bugün

öğretmenin kendince ' otorite sağlamak ' amacıyla olsa gerek, belli başlı birkaç öğrenciye her türlü pisliği yapması durumudur, can yakıcı olur genelde.yaygın olan çeşidi: başarısız öğrenci'nin sınav kağıdını, alaylı bir şekilde herkese okumasıdır.
arkadaşımın sırasında gazoza sinirlenip kafasına gazozu döken öğretmenden öğrenilesi hareketler..
birinci sınıfın ilk günü -daha ilk gün- bir öğrenciye dayak atmak olabilir.sebep ise büyüklerinden gördüğü bacak bacak üstüne atma olayını özel biyere geldiğini sanarak gerçekleştirmek olabilir.* * *
öncelikle, öğretmenler başımızın tacıdır ve özellikle ilk okul yıllarında gelişimimizin belkide en önemli çağında bize yol gösteren bu insanlara, ki ülkemizde kaliteli eğitime ve eğitimciye bu kadar ihtiyaç varken onlarca zorluğa rağmen bu mesleğe gönül verip, genç akılları şekillendirmeyi kendilerine misyon edinmiş bu idealist kişilere saygım sonsuzdur diyerek cümleye başlamak istiyorum.fakat gel gelelim benim ilk okul hocam bu tanıma uzak çıkarcı pisliğin birisiydi. bir gün sınıfa; çocuklar eğer sınıfta sizi rahatsız eden arkadaşınız varsa gelin bana söyleyin, ben icabına bakarım, kimseye de söylemem sizin söylediğinizi. demesinin ardından, hocam şu arkadaşım beni rahatız ediyor diye şikayette bulunmamın sonrasında hoca, hakkında şikayette bulunduğum çocuğu yanına çağırıp demez mi bu seni bana şikayet etti diye. zaten sataştıkları yetmezmiş gibi bide adım ispitciye çıkmıştı. tabi bu olay şerefsiz karının okul hayatım boyunca yaptığı götlüklerden sadece birisiydi.
hunharca kulak çekmek. hayır neyin kini, neyin hırsı, hangi kayboluşunun dışa vurumu?
öğretmenler gününde pahalı hediye getiren çocuğu öpüp bir de sözlüsüne 100 çakıp, çiçek getiren çocuğu umursamamak. allah size öğretmenlikten emekli olmayı nasip etmesin ufacık insanlardan beklentileriniz minik yavruların hayatını nasıl etkiledi tahmin bile edemezsiniz!
hayatımda ilk defa andımızı okutmaya çıkmıştım 3. veya 4. sınıf yılları çıktım neyse merdivenlere bir tanede kız verdiler yanıma başladık işte günaydın arkadaşlar! -sağol!, türk'üm, doğruyum dedim arkadan kız okurken sessizce hayallere daldım ben öyle salak salak etrafa filan bakıyorum, kafayı sağa sola çevirip kızları filan kesiyorum! neyse iyi dersler arkadaşlar kısmına gelince uyandım ve dedim; iyi dersler arkadaşlar -sağol! neyse gittik sınıfa ibne sevgi hoca fişteklemiş tüm sınıfı sınıfımızı rezil etti filan girdim sınıfa herkes bir surat -ilk okul bebesi işte- casim -ah ulan casim- hariç herkes küşmüş, lan dedim ne oluyor filan sevgi hoca girdi bir sövmeye başladı bir rezil etti anlatamam, gökçe vardı, aşıktım o zamanlar ona, yüzüne bir baktım kıs kıs gülüyor yerin dibine girdim al yanaklıyım zaten oldum domates vay anasını sonra yine dalmıştım ki şaaakkkkkkkkk!!!! o tokatı atmayacaktın hocaaa!
devamsızlıktan kalmak olmadığı halde bir ders gelmesek aileye haber vermek.
parmaklara cetvelle vurmak.
öğrencinin kulağına ben kimim diye bağırmak sonra kıyasıya dövmek hani neyin kimin davasını görüyorsun bre mahluk çocuk lan o daha babasından evde kimbilir fiske bile yememiştir kendinimi kanıtlamaya çalışıyorsun yoksa sınıfa ibret alması için örnek mi sunuyorsun bir fiske atarsın anlaşılır ama yumruk neyin nesi son bir kelamım var sana eğitim sisteminin zincire vurulamayan yaratığı beceremiyorsan yaptığın işi şerefinle istifa et başka çocuklarıda travmaya sokma.*