bugün

ben galiba hatırlamıyorum.
ipad'ine uçurtma uçurma app'i yüklemiş çocuktur. cebinde iphone'u odasında 5000 liralık bilgisayarı vardır.
uçurtmaya özgü o nostaljik anılardan yoksun kalacak çocuktur. uçurtma gördüğünde; soğuk bir kış gününde sahilde ben de uçurtma uçurmuştum diye hatırlayamayacaktır. buradan ailelere sesleniyorum! uçurtun, uçurtturun...*
belki de uçurtmayı uçurmayı beceremeyen çocuktur. *
pek birşey kaybetmiş sayılmaz. yalnız ucurtma ucurmamıs bir nesil, aynı zamanda ucurtma imal etmeyi de bilmez. belki kaybedilmiş en büyük şey budur ucurtma konusunda.


bizim donemimizde oyleydi, ucurtma ucururduk ama , kendi yaptıgımız ucurtmayı tabi. *

hatta bir edit yapma ihtiyacı duydum bu entry'ye.

hiç unutmam o ucurtmanın cıtalarını satan kırtasiyeler vardı o donem. şimdi var mı bilmiyorum ama bazen o cıtalardan bulamayınca sazlıklardan kamış toplar, yine yapardık ucurtmamızı. boyleydi. *
biyonik çocuktur koca hayatından bi bok anlamaz. o uçurtmayı yaparken milimetrik hesaplamalarla oluşturulan geometrik şekillerin keyfini hiç bi zaman bilmez. uçurtmanın kuyruğunda bağlanan taşın anlamını hiç bi zaman bilemez. daha neler neler fiuuf
o uçurtmanın ipini kaçırıp, rüzgarlı havada yakalamaya çalışmamışsa çok olmasada bir eksikliktir onun hayatı için.
uçurtmayı uçuramayan çocuktan daha şanslı olandır.
kontrol edildiğinde kendinde bir eksiklik hissettirmiyorsa yetişkinken sorun yaşamayan çocuktur.
hayatında çok büyük boşlukları olan çocuktur. şimdi uçurtma uçurmaya başlasa bile özgürlüğün tam olarak ne olduğunu asla öğrenemeyecektir. biliyorsunuz ağaç yaşken eğilir.