bugün

saçım artık belime kadar gelmeye başlamıştı, dalgalıydı seviyodum. ama artık saçlar iki yıldır makas yüzü görmemiş olmanın verdiği umarsızlıkla artan bir ivmeyle dökülmeye başladı. buna kafayı takmanın ötesinde artık sıkılmaya da başlamıştım. üç aydır kızları*geçiştiriyodum "tamam tamam bu hafta kestiricem*" diye. ama cesarette edemiyodum. malum kış ayı, yıllardır bere takmamış, hatta bir beresi bile olmamış biri olarak soğuk hava fazlasıyla korkutuyodu.

bu sefer; önce gidip bere alıyim demedim, tamam bu hafta kestiricem demedim, sadece yanımdaki arkadaşıma bu saatte açık berber var mıdır, diye sordum. gittik bulduk ve telefonlar çıktı piyasaya, saçımın kesiliş anını hatıralamak için*. ve acımasız berber kesti saçlarımı. kesmekle kalmadı bildiğin sıfıra vurdu. tabi bu, o an düşündüklerimdi. şimdiyse mutluyum 14 saattir falan bu kafayla dolaşıyorum.

burdan benim çıkardığım ders şudur ki: gençler yakışmaz diye saçlarınızı sıfıra vurdurmaktan, bire üçe beşe vurdurmaktan çekinmeyin* aynaya daha fazla bakar oldum. aynaya bakarken daha da keyif alıyorum. eğer kafatasınız uygunsa, buyrun sıfıra vurdurun, o kadarda korkmayın.
askere gitmeden önce yapılması gereken.
beraberinde beyninizin üşütmesine sebep olur. kafana 2yıl rüzgar vurmasın, sonrasında beyinden vurulmuşa dönüyorsunuz. alıştıra alıştıra kesilmesi tavsiye edilir.
otoritelere göre depresyon alametidir.
askere giderken yaşan ve yapılması kesin olan kesim olayıdır.

(bkz: tucimania)