bugün

ameller niyetlere göredir,geçmişi kirli insanlar direk allaha ibadet etme cürretinde bulunamayabilir,peygambere ibadet temsilidir,vesiledir,kıblenin amaçlarından biride budur.kim resule itaat ederse allaha itaat etmiş olur diyor hadisi-şerif
burdaki itaat,anlamını iyi anlamak lazım ben peygambere ibadet edilir demiyorum ancak,allaha peygamber vesilesi ile ibadet edilebilir görüşündeyim.art niyet yok öyle peygamberi ilahlaştırmak değil,mütevazilikten gelen alçak gönüllülükten gelen,direk allahı karşında düşünmemektir.
sık sık hatırlanması gereken, çok önemli bir husus.
ibadet ve secde yalnız allahadır,ama araya peygamberimizi vesile kılmak ayrıdır, nediyor allah,

meleklere ademe secde etmesini emrettim,ancak iblis karşı çıktı, demekki allah da mütavaziymiş, neymiş kapaqmış,dar düşüncelilere.
hz peygambere ibadet temsilidir,kıblede temsilidir amaç allahtır her zaman bu mütevazilikten gelir cürretkar olmamaktan gelir,
namaz kılarken kabeyi düşünmek.
meleklere verilen secde et emri temsilidir,amaç allahaibadet ve secdedir elbette,allah heryerdedir,allaha yön tayin edilmez,
(bkz: amenna ve saddakna)
vekilliğin,resulluğun,yardımcılığın anlamını bilmiyor olabilir bazıları,allah noksan sıfatlardan münezzehtir, o kıskanç değildir, kıskançlık özgüvensizlikten ileri gelir.
camide tekkede şeyh şıh görünce ayaklarına kapanıp tapınan kişilerin söyleyebildiğidir.
dinimiz zayıf hadisleri barındanırabilir,bu eksiklik değil bizim için ancak,kıskançlık insana mahsus olabilir,bunda karşıtlık yok,
allah noksan sıfatlardan münezzeh derken kıskançlığı noksan görmek,onu daha kusursuz görmek olabilir amaç.
Peygambere inanç Allah'a inançtır. Anlatılmak istenen onan inanmaktır. Kim Allah'ın elçisine inanırsa zaten Allah'a inanmış olur.

ibadet ise yalnız ve yalnız allah'adır. Ancak ibadet için de belli yer/yön belirtmeleri mevcuttur.

misal; namaz için kabe'ye yüzümüzü döneriz. ona "doğru" ibadet eder, secdemizi allah'a sunarız.

kabe'ye yönelerek namaz kılmak nasıl kabe'ye secde etmek değilse, peygambere inanarak allah'a bağlanmak da öyledir.

--spoiler--
Allahü teâlâ, (Yalnız bana tâbi olun, yalnız bana itaat edin) buyurmuyor. Resulüne ve âlimlere de uyulmasını emrediyor. Şu âyet-i kerimeleri, hangi mezhepsiz inkâr edebilir ki:
(Allah’a ve Resulüne itaat edin!) [Enfal 20] (Resule itaat de Kur’an-ı kerimin emridir.)

(Allah ve Resulüne itaat eden, en büyük kurtuluşa ermiştir.) [Ahzab 71]

(Resulüm de ki: “Bana uyun ki, Allah da sizi sevsin!”) [Al-i imran 31]

(Allah’a ve Resulüne inanmayan [kâfir olur] kâfirler için çılgın bir ateş hazırladık.) [Feth 13] (Resulüne inanmayan da kâfirdir. Resulullaha inanmak demek, Onun bildirdiklerinin tamamını kabul etmek, inanıp hepsini beğenmek demektir.)

(De ki, Allah’a ve Resulü’ne itaat edin! [itaat etmeyip] yüz çevirenler [kâfir olanlar], bilsinler ki, Allah, kâfirleri sevmez.) [Âl-i imran 32] Allah’tan değil, Resulünden de yüz çeviren kâfirdir.)

(Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) [Haşr 7]

(O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf 157] (Allahü teâlâ, haram kılma yetkisini Resulüne de vermiştir.)

