bugün

insanın içini ve yüreğini burkar. 'nasılsın' dediğinde sadece 'iyiyim' denir. ya sen nasılsın diyememek koyar. sanki kelimeler ağızda tıkanır. daha önce böyle olmazdı hiç...

olay o kadar taze ki şaşkınlıktan kendi kendimi sikiyorum, nasıl ağzımı açamadım diye.
Çok aşık bir insanın yapacağı iştir.
''Niye sen doktor musun?'' sorusunun yöneltilmesinden korkulmasıdır.
utandırır.

sevgililer gününden bir gün önce, aylardır görülmeyen kızın ortaya çıkması da ilginç. ne güzel yatıp uyuyacaktım, açtım, emre aydın - duymak istiyorum dinliyorum şu an amk. sikti attı 2 dk da kimyamı.
ne nasılsını ben daha adını soramadım. yani ara sıra soru soruyorum falan. biraz utangaç bir tip ve sorularımı çekinerek cevaplıyor. sorumu cevapladığı anda hemen yanımdan gidiyor. gözlerime bakamıyor kısaca. aynı şekilde bende de biraz çekingenlik var.
mesela bugün gelip tam karşı masaya oturdu. yüzü bana doğru dönük olacak şekilde. elinde telefon ve umursamaz tavırlar. tabi ben yandaki camın yansımasından ara ara kesiyorum. göz göze geldiğimiz an yüzünü çeviriyor. bunların hepsi tesadüf olamaz herhalde.
yani olursa benden oscarlık film çıkar.
la ben niye adını soramıyorum bu kıza ya? sanki adını sorduğum anda 'yavşıyo musun sen bana' diyecek gibi geliyor. halbuki ne kadar basit. 'senin adın neydi ya bu arada ?' desem bütün sorun çözülecek.

bugün de onu görme hakkım bitti be sözlük. daha elimde jeton kalmadı. bugün de ilerleyemedim. bahane bulup konu açsam bile yüzünü kaçırıyor. ben de kesmek zorunda kalıyorum. diğer kızlarla konuşurken böyle bir şey yok. hepsi maşallah bi geveze bi geveze.

ya bu kız çok utangaç ya da benden utanıyor. ikisi de kabulum. sorularıma kaçamak cevap vermese ilerleyeceğim ama ilerleyemiyorum.

yani ben nasılsın desem 'ooo oldu bu iş' falan derim herhalde.
neyse biraz gidip kendime küfür ediyim.