bugün

geri gelen mektup gibi bi şiiri yazmış, faşist olduğu iddia edilen şahıs. o şiiri hangi duyguyla yazdın be adam?
(bkz: dokunan yanar)

bunları bir azdrırmışlar. her gün küfürler, tehditler havada uçuşuyor.

lan bu şaman eskisi o kadar iyi adam olsaydı türkeş kovmazdı mhp'den, dimi ama?

"türk dünyasının doğal lideri" kim? türkeş... eee?
(bkz: reha oğuz türkkan) tarafından ölçülen kafatası brakisefal sınırlarda çıkmadığı için sınırsız ölçüde üzülmüş türk milliyetçisi.
çok büyük bir tarihçidir.
siyasi görüş ve yönelişleri, milliyetçi tavrı tarihçi kişiliğinin önüne geçsede aslında türkiye cumhuriyetinin yetiştirdiği en büyük tarihçilerden biridir.
''Müslümanlık, temeli atılmış, büyük bilginlerini yetiştirmiş, tedvin olunmuş bir dindir. Onun yeni baştan açıklanması için Kürt Said gibi maskaralara ihtiyaç yoktur.''
Atsız
gözler ki birer parçasıdır sende ilahın.
'bozkurtun dirilişi' ve 'bozkurtun ölümü' adlı kitapları olan aşırı milliyetçi yazar.
müslümanlıkla en ufak sorunu olmayan, müslümanlığa dil uzatmamış "adam"...

bir kelime dahi yoktur ki atsız ata müslümanlığı kötülemiştir densin, denebilsin.

ama müslümanlığın arkasına sığınıp türklüğe küfredene, kürtçülük yapana, hain arap köpeklerine methiye düzenlere bu vatanın evladı olmaları gerektiğini "lisan-ı münasip" ile anlatmıştır...

mağara adamları sevmezler, haysiyetsizler ise islam düşmanı derler...

bi de pensilvanya terierleri var ki evlerden ırak...

ırak demişken 6 milyona yakın din kardeşimiz sürüldü, sakat bırakıldı, müslüman kadınların ırzlarına geçildi, geçiliyor. nerdesiniz çakma müslümanlar...

biz türkler burdayız.
normal bir hüseyin nihalin aksine atı olmayan bir hüseyin nihaldir.
Alpaslan Türkeş'in fikir babasıdır.
vicdanını parise moskovaya satanların belalısıdır.
(bkz: nazım hikmetof)
Kendisi islama hiçbir şekilde düşman olmamasına rağmen,şahsı müslüman değildir.Ona müslüman demek kendisine dair birkaç makaleyi bile okumamak demektir.

Kuranı muhammedin uydurduğunu,adem ve havvanın hayali olduğunu,kuranın muhammedin talimatı olduğunu söyleyen birçok yazısı vardır.

En meşhuru yobazlık bir fikir mütehassesidir makalesidir.

Kendisi Türkiyenin yetiştirdiği en büyük tarihçi,yazar,türkologtur.

Kürt ve pkklı olsaydı bu kadar tepki çekmezdi,ilginç.

Hiç kimseye türk değil diye baskı yapmamasına rağmen sadece yazıyla görüşlerini dile getirmesine rağmen,birileri gocunmaktadır.

Çok büyük biridir,yobazların erişemediği kadar büyük..
türkçülüğü ve turancılığı tekelinde zanneden; sanal ağda türk milliyetçiliğinin sancaktarlığını(!) yapanlar tarafından din düşmanı olarak tanıtılmaya çalışılan kişidir.

nihâl atsız'ı islâm düşmanı olarak, "ateizmi yayma cemiyeti başkanı" gibi bir insan tipinde sunmanın gâyesi nedir bilemiyorum. müslüman türk milletinin, nihâl atsız'dan soğumasına sebep olması dışında ne işe yarayacağı hususunda da bilgim yok.
kompl(e)o teorisi olacak belki ama, "türkçü" diye yutturulmaya çalışılan sayfaların, bir anlamda türk milliyetçiliğinin karşısındaki gruplar tarafından beslendiğini, geliştirildiğini düşünmüyor da değilim.

neyse... ne diyorduk? bazılarına göre, nihâl atsız islâm düşmanı idi.

peki gerçek böyle midir?
hayır.
peki nihâl atsız müslüman mıdır?
ömrünün çok büyük bir kısmında hayır. kesin bir şekilde hayır demek istemiyorum. ömrünün son dakikalarında belki de samimî olarak inanmıştır allah'a ki bu yönde rivayetler de vardır.

