bugün

2019 yılıydı sanırım. tütün fiyatlarından hatırlıyorum. en duygusal, delişmen,dönemlerimden biri.
arızalı bi kızla takılıyorum. şu dengesiz, tutarsız olanlarından. ama öyle böyle ruh hastalığı değil,
hani en cool adamı bile sinirden kendi yanaklarını ısırtmaya çalışacak cinsten. sevgilim değil. olmak istiyor. daha doğrusu olmak istediğini söylüyor, ne söylemesi ya bi insanın hayatında duyup duyabileceği en güzel aşk laflarını ediyor, sanırsınız ki daha doğmadan bana aşıktı, o derece, ama ben yaklaşmaya başladığımda kaçıyor. ki öyle güzel laflar edebilen, yaklaşabilen bi adam de değilimdir hani, sarkastik taklırım. muhtemelen bunu seviyor o da, kaçtıkça kovalıyor, yaklaştıkça kaçıyor. kucağıma almak istediğimde aslan oluyor, ne zaman ki bırakıyorum kedi gibi
geliyor. bazen o kadar güzel şeyler söylüyor, o derece beni kandırıyor ki, diyorum ki tamam her
şeyim ol filan. bi anda dönüyor. onu gerçekten istemediğimi iddia edip kavga çıkartıyor. garip
garip davranışlar. kafayı yemek üzereyim. ki daha önce de iki sevgilisinin intihar etmeye
çalıştığını söylemişti bana. daha doğrusu böyle şeyleri anlatmazdı da, ben zar zor alabilmiştim
satır aralarında.

açıkçası o yıllar çok şey kattı bana. bazı kadınlar acı cekmek istiyor mesela. bariz. mutsuzluktan
besleniyor. kavuşamamaktan zevk alıyor. hayatında derin bi acı olsun istiyor. sevmiş sevilmiş ama olmamış. bi nedeni yok. öylesine. bunu en mutlu, mutlu demiyim de mutlu olmamız gereken anlarda yaptığı huzursuzluktan anlıyorum. bi şey çıkartıyor. ne olduğunun önemi yok. bişey oluyor ama, gidiyor, üç saniye önce mutlu kahkahalar atan kadının yerinde suratsız bi mahlukat var. sorarsanız, cevap belli, yok bişey, sormayıp da yine eskisi gibi takılırsanız, neşeli filan, o zaman tamamen gidiyor. mecbur siz de mutsuz oluyorsunuz. nedeni mi ne? yok işte. bi neden yok. bu koyuyor en çok adama.

asla bulunduğu zamana dahil değildi. ne yoksa onu özlerdi. bişeyi sen istiyosan o istemezdi.
sarılsan, çeksen gelirdi omzuna ama eksik olurdu. o sarılmalıydı. ama sorarsan tam aksini
söylerdi. ilgisizlikten şikayet ederdi. trip attığında surat astığında siz onu eski haline getiremezdin.
kendi gider kendi gelirdi. kapris, naz olarak alıp üstüne düşerseniz fayda etmezdi. uğraşırdınız,
uğraşırdınız, neşelendirmek için, bir şey olmazdı, ne zaman ki bırakıp sinirlenmeye başladığınızda
geri gelirdi. bunu severdi.

bi gün sevişiyoruz. başarılı bi sevişme. zirve noktalarına doğru bana "şu an neler kaçırdığını
bilmiyorsun. senin için üzülüyorum" dedi. seksin atmosferidir dedim geçtim, üzerinde durmadım.
hoşuma gitti hatta. gururlandım. sonuçta övüyordu beni. arttırdı ama. "hakikaten he... yani şöyle bi şeyi yaşayamamış olman ne acı... hiç bi zaman da bilemeyeceksin bana yaşattığın zevki..." dedi sonra. "yerimde olmanı isterdim..." diye devam etti. öfkeli ama. hayır kimi kıskandığını anlamadım. "ne yapayım canım dedim kendimi mi hoplatıyım". küfürlü konuştu hemen ardından. uyardım. ben sevişirken aşırı kibar olurum. kötü söz duyunca "düzgün konuş... hiç yakışmıyor sana" dedim. "sana mı sorucam lan sen sikmene bak... böyle bi şeyi tatmadığın için sana acıyorum... aşağılık herif... zavallısın sen... oooo erkeğim... sik beni" diyince dayanamadım kalktım. bir daha benimle böyle konuşursan seninle sevişmem deyip gittim.
dildo kullansaydın albayım.