bugün

(bkz: hiç kimse)
Hiç kimsem yoksa ailem olur. Galiba.
Kitaplardır.
Güzel kitaplar okuyorsanız kolay kolay yalnız kalmazsınız. Dertleşeceğiniz birisi mutlaka bulunur, belki 1700 lü yıllardan ihtiyar bir teyze belki 2000 li yıllardan genç bir adam.
odam. sığınağım benim. korunağım. huzurum.
güzel başlık.
Içim. Içime kaçıyorum ben kaplumbağa gibi.
işte yine ordayız. aslında hep ordayız da çoğu zaman farkedemiyoruz.

neyse.

naber lan yine ben geldim. yıkık ben. sen de benden yıkıksın belli. hep burdasın. zaten sen gitsen ben de gelmeyecem. o yüzden sen de az yarrak değilsin hani.

neyse.

olum kalabalığım sanıyosun ama öyle olmadığını anlıyosun. derdin var, anlatıyorum sanıyosun anlıyorlar sanıyosun yanındalar sanıyosun ama öyle olmadığını görüyosun. bunlar hep acı şeyle ha. sonra kendini bulabileceğin en yarrak halde buluyosun. yani bunun bi tarifi bile yok. öyle bir yarrak. hatta yarrrrak.

neyse.

sende de bi bok yok ha. geldik ama mecburiyetten. çünkü yokluktaki bokluk gibi bi şeysin. yokluktansa bokluk yine iyidir.

neyse.

ne anlatıyorum amk.
Tavan arasında ki bilgisayarımın başı.
Ev. Ev benim kalemdir,mahremimdir, siginagimdir.
Kendim.
Kulaklığı takar müziğime dalarım. Dünya yansa umurumda olmaz.
Deniz kenarında büyük bir taş var benim gibi.
daha deniz sezonu açılmadıysa şileye gidiyorum, kimse yokken dalga sesleriyle plajda yürümek iyi geliyor.
yol gitmek istemiyorsam da caddebostan ve kalamış sahili.
biraz müzik, biraz kahve/çay ve gelip geçeni gözetlemek için bir cam kenarı veya bir balkon.
Yatak odası.
evim evim güzel evim . çiçeklerim.
iç dünyam.