nihâl atsız'ı tanımanın en doğru yolu atsız'ın eserlerini, atsız'a yakın olanların atsız'a ilişkin yazdıklarını okumaktır.

atsız'ın eserlerinden başlayalım. bir şiirinden, yakarış'tan:

"genç fatih'in ordusu yine tekbir alınca
söndürürüz kâfirin meryem ana mumunu
haritadan sileriz tuna'ya at salınca
ulah'ını, sırb'ını, bulgar'ını, rum'unu"

din, islâm düşmanı bir şahsın kaleme alabileceği türden bir dörtlük değil.
ne tekbir, ne kâfir, ne meryem ana türklüğe ilişkin kavramlar değil.

örnekleri çoğaltabilir miyiz? elbette. z vitamini'nden bir alıntı yapalım mı, ne dersiniz?

nihâl atsız'ın z vitamini adlı eserinde ismet inönü aldığı z vitaminleri ile uzun bir hayat ve iktidar dönemi yaşar. fakat günün birinde, türkçülerin ayaklanması ile koltuğunu kaybeder ve kaçar. bu sırada inönü savaşı'nın olduğu yere gelir. orada müşir yani mareşal fevzi çakmak'ı görür. fevzi çakmak şunları der:

"... Lozan'da Türk mukaddesatının peşkeş çekicisi, Müslümanlık, Türklük ve Türkçülüğün düşmanı"

Nihâl Atsız bir din düşmanı olsaydı Fevzi Çakmak'ın ağzından Müslümanlık kelimesini sanıyorum ki çıkarmazdı.

Aynı eserde, bir başka şehidin ruhu şunları demektedir:

"Memlekette Allah adını yasak ederken bizim Allah Allah diye can verdiğimizi, en büyük hakkımız olan yaşamak hakkından vazgeçerken Tanrı'nın ulu adını andığımızı düşündün mü?"

fakat yalnızca bunlardan bahsetmek de nihâl atsız'ı yanlış tanıtmak olur. nitekim çanakkale yürüyüşü'nde şöyle yazar nihâl atsız:

"Sen Arap Muhammed’in mezarını ingiliz altınları için Türk esirlerini boğazlıyan kahpe araplara bıraktıktan sonra senin kâben Çanakkale, Sakarya ve Dumlupınar değil midir?"

Şüphesiz ki "Arap Muhammed" bir müslümanın lâfı değildir. "Senin kâben Çankaya, Sakarya ve Dumlupınar değil midir" sorusu da inançlı bir kimse tarafından sorulmaz.
Ancak bu iki sözden bir din düşmanlığı çıkarmak da doğru değildir. Zirâ Atsız'ın kendi görüşleri bizim için doğru olmasa bile, "dinsiz" bir toplum tasavvuru yoktur. Zaten kendisi dinsiz bir toplum olmayacağını belirtmektedir.

yavuz bülent bâkiler'den alıntı yapıyorum:

"...necdet sançar beyin evinde bir toplantı yapıldı. orada atsız bana dedi ki:

- orkun'un yazıişleri müdürü sen olmalısın!

başüstüne dedim ve kendisine sordum:

- efendim dergiye dini konularda yazılmış yazılar da koyacak mıyız?

bir saniye bile beklemeden cevap verdi:

- elbette koyacağız! dinsiz millet olur mu? yalnız bu konuda dikkat etmemiz gereken çok önemli bir husus var. orkun mızraklı ilmihal kitabına girecek türden yazılarla çıkmamalı. namaz nasıl kılınır, oruç nasıl tutulur, abdest nasıl alınır gibi yazılar, orkun'da yer almamalı. o tür yazıları yayınlayan pekçok dergi var. biz islam'ın dinamizmini, ilme, âlime, aileye, düşünceye, vatan sevgisine verdiği önemi anlatan yazılara ağırlık vermeliyiz. islam'ı güzel, müslüman türk'ü örnek göstermeliyiz..."

bir din düşmanından; dini "silmek" isteyen bir kimseden duyamayacağımız cümleler bunlar.
yalnız şuranın altını çizmek istiyorum:
nihâl atsız'ı "bir müslüman" olarak sunmuyorum. anlatmaya çalıştığım ömrünün bir kısmında inançsız olduğu, buna rağmen dinin toplum için zaruriyetini kabul ettiği ve "dinsiz bir toplum" hayali olmadığıdır.
hâsıl-ı kelam, nihâl atsız bir muhafazakârdır. muhafazakârlık için "mütedeyyin" olmaya gerek yoktur.

