bugün

artık yavaş yavaş güzel film beklentilerimizi sıfıra yakın bir seviyeye indiren netflix'in beni şaşırtan bir güzellikte ve derinlikte vizyona soktuğu bilim kurgu filmi.
Robotların robot gibi görünmesi biraz heves kırıcıydı başlarda lakin insan duygularını çaresiz bırakmayı başarabilmişler. Robotların robot gibi görünmesi bazı şeylere engel değilmiş yani. Görmüş olduk.

Hani öyle woaaaew bir film değil de işte boş zamanda gider her türlü filmi.
filmde ince ve ağır dokunuşlar sanki tekrar izlenmesini sağlamak için bilerek hafifçe serpilmiş. eğer boş zamanda gidecek bir film gibi görenler varsa bence ya dikkatlice izleyenlerin ve detaycıların film hakkında yaptıkları analizleri okusun ve aaa şimdi anladııım desin ya da tekrar seyretsinler. herkese tavsiye ederim...

not: meriç yazısı gibi oldu ama kusura bakmayın.
http://www.imdb.com/title/tt6292852
2019 yapımı, robotların dünyayı ele geçirdiği ve insan genetiğiyle oynyarak istediği insan formunu üretmeye çalışmasını anlatan tek mekan bilim kurgu filmi. Genel olarak merak uyandırıyor, droidlerin insanlığı tehdit etmesi için insan gibi görünmesine gerek olmadığını anlıyorsunuz. Sevimsiz tarafı ise ikinci yarı sapıtıp dengesizleşen ve izleyiciyi sinir eden karakterler ile final ile göze batan kısmi mantıksızlık.

görsel
Bu film izlenir bir film mi, evet. Oturup acaba kaçırdığım bir şeyler var mı diye sağı solu okuyorum, açıkçası pek bir şey göremedim. Şunu diyebilirim ki, bu film bu konudaki ne kadar klişe varsa içerisinde hepsini barındırıyor. Eğer bu tarz filmleri izlediyseniz daha önce ne geleceğini, ne olacağını direkt görebiliyorsunuz ve film sizi kesinlikle gram şaşırtmıyor. He hoş, ben Blade Runner'ı oldukça beğendiğim için bu filmi de belli oranda kabullenip izledim. Hikaye akışı ve genel eleştiriler için şöyle;

--spoiler--
Bir yapay zeka robotun yapay yollarla bir insan çocuğu üretip onu yetiştirmesi ile başlıyor film. ilk bir kaç diyalogtan sonra zaten evrenin nasıl bir durumda olduğu, neyin ne olduğunu direkt anlayabiliyorsunuz. Hatta benim gibi sapık bir bilim kurgu hayranıysanız daha ilk karede yazan insan nüfusu: 1'i görüp üstüne filmin afişine baktığınızda zaten nerdeyse bütün ilk sürprizi çıkartıyorsunuz. Filme dair merak uyandıran kısım acaba insanların kendi kendini mi yok ettiği yoksa yapay zekanın klasik "insana insandan çok zarar veren bir şey olmadığı için insanın en büyük düşmanı olan insanı yok etmeliyiz" paradoksunu mu uyguladıkları. Çünkü direkt film size mükemmel insanı yaratmaya çalıştıkları mesajını veriyor. Kızın dış dünya hakkındaki sorulara da kaçamak cevaplar verip göstermemesinden ötürü de zaten bir kıyım olduğunu doğrudan anlıyorsunuz. Laboratuvar'a giren fare ile de dışarıda bir canlılık olduğu anlaşılıyor ve filmin gizemli dünyası anında yok oluyor. Filme direkt bodoslama dalmadıysanız zaten diğer bir karakterin gelip ellerindeki denek kızı kendisini büyüten yapay zeka mı yoksa dışarıdan gelen kendi türü mü seçimini yaptıracaklarını direkt yine anlıyorsunuz.

