bugün

Karadeniz in black sea olduğunu göz önüne alaraktan, Akdeniz e white sea demek.
30 u otuz olarak telaffuz etmek. eğer 20 yi de otuz olarak söyleyen birini görürseniz göze batmadan usulca uzaklaşın.
görsel
village kelimesini villeyc diye okumak.
amerika'da work and travel yapan bir arkadaşımın teknoloji mağazasında satış görevlisine gidip mp3 çalar sorarken "em pi" diyeceği yere "me pe"demesi.. yanındaki arkadaşı ile anlamayan kadının garip bakışları ile dalga geçmeleri; "amerika'da da hiçbir şey yokmuş. türkiye daha iyi valla ehe ehe." diye gülüşmeleri ve ardından kadının "me pi, em pi oooh yeaa of kors em pi trii." demesi. arkadaşımın mal gibi kalması.. kapanış.
>ingilizcenin dünyada öğrenmesi ve konuşması en kolay dil olması.
>ingilizce konuşup havalı olduğunu sanmak.
Aksan katcam diye yes yerine yea demek,kelime aralarında aaa demek,aym sorry aymm sorry diyip durmak.
Cs go da param yetmeyince. Lütfen p -90 atarmısınızı pls pi doksan diye okumam. Adamlar anlayamadı silahıda atmadılar dolayısıyla.
Aleti kaşımak..

Evet ingilizce konuşurken 17 cm ve de damarlı haşmetlimi kaşıyorum..
ibrahim tatlıses van tu tri fore diye sayması.
Cümleyi okurken sayısal kısmı türkçe okumak.
Cem yılmaz aklıma geldi.
Kafamda okuma biçimleri canlanıyor.
House keepinggg.
did you cut your bread?

Traş mı oldun diyeceedim.
Smoke yerine drink cigarette demiştim.