bugün

(#6887217)
Kendi ülkesinde kendi köprüsünden geçerken para ödeyen toplumun yadırgamaması gereken olaydır. naylon fatura ve dolandırıcılıktan sabıkası kesinleşmiş yüzlerce adamın, toplanıp göbeklerini kaşırken saygısızlığın tavan yaptığı ve bazılarının iplemeyip uyuduğu, o arada küfürlerin havada uçuştuğu koskoca bir salondan yönettikleri bir ülkede asla şaşılmaması gereken gayet namuslu bir haberdir.
becerebilirlerse, hükümetin son zamanlarda yapacağı en isabetli iş.
(bkz: geçimini reçetesiz ilaç satışıyla sağlayan eczacı)
gelişmiş ülkelerde yıllardır halklarının hizmetinde olan bir uygulama.umarım ülkemizde 2010 yılı başlarında uygulama devreye girer.böylece türk halkını yıllardır sömüren eczacılara da dur denmiş olacak.
bir ekmek, bir süt, bir de hemoroit ilacı rica edeyim gibi bir cümle kurmamıza sebep olacak olaydır.
(bkz: nasıl yahu)
la kardeşim parayı verdikten sonra en reçeli ilacı bile reçetesiz olarak çok çok çok çok rahat alabilirim. bu ilacı market satarsa oradan da alabilirim. google dünyasındayız eczacının sabah akşam aç tok demesine de gerek yok. eczanelerin ticarethane olduğunu unutuyoruz. serbet piyasada devlet kontrolü altında olduktan sonra fiyatların düşeceği aşikardır. sağlık sektöründe bir de inşallah yurt dışından çalışmak için doktor getirilmesi fikride icraate geçer. inşallah onbinlerce doktor yurda giriş yaparda adam gibi tedavi olabiliriz.
diş çektirmek için berbere, apandisit aldırmak için kasaba, iğne vurdurmak için hemşire emeklisi komşuya, ilaç almak için de markete gideceğiz. e ozaman sağlık bakanlığı yerine esnaf ve sanatkarlar konfederasyonu da işimizi görür.
(bkz: drogerie)
iNSANLIĞIMIZI NE ZAMAN MARKETLERDE SATILIĞA ÇIKARACAKSINIZ SAYIN TAYYiP?

YOKSA, ÇIKARDINIZ DA HABERi Mi YOK BAZILARIMIZIN!
reçetesiz ilaçlar değil markette zaten tekel büfelerinde bile satılmaktadır. (bkz: uyanda balığa çıkalım)
iki açıdan da bakmakta yararlı olunacak bir durumdur. yıllardır ilaç zamlarını stoklarına yansıtarak halkı ve devleti sömüren ecza depoları ve eczaneleri kendi fiyat politikası ile devletle direk anlaşmaya zorlayan bir durum söz konusudur. ancak ve lakin eczacılık gibi önemli ve kutsal bir mesleğin katledilerek avm'lere ve marketlere taşınması ise içler acısı bir durumdur. kaldı ki para için anasını boyayıp babasına defalarca satma potansiyeli olan ekonomimizde tansiyon ilacı yerine zayıflama çayı, kanser ilacı yerine hücre yapıcı bitkisel hapların satılabileceği de aşikardır. elbette eczaneler kapanmasın.
(bkz: marketlerdeki ilaç oyununda çapanoğlu kim çıkacak)
artık nöbetçi marketlerin ve bakkalların olacagının göstergesidir.
drugstore sistemiyle cüneyt zapsu nun önü açılmaya çalışılmakta. bir dönem for you mağazalarında denenmek istense de yasal prosedüre buna izin vermemişti.
+rüstem abi sepete 2 kan ilacı bide aspirin!
-Size satış yok.geçen gün aldığın 2 kutu tansiyon ilacının parasını ver.
+Abi yaz deftere ay başında vericem.

gibi diyaloglara ortam hazırlar.

