zaman, sual sorulmaya gerek kalmaz."*
kaf-16:

"Andolsun, insanı biz yarattık. Nefsinin, kendisine fısıldadıklarını, kötülüğe teşvik telkinlerini biliriz. Biz ona şah damarından daha yakınız."*
isra-100:

" de ki; Rabbimin rahmet hazinesine eğer siz sahip olsaydınız, harcanır, biter korkusuyla sıkı sıkıya tutardınız. insan her zaman çok eli sıkı, çok tamahkârdır, başkalarını nasiplendirmez."*
özellikle "müdessir/17-29" tümüyle atelere hitaben yazılmış sanki;

müdessir-17'den 30'a kadar:

"Ben onu sarp yokuşa, dikine azaba sardıracağım. O Kur'an'a ve islâm'ı tebliğe nasıl karşı çıkacağını düşündü ve plan yaptı. Bir daha, bir daha, kahrolası! nasıl da içinde yaşadığı toplumun tasvibini alacak peş peşe planlar yaptı. Sonra planının doğuracağı sonuçları düşündü. Üstelik kaşını çatıp, surat astı, Kuran'ın ve islâm'ın hedeflerinin planlanan vakitten önce gerçekleşmesini istedi, bekleyemedi. Sonra imandan ve Peygambere tâbi olmaktan, ikbalinden ve istikbalinden yüz çevirdi ve büyüklük taslayıp zorbalık etti. "Bunlar, öteden beri anlatılan, öğretilen büyüleyerek aklı etki altına alan sözlerden ibaret." dedi. "Bu ne ki, olsa olsa beşer sözü." dedi. Ben onu Sekar'a,* yaslayacağım. sekar ile ilgili bizden başka seni bilgilendiren mi var? Ne dehşetli bir yerdir! sekar içine attıklarımızdan geriye hiçbir şey bırakmaz. Ne rahat bırakır, ne yakasını bırakır. sekar, günahkâr, âsi bedenlere ölçüsüz derecede susamıştır."*