bugün

tasarrufu özendirmek ama çalışanı ezen sömüren bu türk iş dünyasında nasıl tasaaruf yapılabilir ki diye soramazlar bile.
(bkz: Eşeğin zikinden dolayı)
en temel destek sebebi sikeyim emekliyi, zaten yıllar geçtikçe emeklinin maaşı düşecek, bari toplumsal infial çıkmasındır.

şöyleki bana bulaşmasınlar, benden maaş falan beklemesinler. emeklilik yaşınıda 65 yaptım zati. (60 yaşlarında bir insanı torna tezgahı başında, inşaat iskelesinde vs. hayal edin. * ) veririm %25 desteğimi. ne halleri varsa görsünler.

böyle düşünüyor olsa gerek.
tek amacı son yıllarda zor durumda olan sermayeyi sübvanse etmektir. idarecilerin zikinde miyiz sanki?
kaldı ki çok bizi düşünüyor olsalar hedef kitleyi değiştirip zor durumda olan vatandaşları buna sevkederler.
ayrıca da, devlet bu emeklilik sisteminden tamamen elini eteğini çekmek istiyor olabilir. hastaneler giderek özelleşir ve sermaye sağlık sektörüne tamamen hakim olur. bizim de öye girer.
gelsin paralar sözüyle yola çıkmasıdır.

aksini iddaa edene fıstık atarım.
hükümet için ballı lokma tatlısı gibi yakında maaşlardan zorunlu olarak kesecekler bes'i, oh ne güzel dünya harcamak için yeni kaynak, yoluna yoluna tüy kalmadı bizde , birazda milletvekillerinden yolunsa onlarda vatandaş.
kısaca ''ölüyü diriyi öptün gözü bes'e diktin'' cümlesi ile final dokunuşumu yapıyorum sizlere.
sebebi yurtiçi tasarruf oranımızın çok ama çok düşük olmasıdır.

malum ekonomimiz kredilerle yapılan harcamalar üzerinde dönüyor. soru şu: bankalar bu kadar kredi talebine yetişecek parayı nereden buluyor?

mevduattan değil. mevduatımız yetersiz... dolayısıyla bankalar yurtdışından borçlanarak buluyor ihtiyaç duydukları parayı. döviz üzerinden yapılan borçlanma ise haliyle kırılganlık yaratıyor. bir kriz anında döviz ikiye katlanırsa, bankalar döviz olarak aldıkları ama tl olarak dağıttıkları parayı geri toplayabilseler bile borcu ödeyemezler. o zaman?

o zaman tl cinsinden uzun vadeli mevduata ihtiyaç var. işte söz konusu mevduat bireysel emeklilik yoluyla temin edilmeye çalışılıyor. insanlar paralarını sigorta şirketlerine veriyor, onlar ise bankaların sunduğu çeşitli fonlarda ve borsada değerlendiriyorlar.

ekonomi böyle giderse bireysel emeklilik hiç şüphesiz en karlı yatırım aracıdır. %25 devlet katkısı azımsanacak bir oran değil... hele ki yatırımınızın değerlendirildiği fonu hisse senedi ağırlıklı, riskli fonlardan seçerseniz çok ciddi kazanabilirsiniz. fakat bireysel emekliliğin en büyük handikapı, bir kriz durumunda dövizin fırlama ihtimalidir. malum, bireysel emeklilik yatırımı döviz üzerinden yapılamıyor. dolayısıyla ne kadar getiri getirirse getirsin, eğer döviz kuru ikiye katlanırsa biriktirdiğiniz paranın değeri yarı yarıya düşer.