Ayrıca güzel ülkemin bakkal rüstemi doktor yazısını nasıl okuyacak...
Çok özendiğimiz avrupada da olan bir uygulama.
r.t.e ye yakışan davranıştır. insan yaşamına gösterdiği değer ortadadır.
ortalama insan ömrünün 70 yıl olduğu türkiye'mde emekli yaşını 65 e çıkartan insandan ne beklenir.*
eczacılık fakültesi mezunlar dükkan açsın diye mi var? yoksa ilaç üretip geliştirsinler diye mi? ülkemizde zaten eczacılık fakülteleri yanlış anlaşılıyordu. adamlar o fakültede 5 sene boyunca tezgahın arkasında nasıl durulması gerektiğini öğretmiyorlar. eczacılık fakültesi mezunlarının hükumete ilaç ar-gelerine yeterli desteği vermemesini eleştirmeleri daha yararlı olacaktır. gerçi eczacıların çoğu diplomasını 2 bin liraya kiraya verip ayda yılda bir dükkana uğradıkları için ar-ge konusunda hükumete baskı yapacaklarını düşünmek hayalperestlik olur. diplomalı kasiyer olmak eczacılık fakültesi mezunlarına yapılan en büyük hakarettir.
(bkz: eczacilik mezunu kasiyer)
o receteleri okuyabilecek birileri de lazim tabi. yoksa felaketlere sebep olabilir.
karımız (şapkalı a) düşüyor sağlık üzerine grev yapan artislere gayet şık bir kapak oldu bence. heryerde olan bir uygulamayıda boka batırıp çıkarmanın alemi yok. batıya benzesek suç benzemesek suç.
(bkz: ilaçların markette satılması)
(bkz: manavların defin işleri yapması)
(bkz: berberlerin diş çekmesi)
(bkz: kasapların ameliyat yapması)
(bkz: fotoğrafçıların röntgen çekmesi)
vatandaş açısından sorun teşkil etmeyen ama eczacıları mutsuz edeceği tahmin edilen henüz kesinlik kazanmamış karar veya gelişme. vatandaş açısından sonuçta ilacın kimden alındığının bir önemi yok, o ilacına ulaşmayı amaçlar. ahmet'ten almış mehmet'ten almış önemli değil, zamanında ilacı eline ulaşsın gerisi teferruat. eczaneler bu zamana kadar ettikleri kardan devam etmek istiyorlar bu yüzden bu karara karşı çıkmalarını anlaşılır ama işi gücü olmayan, sürekli ezilmekten mağdur edilmekten yakınan kişilerin sağda solda devleti daha fazla yemeye çabalayan kişileri savunmaları tuhaf.
amerika gibi satılacak diyor başbakan ama hiç demiyor askeri ücretide amerika gibi yapalım.bir eczacılar kalmıştı onlarada darbeyi vurmaya hazırlık yapıyor.
ilaç bakkallığı yaparak ayda 8-10 bin tl kazanan, buna rağmen her bir haltta isyan eden, hatta raftaki laçların parası - abidik - gubidik vs... diye dükkan kapatan ama isyan ettikleri şey gerçek olmayan, sıkıyı gördükleri zaman ise vay bilim vay eczacılık vay .... diyen bir gurup insanımıza kapak olsun bu karar.

haaaaaaa bu marketlerde satılma işi zaten olmaz. yusuf yusuf diyen eczacılarımız 2 günde yaparlar sözleşmelerini ve paşa paşa zenginleşmeye devam ederler.

bu durum ülkemizin, vatandaşlarımızın, chp taraftarı sivil toplum kuruluşu yöneticilerimizin ve onları destekleyenlerin genel davranışını ortaya koyuyor vesselam. sendika kurulur sivil toplum oluşsun diye, sendikacılar zenginleşir ve ota b.ka isyan ettirirler altındakileri. vs... cümle sivil toplum yapılanmamızda bu durum gerçekleşir. eeee ne de olsa kendileri hiç bir halt olamamış insanlar sendikalı, örgütlü .... oldukları zaman dünyanın kendi yüzü suyu hürmetine döndüğünü zannederler.

kızılması gerektiği zaman hükümete de, alayına da gerekli tepkiler verilmelidir. amma bu benim kazanılmış hakkım kimseye de geri vermem denilerek diretilirse, aha işte o noktada biraz duracaksın. sen kat ve kat kazanacaksın diye sgk açığı büyüyüp giderken sıradan halk daha fakir olamaz. haddinizi bilin ve yapmanız gerekeni yapın. yapmazsanız da marketlere açılacak ecza kısımlarında maaşlı çalışana döner, rahatlarsınız. kuzucuklarım...