fakat burada; nihâl atsız müslüman mıydı değil miydi noktasında "ilginç" nakillerle karşılaşıyoruz.

kadir mısıroğlu, kemalizme türkiye'deki en sert muhalefeti yapan kimselerden birisidir. bir islâmcıdır. kendisini "şeriatçı" olarak tanımlamaktadır. kendisi, nihâl atsız ile ilgili şunları aktarmakta:
http://www.youtube.com/watch?v=bw0kaDmUcbA

nihâl atsız'ın "...ben inanamıyorum zorla değil ya. şu mum gibi eriyip gideceğim" dediğini bize aktarmakta mısıroğlu.
mum gibi eriyip gitmek sözü sizde nasıl bir düşünce uyandırdı bilemiyorum ama inanmak isteyen; inançsızlığından rahatsızlık duyan bir ruhun dışa taşması gibi göründü bana.

ayrıca nihâl atsız'ın ölüm döşeğinde "iyi geliyor hoca. oku" dediği de rivayet edilir. ancak oğlu buğra atsız bu rivayeti yalanlamaktadır.

yazıyı bitiriyorum. son burada yavuz bülent bakiler'e tekrar kulak vermek istiyorum:

"1975 yılında vefat ettiğinde Ankara’daydım. Kalkıp istanbul’a gittim. Cenaze namazı, Kadıköy’de Osman Ağa Camii’nde kılındı. Yanımda, Atsız kadar sevdiğim Feti Gemuhluoğlu ağabeyim vardı. imam efendinin “Merhumu nasıl bilirsiniz?” sorusuna yüksek sesle Feti Ağabey cevap verdi: “Bu musalla taşı, Atsız kadar gerçek bir er kişiyi az görmüştür, hoca efendi!”
Feti Gemuhluoğlu mü’min, muttaki, musalli derviş gönüllü ağabeylerimizdendir. Atsız’ı çok iyi tanıyanlardandır. "

http://www.mirhaber.com/artikel.php?artikel_id=408

umarım nihâl atsız son nefesinde îman ile göçmüştür bu diyardan. doğruları da vardır, hataları da. tıpkı her insan gibi.
ama biz onu tüylerimizi diken diken eden şiirleri ile; bize millet için, ölüme gözü kapalı gitmenin erdemini öğrettiği bozkurtların ölümü ile ve yolumuza ışık tutan nice fikri ile anacağız.
ruhu şâd olsun.
"Peygamberin, çevresindeki ahlak bozukluğunu görerek çareler aradığını, tedbir düşünmek için dağlara çekilip insanlardan uzakta yaşadığını ve ta eski Mısır'dan gelerek Yahudiler'e geçen "tek Tanrı" fikrini akıl ve duygusuyla kabul ederek Arap putçuluğuna karşı çıktığını görüp anlamak için yobaz olmaya, bir takım masallara inanmaya, eski Sümer'den ve Mısır'dan gelip Yahudiler aracılığı ile öteki milletlere geçen inançları ilahi hakikat diye kabul etmeye lüzum yoktur. Hele Yahudi krallarını peygamber diye Türk milletine telkin ederek milli mefahiri unutturmak suretiyle israiliyyatı hayat ve ahlak sistemi diye öne sürmek milli bir cinayettir.

Kur'an "âlemlerin sahibi olan Tanrı'ya hamdederim" diye başlamaktadır. Belli ki bu söz de Muhammed'indir. Çünkü Tanrı, kendi kendisine hamdetmez. Müfessirler her ne kadar Tanrı "böyle diyin" demek istemiştir yolunda tevillere geçmişlerse de Kur'anın sonundaki küçük sürelerde olduğu gibi, sürenin başına bir "söyle, de ki" hitabını eklemeyi Tanrı düşünmez miydi?

Muhammed'in yirmi küsur yıl süren peygamberliği sırasında bazı ayetlerin mensuh olduğu yani hükümden düştüğü malumdur. Demek ki yirmi yılda bile hayattaki bazı değişiklikler Tanrı buyruklarını değiştiriyor, Tanrı eski buyruklarını hükümsüz sayarak yenilerini gönderiyor. Peki, hayatın geç ve güç değiştiğini 14asır önceki zamanların 20 yılında bile ihtiyaçlar ve hükümler değişirken gelişmenin çok hızlandığı daha sonraki 14 asırda değişecek hiçbir şey olmadı mı?