Filmin anlatmadığı, açıkçası seyircinin yorumuna bıraktığı şu noktalar var, birincisi, uzun vadede yapay zeka ile organik zekayı ayıracak olan net şeyin duygular olduğu konusunda hemfikirizdir. Israrla bu kızın üzerinde bu deneylerin yapılması kızın yapay zeka tarafından geliştirildiği halde hala insan olarak kalıp kalmadığını kontrol etmek amaçlı. Filmin burada birinci sorunu başlıyor, yapay zekanın bu cevapları doğru olup olmadığını bilebilme şansı yok. Ya bu deneyler komple bir hikaye, ya da filmin falsolarından biri ki bence filmin başında kızın bu kadar insani tepkiler verebilmesi bana aşırı garip gelmişti. ikinci olarak karakterin kadın seçilmesi, dine göre ne kadar canlılık erkek üzerinden başlamış olsa da aslında kadın üzerinden başlaması gerektiğini düşündüğünden ötürü. Filmin sonu da zaten buna doğrudan hizmet ediyor.
Üçüncü olarak filmdeki olayların hepsi aslında denek kızımızın bir testi. Farenin içeriye düşmesi, robotun yalan söylerken bir anda agresif olarak engellemeye çalışmak yerine yalanını açıkça dile getirmesi, dışarıdaki kadının laboratuvara gelmesi vesaire. Yapay zeka ecnebilerin hive mind dediği sanırım bizim kolektif zeka olarak adlandırabileceğimiz bir akıl ile yönetiliyor. Dışarıdaki kadını gidip kendileri vurup oraya yönlendirdiler. Normalde içeriye girdiği gibi yok etmesi gerekirken bunu yapmadı, aksine gayet hoş karşıladı. Dışarıdaki kız da film açıklamasa da belli ki başarısız bir denek fakat ileriye dönük planlardan ötürü hayatta bırakılmış. Kapıya bir saatte yetişmesi, uzaktan kontrolle kontrol edebildiği halde sanki kapıya erişemiyormuş gibi yalandan koşmalar falan gerçekten aslında bunlara güzel bir delil. Başta dediğim gibi ahlaki bir seçim yapmaya zorlanıyor denek kız. Ardından da zaten işi bittiğinde büyük olan eski denek hatalı sonuç olduğu için bariz şekilde öldürülüyor. Filmin sonu da yine aynı şeye hizmet ediyor, kapının yine saatlerce açılmaması, denek kızın stres altında seçim yapmaya zorlanması, sonunda kendisini yetişkin hissetmesi ve sorumluluk alması için ona bir çocuk emanet edip üstüne kendini öldürtmesi falan, bunlar hep buna hizmet eden hareketler.
Filmin falsosu mu yoksa başka bir durum mu bilemiyorum ama, dışarıdan gelen karakterden zorla bilgi öğrenmeye çalışması kaçmaya çalıştıklarını öğrendikten sonra. Falso olmama ihtimali yüksek şöyle yorumlarsak tabii, yapay zeka onların birlikte zaten kaçmaya kalkışacaklarını biliyordu. Dışarıdaki canlılık hakkında haberi var. Aslında bu sorgulamayı yapmasının sebebi hem seyirciyi hem de hikayedeki karakterleri duygusal seçimler yapmaya zorlamak. Öbür karakterin de bunu söylememe sebebi de kayıt aldığını farketmesi ve öbür kıza yalan söylediğini gösterme ihtimali vs vs.

--spoiler--

Film tarzını yansıtan fena olmayan bir iş ama yine dediğim gibi, ilk olarak bu tarzı tüketen birisi için o kadar klişe ve bu klişelerinin gizemlerini o kadar hızlı bir biçimde sahaya döküyor ki yani izlemek fena değildi den öte götürmüyor seyircisini. Bu tarzda bir film izleyecek birisi için ilk film olabilecek kalitede de değil, yani öyle ne bileyim. Netflix'iniz varsa ve benim gibi Atiye falan gibi içeriktense gerçekten eli yüzü düzgün iki üç yapım izleyeyim diye aldıysanız bu zıkkımı izlenebilir. Netflix malum bu tarz şeyleri tüketmek istiyorsanız pek alternatifiniz yok zaten, ya zaten izlediğiniz şeyler ya da bunun gibi işler. Ah be Blade Runner 2049, sen ne filmdin.
insanlar, soyları tükenip de yok olduklarında/olurlarsa; nesili devam ettirecek şekilde binlerce embriyoyu dondurup saklamaları, zamanı gelince en mükemmel şekilde dünyaya getirilen çocukları yetiştirmeleri için droid algoritmalarını programlamaları fikri.. Bu beni çok sarstı. Özellikle mükemmel olmayan "ayıplı" çocukların türün mükemmelliği için fırında yakılması ve embriyo kartlarında "iptal" ibaresi...
Halbuki doğadaki her bir olgu tersi durumuyla anlaşılır, bilinir. Robotlar ise duygusallıktan öte mantıkla yoğrulurmuş işlemcileriyle en mükemmel en hatasız olan için uğraşıp mükemmel olmayanı yok ederek doğayla ters düşmüşlerdi. (Beşeri bir makina olarak normal .) Tabi onlardan önce de insanlar doğayla ters düşmüş olmalılar?