bugün

''doğuştan gelme, saf davranış diye bir şeyi bulmak imkansız olduğundan, artık bu kelimenin ne manaya geldiğini pek bilemiyorum.'' *
sırf miranda otto oynuyor diye izlediğim film. hiç akıcı değil. hiç keyifli değil. oyuncu kadrosu hiç fena değil. miranda ile coşmuş. fakat miranda yı mı izledim yoksa filmi mi bilmiyorum. ayrıca dublaj ile saçma sapan bir film olmuştur.
sanılanın aksine, insanda olmayan şeydir. insan olan versiyonu olan şey için (bkz: güdü)

içgüdü insanlarda olsaydı, boku geldiğinde nereye sıçsam acaba ya da nerede sıçarsam gözükmem diye düşünmeden olduğu yere sıçan adamlar olurduk ki bunu sadece hayvanlar yapıyor.
insanın sahip olduğu en önemli içgüdülerden biri de üremektir. bu içgüdünün özü genlerini sonraki kuşaklara aktararak ölümsüzlüğe ulaşmak ve türünü devam ettirmektir. insan içgüdüsel olarak iyi genlere sahip birisini arar. o kişiyi bulduğunda ise arkadaşın seninle birlikte olmak istiyor durumu olur. (bkz: youtube)*
insanın içinden gelen, mantık aranmaması gerek hareket. Örneğin susamak içgüdüye güzel bir örnek. düşünüp de ulan susadım demez insan. ha susayınca, ulan şöyle soğuk su olsa da içsem der, bu içgüdü değildir, düşünceye girer.*
(bkz: instinct)
beynin duyulara hitap edemediği durumlarda, refleks olarak ortaya çıkan ve hareketleri yönlendirendir.
kesinlikle öğrenilmez. doğuştan içimize yerleşmiş olgu.
köpeklerde çok güçlü bir mekanizmadır. öyle ki;

hayatında hiç ceviz meviz görmemiş bir köpeğe * oynasın diye ceviz verilmiştir. hayvan bunu alır koklar koklar, ısıra ısıra kırar ve içini yer, kabuğunu orada bırakıp hayatına devam eder..
temel ise kaçamazsınız.
canlıların doğuştan getirdikleri, içinde düşünce ve akıl barındırmayan, bilinçsiz kullanılan, bir amaca yönelik davranış kalıplarıdır.