Kumar, içki ve her türlü fuhşiyatla yozlaşmış, karılarını değiştiren ve kız çocuklarını gömecek kadar vahşet gösteren bir toplumda Muhammed'in başka türlü davranmasına imkân yoktu. Onlara korkunç cehennem azapları gösterecek ve dünyada doğrulukla yaşayanlara da öte âlemde köşkler, Kevserler yiyecekler, güzel huri kızları vaad edecekti.


Tanrı insan idraki dışındadır. Kur'an, Muhammed'in talimatıdır. Bunun birçok delilleri vardır. Bir tanesi birçok yerinde aya, güneşe, fecre, atların köpüren ağızlarına yemin ve and verilmesidir. Yemini kim eder? insan eder ve kendisinden daha üstün bir varlığın adına eder, Tanrı yemin eder mi? Tanrı'dan daha üstün bir varlık olmadığına göre kendi yarattığı aya, güneşe neden yemin etsin? Görülüyor ki bu yeminler Muhammed'in gönlünden ve beyninden doğmadır ve hatta Araplar arasında islamiyetten önceki zamanların usul ve adabınca edilmektedir."


Gibi Sözlerle müslüman olmadığı kesindir.Onun müslüman olmasıda önemli değildir.Ülkücü yobazların onu bir tarafa çekmesinden kaynaklanmaktadır.Kendisi son nefesinde müslüman olmuşmuş.Hadi ordan derler insana.
"Evet... Kürt kalmakta direnir, dört beş bin kelimelik o iptidaî dilleriyle konuşmak, yayın yapmak, devlet kurmak istiyorlarsa gidebilirler. Biz bu toprakları oluk gibi kan dökerek; Gürcülerin, Ermenilerin, Rumların kökünü kazıyarak aldık, yine oluk gibi kan dökerek Haçlıların savaşçı şövalyelerine karşı savunduk. Kürtler 1839 yılına kadar askerlik bile yapmadılar. Viyana’dan Yemen’e kadar her yerde Türk ırkının kanı sebil gibi akarken onlar yaşadıkları dağlarda ve köylerde keçilerini güttüler ve fırsat buldukça hırsızlık ve yağmacılık ederek yaşadılar. iran’la yaptığımız savaşlara yardımcı diye geldikleri zaman da daima fırsat kolladılar ve Türk ordusunun yenildiği çarpışmalarda bu sefer iran’la birleşip onu vurmaktan geri kalmadılar. Birinci Cihan Savaşı’nda bize topyekûn ihanet eden Ermeniler, yerleşik Türk halkını vahşi bir kırgınla bitirmeseydi ve dağlarda, sarp köylerde yaşayan Kürtler bu kırgından kurtulmuş olmasaydı bugün çoğunlukta oldukları illerde de azınlık olarak kalmakta devam edeceklerdi. Fakat yüzde yüz çoğunlukta olsalar bile Türkiye’nin herhangi bir bölgesinde devlet kurmak hayalleri, hayal olarak kalacaktır. Yunanlıların Bizans, Ermenilerin Büyük Ermenistan kurmak hayalleri gibi... Onun için Türk milletinin başını belaya sokmadan, kendileri de yok olmadan çekip gitsinler. Nereye mi? gözleri nereyi görür, gönülleri nereyi çekerse oraya gitsinler. iran’a, Pakistan’a, Hindistan’a, Barzani’ye gitsinler. Birleşmiş Milletlere başvurup Afrika’da yurtluk istesinler. Türk ırkının aşırı sabırlı olduğunu, fakat ayranı kabardığı zaman Kağan Arslan gibi önüne durulmadığını, ırkdaşları Ermenilere sorarak öğrensinler de akılları başlarına gelsin."

bazılarına En güzel cevabı vermiş yazardır.
Attila ilhan, uzunca bir zaman edebiyat hocası olan ATSIZ‘ı, neler yaşadığını kabataslak ifade ediyor.

