bugün

ama insanlık katkıya değerdir, diye devam eder.

bu gün,'' bildiğim bir şey varsa hiç bir şey bilmediğimdir'' sözünü size yorumluyorum beyler.
bakın dostum insan hiç bir zaman ideale ulaşamayacaktır. varoluşun getirdiği soruların cevabını ölmeden bulması imkansızken hep diken üstünde bir ömür geçirmesi muhtemeldir. yani kim bilir belki öldükten sonra da sorular bitmeyecek, ahiret i beklerken de farklı bir sınav mı vardır kim bilir, yada o anın da kendine göre dertleri vardır.

bir de inançsız dostlarımız için düşünelim onların durumu da daha bir farklı, eğer öyleyse öldükten sonra bitiş mi yoksa yeni bir başlangıç mı var anlayamayacağız bile. yani öldükten sonra koca bir sıfır, pardon sıfır bile değil, sıfır en azından farklı kombinasyonlar da diğer rakamlarla ilişki kurabilir, onları etkileyebilir.

ateist dostlarımıza göre, yok olacağız , ve yok olduğumuzun bile farkında olmadan.

ama diyorum ya iki ucu boşlukta duran bir köprü görmedim ben daha. iki ucunu bir yerlere tutturmadan bağlayabilir misin bir şeyi boşlukta. hayat bir ince viyadük. başında tutan ayaklar sonunda tutan ayaklar olmadan nasıl duracak öyle. bir yol ki yoktan başlıyor ve yokta bitiyor. yolun başladığı yerde yolun sahibi bekliyor bence, yolun bitişin de de başka bir durak.

bir yerde başlamamış ve boşlukta biten bir yol olur mu size? aslında daha derin sorgularsanız bu cümle mi, bu cümlenin manasında bunun ölümsüzlük olduğunu göreceksiniz. derin bakmak lazım sadece.

her neyse hiçbir şeyi boşlukta inşaa edemezsiniz, haliyle hayatı da illa ki tutan bağlar var. ve bu bağlar doğum ve ölüm durağında bekliyor bizi. iki tüp geçitin arası olan kısa bir hayatı yaşıyoruz bence.

herneyse size bir açıklama yapıyordum değil mi, devam edeyim ona dağışdı biraz konu. insan bilmediğini bilmelidir ve gerekeni yapmalıdır ey insanlar. yani bilmediğinin farkında olan insan gerekeni yapar, ama bu aynı zamanda her zaman eksik yanını kabul etmesi anlamına gelmektedir. insan hep eksiktir hep hatalı hep kusurludur.

''ve inanın hiç bir insan hiç bir iyiliği hakedemez, ama insan iyilik yapmaya layık da bir varlıktır.'' şimdi bazılarınıza çelişkili gelecek bu ifadeler, hayır çelişkili filan değil. sizin kadar düşündüm ki yazıyorum buraya değil mi, okuyun bi hele. bu söz de aslında yunus emre nin yaradılanı severim yaratandan ötürü lafının yorumlanmasıdır. ama daha radikali, ne yapayım ben yunus kadar erdemli olamıyorum. insan hiç bir şeyi haketmez, çünki sahip olduğu hiç bir şeyin karşılığını veremez, öyleki bir insana bir x5 jip hediye etseniz, sevinecektir ama içinden illa ki geçecektir sizin yerinizde olma isteği. anlayacağınız insan nankör ve de hasettir. ama insanlığa hizmet etmek ne demektir peki? insanlığa hizmet; insanın, insan olmasına katkıda bulunan ve insanın üzerinde bulunan emeğe saygının sonucudur.

yani biz insanların ödeyemeyecekleri bir borcu vardır, bu yüzden biz asalağız ve saygıyı haketmiyoruz, ama şu da varki insana katkı insanın ödeyemeyeceği borcunu ödemeye çalışmasıdır ki gerekli olan budur. işte o borcu en iyi ödeyebilen en erdemli insan olacaktır. işte bildiğim bir şey varsa hiç birşey bilmediğimdir sözünün yorumu budur. sokrat tan yunus a giden bir yolculuğun hikayesidir bu.