bugün

çoğu kez başınıza sorun çıkarabilecek gereksiz davranıştır.

bir terekeme deyimi olan "o dilini bükk daş*gının altına koy" sözü bunun gibi gereksiz eylemleri önlemek için söylenmiştir.
beyhude bir çabadır.

neyin doğrusu yarraam, haa neyin doğrusu?

şöyle der atalarımız;
felsefe de tek doğru olmaz. doğrular olur.

(bkz: kime göre neye göre)
-iki ucuna ok konduruyorsun. uzat biraz daha heh aferin. ne oldu şimdi bu?
-doğru.
-aferin tosunuma aferin...

keşke bu kadar kolay olsa dedirten eylem.
(bkz: deveye sırtın eğri demişler nerem doğru demiş)
ne kadar anlatırsan anlat anlattıkların karşındakinin anladığı kadardır.
mevlana
ilgili konuda cahil olduğunun farkında olan insanlara yapıldığında anlamlı olan eylemdir.
artık boşunadır. yobazlık(derken sadece dinciler değil) sel olup akıyor, ne laf anlatması?
Doğrular, her zaman insanların ayaklarını açıkta bırakan bir battaniye gibidir. Yayarsın, çekiştirirsin, ama hiçbirimizi tamamen örtemez. Tekmelersin, yerden yere vurursun, ama yetmez.

Ağlayarak doğduğumuz andan itibaren, öleceğimiz ana kadar, ağlarken, bağırırken ve çığlık atarken yalnızca başımızı örter.

yani; herkesin doğruları aynı değildir.
kişiden kişiye değişebilir doğrular ama bazı net doğrular da vardır ki bunlar kişiselleştirelemezler.
Her zaman uygun olmayandır. insanlar bazen yalanları duymaya ihtiyaç duyarlar.

Çoğu dürüstlüğü istediğini söyler ama neredeyse hepsi bu konuda iki yüzlüdür.
çok zor bir eylemdir. çoğu insan doğruları duymak istemez. çünkü işlerine gelmez. işine gelen yalan yanlışlarla kendini avutur. zayıf insanların genel özelliğidir.