--spoiler--
1941 idi galiba, izmir’deki bir liseden komünistlikten dolayı kovuldum. Belge aldığım için hiçbir yerde okuyamıyordum. Özel bir lisede okuyabilir mi diye, beni istanbul’a yolladılar. Boğaziçi Lisesi’ne geldim. Boğaziçi Lisesi’nde edebiyat hocam kimdi, biliyor musunuz? Nihâl Atsız idi. Ben, “eyvah” dedim, “bu adam beni hemen mimleyecek ve perişan edecek.” Ne bekliyorum biliyor musunuz, bir Hitler bekliyordum ben. Geldi, hiç de öyle bir adam görmedim ben. Derli toplu, aklı başında, işini ciddiye alan bir adamdı. Her çocuğun istiklâl Marşı‘nı baştan aşağı ezbere bilmesini isterdi. Onu yapamadın mı, sıfırı alıp oturuyordun. Ve sınıfta bu işi yapan tek adam ben çıktım. “Sen kimsin, nereden çıktın yahu?” dedi. “Ben şuyum.” dedim. “Sende iş var.” dedi. Birkaç soru daha sordu ve bizim Nihal Bey ile öğrenci-hoca ilişkisi çok büyüdü. Derslerinde hiç politik telkinde bulunduğunu hatırlamıyorum. Sadece, islam önce Türk tarihinden daha çok bahsederdi. Yani onunla daha çok ilgilenirdi.
--spoiler--
Büyük türk, büyük şair mekanı uçmağ olsun. Geri gelen mektup şiiri mutlaka okunmalıdır. Kitapları tartışmasız her türk evladının okuması gereken kitaplardır.
Bozkurtların Ölümü isimli eserde, Türk Tarihine mal edilen türk kahraman (bkz: Kürşad) ın yaratıcısı.

http://www.rtvmedya.net/content/k%C3%BCr%C5%9Fad
Her ırkçıyı faşit sanan salaklara geri gelen mektup gibi bir şiirle,siz annenizin karnındayken ben edebiyatla,tarihle uğraşıyordum diye cevabı yapıştırmış her sabah kendisinin büyüklüğünü düşünerek uyandığım,büyük yazardır.

Afet inan'ın Atatürk'ün el yazmaları adlı kitabında,Atatürk'ün Türk milleti değil Türk ırkı dediğini görünce ulan acaba atatürk de mi faşistti ? diye düşünmedim bile.Çünkü ırkçılık faşizm değildir.Türküm demek ırkçılık oluyorsa ırkçıyız arkadaş.
bozkurtları 20.yüzyılda yeniden dirilten büyük ülkü abidelerinden sadece biridir.yazdıkları kitaplar şiirler okunmadan bilgisiz cahil insanlarca çamur atılan büyük vatanseverdir.
Bazı 15lik ergen gerizekalı,komünist adamların,kendisine dair görüşlerine dair birkaç makalesini bile okumadan yorum yaptığı büyük adam.Efendim sen önce türk ülküsünü,bozkurtlar serisini,türk edebiyat tarihini,aşıkpaşaoğlu tarihi kitabını oku da gel bakalım öyle tartışalım.

Kendisi faşist değildir.Söylüyorum ya işte.Kendisine dair bir tane bile kitabı okumayıp yorum yapmak.Buda ancak 15lik ergen her konu hakkında bilgi sahibi olduğunu sanan gerizekalı mallara göre bir şeydir.

Kendisi bugün hala tek kaynak olan aşıkpaşaoğlu tarihini yazmıştır.Bugün kür şad ihtilalini biliyorsak,bu onun sayesindedir.

kendisi yine türk edebiyatı tarihiyle bir ilke imza atmıştır.

Nitekim ilber ortaylı'dan,murat bardakçı'ya kadar,Kendi alanında uzman kişiler ondan överek bahsederler.Bu arada hitler çakması dedikleri adamın Fuat köprülü gibi türkiye'nin en büyük tarihçilerinden birinin öğrencisi olduğunu unuturlar.

Tabi kendisi sokakta,yoldaşş diye bağıranlar tarafından eleştirildiğini anlasaydı ne yapardı acaba.

Koca fuat köprülünün,zeki velidi togan'ın öğrencisi hitler özentisi oluyor bu ülkede.

Bu arada zeki velidi toganın da bir türkçü olduğunu unutmadan söyliyeyim,destekleyeni yok diyenlere.

Bugün ülkede karşınızda kür şad isimli kim gördüyseniz o atsızın ürünüdür.Çünkü kür şad ismi atsızın kafasından doğmuştur.

Evet hiç etki yapmamış denilen yazarın etkisi işte.