(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır.) [Ahzab 36]

(Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa 13,14]

--spoiler--

ayetlerinde de açıkca görüldüğü gibi namazın kıblesi kabe ise, inancın kıblesi de peygamber efendimiz (a.s) olur. Ona yönelir allah'ı buluruz.
fatiha suresinde belirtilen ayetle sabit kesit bilgidir. iyyake na'budu = "yalnız senin için ibadet ederiz" demektir. özne, 2 önceki ayette belirtilen "rabbil alemin" olan allah'tır. peygambere tabi olmak demek, onunla birlikte allah'a itaat etmek demektir. örneğin ben x putuna tapan putperest birisi olsam sizde bana tabi olsanız sizde x putuna tapan putperest olmuş olurusunuz. yani bana tabi olmuş olan bana tapan demek değildir.

burda en çok dalalete düştüğümüz şey peygamberin sünneti ile kur'anı farklı birer kaynakmış gibi almamız. peygamberin sünneti kur'an ile oluştu. yani peygamber kur'andan aldığı vahyi uygulayarak aslında sünnetullaha uymuş oldu. fakat gel gelelim hadis kitaplarında kur'an ile taban tabana zıt bazı hükümler sanki allah'ın emriymişcesine hem söz olarak allah'ın resulüne iftira atılmakta, hem de resulü allah'ın hükmüne ortak edilmektedir.

peygamber efendimiz kendi toplumuna yalnızca kur'an ile vaaz etmişken; recm gibi müşriklerin ceza yöntemleri peygambere mal edilmekte ve dini hükmü kur'anda açıkça belirtildiği halde resul, allah ile hüküm koyucu tayin edilmektedir.

altın ve ipek hakkında kur'ani bir hüküm olmadığı halde peygamberimize mal edilmiş birtakım sözler ile bunlar haramdır demek allah'ın hükmüne ortak saymadır, isyandır.

allah, hükmünde tektir. hiçbir kul, hükümde değiştirme ve yenisini koyma yetkisine sahip değildir.

dinde haram ve helal koyma yetkisi yalnızca allah'ındır. allah'ın haram koymadığını resul dahil kimse haramlaştıramaz. örneğin resül evcil eşek etini yasaklamıştı zamanında. peygamberin yasakladığı zamanda eşekler yük taşıma için savaşlarda kullanıldığından evcil eşeğe ihtiyaç vardı. zira yabani eşeklerde böyle bir yasak yoktu. günler geldi geçti eşek eti haram olarak kaldı günümüze. oysa haram, dini olarak allah tarafından yasaklanmış olana denir. allah'ın haram kılmadığı şeyler ancak yasak olur, öteye gidemez.

ayrıca haşr-7 ayetini çok görüyorum örnek olarak çok sık veriliyor. veriliyor verilmesine fakat eksik veriliyor.

"Allah'ın o (fethedilen) şehir halkından Resûlü'ne verdiği fey, Allah'a, Resûl'e, (ve Resûl'e) yakın akrabalığı olanlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. Öyle ki (bu mallar ve servet) sizden zengin olanlar arasında dönüp dolaşan bir devlet olmasın. Resûl size ne verirse artık onu alın, sizi neden sakındırırsa artık ondan sakının ve Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, cezası (ikâbı) pek şiddetli olandır."

ayet savaş ganimetlerinin taksimini açıklıyor. bu taksimde peygamberin size verdiğini alın almamazlık etmeyin, peygamber az veriyorsa da buna tabi olun haddi aşmayın, fazlasını istemeyin diyor. ayetleri anlamlarından ayrı cımbızlarsak ateistlerin yaptığını yapmış oluruz. bundan kaçınalım.
doğruluğu mutlak olan hüküm.
"o secde olmasa dünyada eğilmez başlar."
akplileri çılgına çevirecek olan Allah emridir.
doğru bir önermedir.
ve fakat insanlık ne yazık ki maddeye tapmaya devam etmektedir.
bir de allah'a taptığını, ona ibadet ettiğini söyleyip külliyen yalan, haran ve dalalet içinde olanlar vardır.
onların zaten yatacak yeri "muhtemelen" yoktur.
bakara suresi 8-14 ayetler bu konuda gereğini söylemiştir.