bugün

niye oğlum, Atatürk diye bir gerçek var.
Pardon da mal mısınız diye sormak istediğim.
özlem kavramı görmekmiş , konusmakmış , bakışmakmış bu tip olayları aşmıs bi kavramdır . cok daha derin bir paylasıma ittiği için ; görmesende olur...
senin yarattığın, hayalindeki, arzuladığın şeydir.
koskoca bir gönül yarasıdır....
(bkz: long distance relationship)

evet, bu olaydır. senelerdir deliler gibi sevdiğiniz, ama daha ellerini tutmanıza izin vermeyen sevgili yüzünden verem olmaktır. ölmektir.
insan gördüklerine bile hasret olabiliyorken zor değil.
bir düşü sevebilirse kişi özlemde duyar.
göremesen de orda olduğunu bildiğin için, sesini duyamadığın için belki de. kimi bedeni özler, ellerin sıcaklığını, bakışları, sımsıkı sarılışları özler. kimisi ruhu... sesin sıcaklığını özler. yaşamasa da yaşayabileceklerini özler. hayal ettiklerini özler. özlemek için neden çoktur. istedikten sonra...
ölümü özlemektir...
hiç görmeden özlemek,
hiç göreyemecek olmaktan dolayı
daha çok özlemek ve özlemek...
hiç görmeden özlemek,
hiç görme şansı olmadan
daha çok özlemek ve özlemek...
(bkz: seovi)
özlemin tavan yapmasıdır.

(bkz: acil şifalar)
yaşamadan çözülmesi mümkün olmayan durumdur.

kim özler ki görmeden, neden özlesin hem görmediğini, bilmediğini... elini tutmadan, dokunmadan , öpmeden neyi özleyebilir insan? hiç birşeyi yaşamadıysan yanyana, nedir bağlayan?

sanki hep tuttuğun el onun ki gibi, tek öptüğün o, tek dokunduğun...''yaşadım'' farzet yeter....özlersin elbet...