Bu arada atsıza hitler özentisi diyen dalkavuk ergen cahil salak takımına kendi ağzından bir yazı:



" Hamit Şevket bunları biliyor mu? Bilmiyorsa benim Hitlerizme tabi bir adam olduğuma nereden hükmeder? Saçlarım benzermiş...Bu ahmakça iddia yıllardan beri birçok budalalar tarafından aleyhimde delil gibi kullanıldı. Hatta evimde Hitlerin resminin asılı olduğu bile söylendi. Ben dışardan gelmiş hiçbir fikri kabul etmeğe tenezzül etmiyecek kadar milli gurur ve şuura sahip olduğumu, içtimai mezhebimin Türkçülük olduğunu vaktiyle yazarak ilan ettim. Daha ne yapabilirim. Saçım Hitlerinkine benziyormuş diye beni Hitlerci sanacak kadar budalalık gösteren binlerce, belki onbinlerce zavallıya ayrı ayrı mektup yazamam ya..."

Sonuçta ailecek gülüyoruz,ama ağzımızla değil.

Atsızın ideolojisine gelince,

gök ve yer yaratıldığında,insanoğlu kılınmış.insanoğlunun üzerine türkler oturmuş.

Kültegin abidesi.

Türkü bütün dünyanın hakimi gören bilge kağandır.1400 sene önce,bilge kağan türkü dünyanın hakimi görmektedir.

binlerce sene türkün bu görüş sayesinde yükseldiğini bilmeyen öküzlerin yüzüne daha onlarca söz çakılabilir.

bir millet kendini üstün görmezse,o baştan aşağılıklılığı kabul etmiş demektir.

peki seçim sizin,ya elin rusunun görüşünü seçip burada örneklerini sürüyle gördüğümüz moskofçu ergen mal olmak,ya da kendi milletini ırkını ululamak.tıpkı bilge kağan gibi.

Türk tanrısı,türk mukaddes yeri öyle tanzim etmiş.

Kültegin abidesi.

Tanrıyı türk gören bir kavim...Bu salak ergen takımı türkçülere laf atar ama,kültegin sayesinde bugün insanca yaşadıklarını unuturlar.Kendilerini hayatlarını hayvanca geçirmek istediklerinden,hayatta yiğitliğe kahramanlığa dair hiçbir halt bilmediklerinden,onlar ırkçılar sayesinde bugün komünist olduklarını bilmezler.
3 mayıs 1944 de alparslan türkeşle birlikte türk milliyetçiliği ateşini yeniden alevlendiren milliyetçi türk gençliğinin atsız hocasıdır.şiirleriyle makaleleriyle kitaplarıyla bir nesile önderlik yapmıştır.ruhu şad olsun.
“- KiMSEDEN HAKSIZ BiR YERE BiR ŞEY TALEP ETMiYORUZ. ATALARIMIZDAN KALAN MiRASIN MEFAHiRiMiZiN GÖMÜLÜ OLDUĞU TOPRAKLARIN BiZiM OLMASI ÜLKÜSÜNÜ KALBiMiZDE TAŞIYORUZ. ORALARI UNUTMAMAK iSTiYORUZ.

BEN BUNLARI ŞAHSIM iÇiN iSTEMiYORUM. ORALARDA ÇiFTLiK VEYA APARTMAN YAPACAK DEĞiLiM. MiLLETiM iÇiN DÜŞÜNDÜĞÜM HAKLARDAN DOLAYI DA KiMSE BANA VATAN HAiNi DiYEMEZ. BU ÇiRKEF iFTiRAYI iADEYE DE TENEZZÜL ETMiYORUM. KiMiN HAiN, KiMiN VATANPERVER OLDUĞUNU TARiH TAYiN EDECEKTiR. HATTA ETMiŞTiR BiLE.”

3 mayıs 1944 ün yaratıcısı atsız ata ruhun şad mekanın tanrı dağı olsun!
ben türk oğlu türküm diyebilen herkesin tanıması,okuması,en önemlisi anlaması gereken büyük fikir önderidir.
hüseyin nihal atsız için; "eğer türkçü olmasaydı dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri olurdu" demiştir bir edebiyatçı.
3 mayıs türkçülük gününün mimarlarından olmuştur başından geçen olaylar vesilesi ile:
1944 yılının 3 mayıs'ında hüseyin nihal atsız'ın ankara'da yargılandığı davaya üniversite öğrencileri alınmamıştır ve bunun üzerine büyük olaylar-gösteriler çıkmıştır, yüzlerce öğrenci tutuklanmıştır.
Yolların sonu adlı şiirde itler bile gülecek kimsesizliğimize diyerek beni benden alan usta edebiyatçı, atsız ata.